Monday, September 12, 2011

BELEDIYE "KAZIM(A) "DOSEME" CALISMASI....








Evet...2011-2012 sezonu bir masal gibi basladi degil mi, bize bol bol masallar anlatildi..."REYES ve FORLAN" masali ile baslandi, masala adini vermis isimler transfer edilemedi, ardindan "LIVERPOOL" masalini okduduk, inanilmazdi! Her sey o kadar guzeldi ki! Ardindan "PODOLSKI" masali basladi, o masalda huzunle bitti. Bunca masal icerisinde taraftar olarak inanmak istedigimiz bir cok masal var, tabiikide YINE hic biri gercek olmadi...

Dun de bir IBB masali ile basarisizlik destanimiz, bakalim sonu nasil gelecek. Evden ciktik, arabamiza bindik, eglene eglene marslar dinleye dinleye maca gittik, Nike'in ilgisizligine kizip almadigim sari-kirmizi formayi bile aldim gidip. Sonra kosa kosa stada gittik, yerimize gectik basladik bagirmaya. Baktik ki baslangic fena degil, ama dk 20'den sonra Galatasaray gectigimiz sezonu bir anda geri geldi ve isimler farkli olmasina ragmen tipa tip ayni takim sahada karsimiza cikti. Ayni masal gibi, birden bire gecmise geri donduk.

Buyuk umitlerle herhalde Turkiye futbol tarihinde bir kaleciye verilmis en yuksek bonservis verilmis, Uruguay'a Amerika Kupasi'ni kazandirmis, harikalar yaratmis sincap kilikli kalecimiz Muslera yaptigi hata ile "UFUGUMUZU" genisletti, hatirlarsaniz Ufuk'da tipatip ayni hatayi yapmip topu elinden kacirmisti ardindan golu yemistik, ama o maci kazanmistik. Bu mac oyle olmadi....

Felipe Melo herhalde sahanin en iyisiydi, her yere gitti, presini yapti, yeri geldi rakip defans oyuncularini ipe dizdi, ah bir de sut cekse. Bir de YANCI GAZETE VE TELEVIZYONLARIN haberlerine gore birine kafa atmis. Adam A'dan Z'ye her seyi yapti sahada. Ama tek basina yetmiyor.

Selcuk, hani su Turkiye'nin Xavi'si dedigimiz Selcuk, sahada vizildayan bir sinek olarak kaldi. Bir kac kere karsi takimin kulaginin dibine gidip vizildayip onlari rahatsiz etti, ama ardindan kipirdamadi kondugu duvarda yedi saplagi ezildi gitti.

Sagbek de oynasin diyerekten aldigimiz Eboue bir anda Stancu'nun sol kanat oyuncusuna donusmesi gibi, adeta bir transformercasina bri anda sol acik oldu, ama bu transformer'in devrelerde uyusmazlik oldu, oraya uymadi. Bizleri dikkatini sadece uzerine giymis oldugu sari-kirmizi formanin, sarisi ile derisinin kontrast yaparak cekti.

Ujfalusi (dogru yazdim herhalde) sag bekde gayet iyi bir oyun sergiledi, stoperdede ayni sekilde, ama sagda onundeki Colin Kazim, stoperde iken yanindaki Servet, Ujfalus'nin 3'de 1'i kadar oynayamayinca zaten olmadi...

Baros'a top gelmedi, cikarken hakli bir asebiyet yapti. Colin Kazim bir kanat oyuncusu iken, ve sahanin en kotusu iken, Terim'in Kazim yerine Baros'u cikarip, Engin'i oyuna sokup, Kazim'i oyunda tutmasi zaten Terim'in artik her seyden bir haber oldugunuz, oyun analizini beceremedigini belli etti.

Sabri...Yani ne diyebilirim ki... Sabri iste... Her zmanaki gibi kosmaktan baska hic bir isi beceremeyen, ne sut cekebilen, ne orta yapabilen bir futbolcu, sansli cocuk ama hala GS'de oynuyor, kac teknik direktor, kac oyuncu degisti Sabri hala oyunda hem de bu sefer KAPTANDI!

