
Galatasaray bu sezon ilk yabancı transferini Arnavut Lorik Cana'yı alarak gerçekleştirdi. İlk olarak adını "KANA" mı yoksa "SANA" mı yoksa "CANA" mı diye okunup okunmadığı ilk aklıma geldi. Ondan sonra bir kaç youtube videosunu izledim ve "SANA" olarak söylendiğin duyudum, bende öyle söylüyorum artık doğrusunu yanlışını çok bilemiyorum.
Bu isimden türetebileceğimiz o kadar çok şey var ki:
Lorik, kartalın KANAdını kırdı.
Lorik, serçenin KANAdını kırdı.
Lorik, CANA gelecek, mala gelsin.
Lorik, in tercihi SANA.
Lorik, SANA daha ne diyeyimki!
Lorik, SANA minnetarız.
Neyse geyik bir yana, bir hayli uzattım kusura bakmayın. Tam bizim basınımıza göre bir ismi var Lorik Cana'nunda bakalım onlar neler türetecekler.
Kendisi agresif ve istekli oyunu ile hem Sunderland'de hem de Marsilya'da kaptanlık yaptı. Daha ilk gittiği sezonda Sunderland'de kaptan yapıldı, ki İngiltere'de daha ilk sezonunda hele ki bir yabancının kaptanlık yapması gerçekten ender rastlanan bir şey.
Bizlerde bunları göz önünde bulundurarak hazırlık maçlarında gözümüzü Cana'ya diktik fakat hepimiz hayal kırıklığına uğradık. 45 dk'lık performansı çerçevesinde ne bir pas yapailen, ne top taşıyabilen ne de top kapabilen bir oyun sergiledi. Ümid ediyoruz ki gecmişte sergilemiş olduğu futbolu Galatasaray'da sergiler. Yoksa bu sezon işimiz çok zor olacak gibi.
Fakat Cana'dan tam yarar alabilmek için yanına topu fizikle değil, teknik ile oynayan bir isim lazım, mesela Kallstrom ismi çok zikredildi ama maalesef gerçekleşmedi.