Yani yapilmasi gereken o kadar basit seylerdi ki aslinda... Oncelikli olarak cikar Kazim'i koy Riera'yi, al Eboue'yi sag kanada, sonra Gokhan Zan'i cikar al oyuna Sercan'i olsun bitsin...

Dun beni en cok sinirlendiren, ve bu post'un basligina ilham olan Colin Kazim kardesimizin Galatasaray formasi giymesi beni o kadar uzuyor ki, bir de GS formasi giyip,90 dk forma giymesi, haksiz yere hala ilk 11'de yer almasi. Yani bu adam, adam olsa zaten utanir "yok ben ilk 11" de oynamayayim derdi. Yok yani adamin isi sadece saha disinda gittigi gece kuluplerinde abuk sabuk dans etmek, sapkasini yamuk takmak, gece kulubunden cikinca araba kazasi yapmak falan... artik ekurileri olacak Engin Baytar ve Sercan'ida buldu, bunlarin yaninda da bir de Baros var, bu sene Florya'ya da bir gece kulubu acilir, kondisyon salonun tepesine bir disko topu monte edilir, kazim DJ olur, Sercan ona vokal yapar, Baros ve Engin'de dans eder, kizlari mizlari cagirip eglenir.... Olacak bu... Diskodan farksiz bir Galatasaray, ama en azindan disko eglenceli, ama Galatasaray DEGIL!

Kayahan'in "yine bana husran, yine bana hasret var yine bana esmer gunler dustu" sarkisini bol bol soyleriz, hatta tezahurat yapalim....

Saturday, February 19, 2011

Armayi Tanimiyorsan Baskanlik Yapmayacaksin!




Stad yapilirken once kulubumuzu kurmus olan baskanimizin adini, son anda kafadan bir isim attin. Sonra yeni stadin uzerinin kapatalacagini soyledin, kapatmadin. Stadi uzaktan goren burasi kimin stadi der.. Nerede stadin sari-kirmizisi? Nerede stadyum uzerinde Galatasaray'in logosu? Bir isi de dogru yap... Sozum ona spor kompleksi diye adlandirdigin arsaya levhalar asiyormussun, ama onu yaparken de Galatasaray'in logosunu yanlis yaptiriyorsun! Siz daha idare ettiginiz kulubun amblemini bilmiyorsunuz, kurucunun adini onemsemiyorsunuz, takimin rengini unutuyorsunuz! Daha ne olsun ya! Birakin gidin kardesim!

Saturday, February 12, 2011

Köselesi Delik Zapata*




Dun mac oncesi puan cikarabilecegimizi hic dusunmemistim zaten, sonra oglen saatlerinden biraz heveslendim neden olmasin ya, gecen hafta harika futbol oynadik dedim. Aksamustu icime tekrar bir kusku dustu, yok alamayiz dedim. Saat 19:00 oldu, kadroyu gordum ve biz bu maci 10 kere oynasak onundada kayip ederiz dedim.

Ya Hagi kardesim! Sen harika bir futbolcuydun, saha icerisinde adeta takimin ikinci teknik direktoruydun, ama ne zaman takimin basina gectin o zaman saha icinde oyunu yonlendiren Hagi'yi arar olduk. Hagi'cim... Bak canim... Bak gulum... Sabri ortasahanin ortasinda oynayamaz bu biiiiir, iki ise Anil'in ilk 11'de isi ne? Anil'in capi ne? Anil kim ki Baros'un delemedigi defansi delecek? Anil'i koyacagina oyuna tek forvetle cik... Yekta'yi al ortasahaya, sagbekten S. Kurtulus'u kes Sabri'yi oraya koy. Cok degil daha yeni oynadin bu adamlarla. Hic mi o maca bakmadin? Hic mi etud etmedin? Hic mi rakibini incelemedin. Ortasahanin ortasina takimmizdaki en yeteneksiz oyuncularin basinda gelen Sabri'nin ne isi var? Sabri oyun mu kuracak? Adam oyun kirmayi birak ne pas atabilir, ne orta yapabilir. Hadi Neill cok siritmadi, ama yani Cana'yi kendi yerine alsan. Neill'in Cana'dan cok daha iyi pozisyon alabilen bir kabiliyeti var. Cana kim ki defans oynasin. Zaten yetenegi belli. Cana sadece ortasahada didinir, savasir, kendini yerden yere atar, rakibine dalar sari kart gorur. Bu islemlerin aynisini defansta yapiyor, cok yakinda penalti yaptirir bir mac o zaman gorursun. Anil'i sen nasil ilk 11'e alirsin? Anil ne yapmis... Ne kadar yetenegi var.... Gaziantep defansi ezdi gecti. Galatasaray ilk 45 dk'yi Anil sayesinde 10 kisi oynadi. Yerden kalkamadi ki, bir omuz mudahalesi yetiyor zaten. Anil daha Galatasaray ilk 11'inde oynayacak yetenekde bir oyuncu degil. Olumlu hic bir sey yapmadi.

Yedigimiz golun aciklamasi yok. Hadi top oraya indi... Kaleci neredesin? Cizgi uzerinde neden bekliyorsun! Ciksana, topa dogru gitsene, geri geri gidecegine, rakibe daha genis bir sut alani birakacagina, uzerin uzerine git. Yani dunya uzerinde hangi kaleci uzerine gelen topa bacaklarini acar? Bu tip hareketi kimler yapar biliyormusunuz... Neyse simdi agzimi bozmayayim. Neden aciyorsun bacaklarini ya! Kalecinin bacaklarinin arasi karsi karsiya pozisyonda omuz genisliginde acik mi olur be! Kulube kaleci diye 6 aydir oynamayan bir korkuluk getirdiler. Bir de 1.5 senelik imza attirdilar, bakalim daha ne tur goller gorecegiz kalemizde... Macta iki tane pozisyon var. Bir tanesi Sosa'nin golu, digeri ise Culio'nun direkten donen topu. O kadar guzel de vurdu ki! Antep kaleyi herhalde sehirin en buyuk hocasina okuttu ufletti....

Macin en iyi adami yine Culio. S. Kurtulus'da ikinci en iyi oyuncuydu. Tek basina didindi. Ama 11 kisinin yukunu tek basina nasil yuklensin? Yapamaz... Hele ki Antep gibi kuvvetli bir rakibe karsi.

Macin en kotu oyuncusu tabiikide Sabri ve Anil.Bu iki isim ilk yarida hic bir sey yapmadi. Onlar ciktiktan sonra Galatasaray oyunu daha rahat oynadi. Ama gol yenmisti bile-pardon yenmisti demeyelim, Zapata golu coktan yemisti zaten diyelim.

Galatasaray kotu mu oynadi? Hayir. Peki iyi mi oynadi? Hayir. Oyun geneline bakarsak iki takimin oyunu arasinda bir fark yoktu, ama iki takimin kalecisi arasinda daglar kadar fark vardi. Karcemaskas muthis bir kaleci. Cok istikrarli, yan toplari cok iyi, birebirde cok basarili, refleksleri cok iyi, yan toplari cok iyi. Boyle adamlari gormek cok zor degil yonetim! Zaten kendini belli eder. Ama siz kafaniza 2-3 tane lig takmissiniz onlardan baska bir sey gormuyorsunuz, Hagi'de Romanya fikrini takti kafaniza. Tamam oyuncu almak icin iyi bir yer olabilir, ama Allah askina Romanya liginde, kendi kulubunden 6 ay once gonderilmis olan bir adami nasil alirsin? Bu belesci zihniyetler iste anca koselesi delik zapata (ayakkabi) alirsin. Senin takimin ne kadar mucadele ederse etsin, o da kalesine gelen ilk topu iceri alir.

* Zapata: Ispanyolca ayakkabi

Friday, February 11, 2011

Ne MUBAREKsiniz Adanlar ve Hagi!




Adnanlar Cetesi ve Hagi, Galatasaray'i iyice kendilerinin sanmaya basladilar. Husnu Mubarek'in Misir'i kendi keyfince yonetmesi, herhalde Adnanlar ve Hagi'ye ornek teskil etti. Kafalarina gore aldiklari kararlarla, kendi uygun bulduklari sekilde Galatasaray'i yonettiler, yonetirken de tukettiler. Misir gibi turizm cenneti bir memleketi batiran Mubarek'in sonunun nasil geldigini 2 hafta boyunca televizyondan takip ettik. Bizlerde mi milyonlarca kisi sokaga dokulmeliyiz ki bu uclu kulubumuzu rahat biraksin, tabii meydani bos bulunca baskanliga ve teknik direktorluge soyunan insanlarin siradan insanlar olmamasi gerek.

Adnanlarin Galatasaray'i kafalarina gore adeta diktatorce yonettigi bir devirde yanlarina da gestapo basi Hagi'yi almalari pek sasirtici degildi. Bu isimlerin bir cok ortak noktasi var, mesela egolari, mesela ben-bilirim halleri gibi. Boyle egosu yuksek olan insanlarin bir arada calistigini gormek aslinda sasirtici, ama derler ya "deli deliyi gorunce sopasini saklarmis". Ayni diktator hukumetler gibi, kendileri tepeye gecmis, Galatasaray'in yagindan-balindan yararlaniyor, altlarina da kendileri tarafindan secilmis bir teknik direktor koymuslar, onlara ne dokunan var ne de dokunabilen.

Hagi'nin dun yapmis oldugu aciklamalarin birbirine uymadigini belki okumussunuzdur, Hagi'de artik yaslandi ya, once bir sey soyluyor ardindan tam tersi bir sey soylyor, Ornek verelim, dunku aciklamarinda, Misimovic hakkinda, "aşkanımızla her zaman konuşuyorum, fikir alış-verişinde bulunuyorum. Benim için tüm oyuncular eşittir, her birinin kendi şansı vardır" dedi kendisi, ama bakin sonradan ne diyor "Benim için işler açık. Misimoviç kararını kasım ayında aldım, yöneticilerimize bildirdim ve kabul ettiler. Benim için Misimoviç konusu kapanmıştır". Yani ilk olarak adil bir insan oldugunu savunan Hagi, aslinda adil olmayan hareketlerde bulunuyor. Halka farkli seslenip, ardindan farkli isler yapiyor. Uzerinden 8 milyon Euro harcanan bos bir yatirim olan Misimovic, sezon basindan beri oldugu yerde oturuyor, sikayetci mi peki? Neden olsun ya oturdugu yerden 2.5 milyon Euro mu ne kazaniyor Misimovic, neden sikayetci olsun. Sadece Turk takimlarinda rastlanan bu olaylar futbolumuzun hala "modern dunyaya" ayak uydurmadigini gosteriyor. Misimovic'i kadro disi birakma kararinin "disiplinsizlige" dayandigini soyleyen Hagi ve Adnanlar, ardindan Turkiye Super Lig'in en disiplinsiz adamlarindan Colin Kazim'i getirmeyi biliyorlar.

Yine Misir'dan ornek verelim, ulkeye giren-cikan her seyden ceplerini dolduru Mubarek, ve halka verecegini kendi cebine atti, iste yonetimimizin de boyle bir durumu soz konusu, Adnan Sezgin ucuncu sinif oyuncularin pesinden hic ayrilmadi, takima getirdigi isimler Galatasaray'in `G`sini ruyasinda goremeyecek isimler, ve bunu istikrarla surdurmeye devam ediyor, yurtici transferlerden hic biri bugun Galatasaray formasi giymiyor, menajerlerle arasi iyi olacak herhalde, Adnan Polat'da Adnan Sezgin'i birakmiyor, nasil bir `dostluk` bu anlamadim. Hagi ise istikrarla Romanya'dan oyunclar getirdi, baska bir ulkeye yonelmedi, Becali ile iyi bir `dostlugu` olacak herhalde.

Bu gidisle Galatasaray yonetimini ve Hagi'yi sokaga dokup, koltuklarindan edecekler.

Mubarek'in koskoca Misir'i soyup sogana cevirdigi gibi, koskoca ulkenin egemenligini adeta bir diktatorcesine tek basina, `laik` gecinip `halka tv karsisinda sov yaparak` ve `bos vaatler vererek` somurmesini, Adnanlar ve Hagi'de Galatasaray'a uyguluyor. Demek ki dogru yol buymus. Rezalet!

Thursday, February 10, 2011

Bütün Takım Nike'landık... Nike'landık...





Galatasaray futbol takımı sezon sonunda Adidas'ı bırakıp, Nike ile anlaştı. Anlaşma hakkında Kamu Aydınlatma Platformunada gerekli yazı yazılmış....

Nike, eğer ki Galatasaray'a hususi tasarımlar yaparsa, ve özellikle bu formalarda Fransa'ya yapmış olduğu kalıbı (vucuda oturan kalıp. resimdeki gibi)yaparsa gerçekten çok güzel formalar çıkabilir. Tabii bu formaların en büyük sıkıntısı fiyatlarının Adidas'dan en az 10 milyon fazla olacak olması.

Adidas'ın Galatasaray forması 92 TL iken, milli takımıma çıkarılmış olan formalar 99,00 TL. Bakalım neler olacak... Güzel formalar yapılsın da almayı öyle düşünelim.

referans: http://galatasarayformalari.blogspot.com/

Monday, February 7, 2011

Ayhan, Barış, M. Sarp Yoksa Rüzgar Seyrantepe'de Sert ESer....




GAlatasaray uzun zaman sonra istekli bir futbol sergiledi. Maçı izleyen bütün Galatasaraylıların içlerinden "oh be! Sonunda rahat izleyeceğimiz bir maç" dediğine eminim, ama tam rahatladık derken, 75 ve 78'de durum 3-2'ye geldi. Eskisehir'in atmış olduğu ikinci gol öncesi verilmiş olan saçmasapan bir frikik, hakem kardeşlerimizin hala gerekli bilgiye sahip olmadığını gösterdi. Hatırlarsınız, bu frikik öncesinde, Eskisehirli bir oyuncunun arkadan gelip Sabri ile kafa kafa tokuşmasında ki pozisyon, frikik pozsiyonunun aynısıydı. Hakemlerin hatalarından çok Galatasaray'ın futbolunu konuşmak lazım, bazen maçı kazanmak için oynadığınız takım yanında hakemide yenmeniz lazım, Bursaspor karşısında yenemediğimiz hakemi, bu hafta yenmiş olmamız sevindirici.

Turk Telekom Arena'da farklı bir Galatasaray izlediğimiz kesin, taraftarın desteği oyuncuların moralini düzeltiyor, oyuncularla arkalarına aldıkları bu destekle gaza gelip iyi oynuyorlar. Sabri'nin ortasahadaki mücadelesi tartışılmaz, ama ortasaha ortasında oyun kuramayan bir oyuncunun yer alması da çoğu maçta sıkıntı yaratacaktır. Sabri'ye ligin ikinci yarsının başlamasıyla bir haller olmuş, artık şutları nasıl olduysa yerini buluyor, her şutu kaleye gitti, bir şutunu da Cana kaleye soktu. Maç içinde Stancu'nun nerede oynadığını anladıysam Arap olayım... Adam sol kanatta mı oynadı, forvet mi oynadı anlamadım. Ama eğer Hadi kadroda Kewell gibi tam kanat oyuncusu tanınımda bir oyuncu varken, santrafor diye aldığının adamın kanatta oynaması garip. Neill ve Cana yine pozisyonlarını değiş tokuş ettiler, ama Eskişehirspor'un etkisiz oyunundan dolayı çok sırıtmadılar.

Stancu'nun şutları gerçekten çok etkili, ve nerede durması gerketiğini çok iyi biliyor. Ama 70. dk'da oyundan düştü, fizik-kondisyonunu geliştirmesi gerekiyor. Culio'ya söylenecek hiç bir laf yok, hakkikaten tam bir takım oyuncusu, yeri geliyor ileride asist yapıyor, yeri geliyor defansatan top çıkarıyor, bir de bakıyorsun yine ileride, oraya nasıl geldiğini görmüyorsun bile. Hani vampirlerin süper hızı ve kuvveti vardır ya, Culio'da vampir olduğundan bu özellikleri taşıyor. Önüne geçeni de yoruyor. Kewell muhteşem! Tek kelimetle muhteşem!

M. Sarp'sız, Ayhan'sız ve Barış'sız bir Galaatsaray ne kadar iyi oluyormuş değil mi. Ortasahadan ileri top geliyor, top kaybı azalıyor, mantıklı mücadele çoğalıyor, ortasahadaki çark çatır-çatır dönüyor, umarım bunu gören Hagi bir daha bu isimlere ilk 11'de yer vermez. Zaten gördük, M. Sarp oyuna girdi, ortasaha bir oyundan düştü, kendini toparlayana kadar 2 gol yedi.

Yenilen ilk golde ofsayt diye duran oyuncularımızın biraz kural kitabını okuması gerekiyor. Özellikle Hakan Balta kendi kanadını artık tutamıyor, ne haller oldu analamdım ki, doğru ya sigara içiyor Hakan Balta dolayısı ile nefesi kesiliyor. Sigara tüttürürken ki resimleri zaten bunu gözler önüne sermişti. Ama takım da Hakan Balta yerine koyacak oyuncu da yok, Hakan'ın yedek olması için ya Gökhan Gönül'ün ya Sergio Ramos'un ya da Alves veya Maicon'dan birinin Galatasaray'a gelmesi lazım, bunlar da hiç olmayacağına göre Hakan Balta'yı eski haline getirmek için her imkan seferber edilmeli.

Defansımızı çok iş düşmedi, fakat S. Kurtuluş'un yavaşlığı hızlı kanat oyuncuları olan takımlar karşısında büyük sıkıntı yaratır, ama Sabri'den daha yüksek bir teknik kapasitesi olduğu kesin.

Zapata gariban yine 2 gol yedi. Bir tanesi Galatasaray'a olan hıncını bir frikikte toplayan Ümit Karan'ın attığı frikik golü ki bir daha hayatta atamaz, diğerinde ise defansın arkasına kaçan adamı erken sezemedi, ve açısını iyi kapatamadı, Mondragon olsa muhtemelen 1. golü yemezdi, 2. golü de yüzde 50 çıkarabilirdi...

Galatasaray TT Arena'da bir farklı oluyor... İç saha maçlarında ümit veriyor ama deplasmanlarda sezon başından beri tekliyor. Bakalım dünkü takım oyunu bir dahaki hafta tekrarlanabilecek mi...

Sunday, February 6, 2011

Ah Kıskançlık... Ne Komik Duruma Düşürüyor İnsanı...





MHK'nın Galatasaray ve Beşiktaş aleyhine vermiş olduğu kararlardan sonra haklı olarak Bjk yönetimi bir açıklama yaptı. Tonton görüntüsüyle adeta obur kedi Garfield görüntüsü ile sempatik bir görüntüsü olan Serdal Adalı herkese verdi veriştirdi. Çoğu yorumu MHK aleyhine olan Adalı, bir çuval lafın ardından geldi TT Arena'ya çattı. Neymiş efendim devletin "kaçak ve devlet malı stadlarla ilgilenmiyoruz" diye bir cümle kurdu. A be benim tonton Adalı'm, biliyorsun hiç bir takımın stadı kendine ait değil, her stad için devlete kira veriliyor. Hangi takımın stadı kendi malı? Hepsi çatır çatır kiraları veriyor...

Neymiş devlet malı stadyumlarla ilgilenmiyorlarmiş... Tabii bizden stadyumumuzu kullanmak istediler, TT Arena'yı hala devlet malı zannediyorlar, ama o stadyumun inşaatı için Galatasaray'ın KENDİ MALI olan, Mecidiyeköy Ali Sami Yen arazisinden TOKI, TT Arena için harcamış olduğu parayı kat kat çıkaracak. Acaba yönetimimiz, Bjk'nin stadyumumuzu kullanma talebine evet deseydi ne olacaktı? Hem sonuç hala ortada değil, belki hükümet gelecek "Bjk burada oynayacak" diyecek, o zaman tükürdüğünü yalamaya alışık olan Bjk yönetimimi, aynı "haftaya yedek kadro ile çıkacağız" açıklamaları gibi, "Galatasaray yönetimine yardımlarından dolayı teşekkür ederiz" diyecek.

Bjk yeni stadını yaparken kendi mi yapacak? Sende yap stadını kardeşim, hem hükümet neden sana stadyum yapsın? Avrupa'yı sadece yemiş olduğun 8 golle salladın... Ötesini mi yaptın? Bu sene git UEFA'yı al, sanada hükümet çeşitli konularda destek çıksın. Git sende ardından Super Kupa'yı, hükümet sana da destek çıksın, sende Avrupa'ya en çok katılan Türk takımı ol sana da hükümet destek çıksın, sende müzeni kupalarla donat hükümet sana sahip çıksın, sende Türk futbolunun adını TÜRK oyuncu çoğunluğu olan bir takım al sana da hükümet destek çıksın, sende Türk futbolunda yeni bir çığır aç hükümet sana da sahip çıksın.

Saturday, February 5, 2011

Muhahahahahaah




Ya bugun webaslan.com'u actim, ve gozume ilk carpan kare, Galatasaray'in Drogba ile ilgileniyor olmasiydi. Yazin Malouda, Obi Mikel, Zhirkov, ve Bosingwa'dan kurtulacakmis Chelsea.

Drogba icin devrede Galatasaray varmis, ve haberi almis olduklari Ingiliz gazetesinde, "Galaatsaray'in finansal durumu Drogba'ya senelik alacagini odemek icin yeterli" yazmislar. Yani bu Ingilizlerde iyice fanatik-fotomac'a baglamislar, olmadik adamlari olmadik kuluplere gonderiyorlar. Galatasaray Drogba'nin yillik alacagini nasil karsilayacak, onu da mi hukumetten Metin Oktay Tesislerini gostererek alacagi teminattan mi... Hic gulecegim yoktu.

Bu yukari da yazmis oldugum 5 oyuncunun hic bir tanesi Galatasaray'a gelmez, daha dogrusu Galatasaray bunlarin hic birini alamaz.

Thursday, February 3, 2011

Adana Sezgin! Sen Tosun'u Alamazsan, O da Sana Toslar ve Gazi Eder!




Galatasaray'in ara transfer doneminin ilk gunlerinden beri almak icin urasip, muhtemelen paraya kiyamayip almadiklari, Turk milli takimi icin belki cok onemli bir futbolcu olabilecek Cenk Tosun, dun tek basina Galatasaray'i yendi. Galatasaray'in zaten tur gecme sansi yoktu, Gaziantep artik Galatasaray'dan cok daha disli ve cok daha iyi bir takim. Kuralar cekilir cekilmez, Gaziantep eslesmesini gordum ve Antep'den berabere ayrilamazsan turu gecemeyiz dedim-ki nitekim de gecebilecek gibi durmuyoruz.

Hagi yine kendince bir seyler yapmis, Neill'i onliberoya koymus, arkasinda Cana'yi stoper yapmis. Cana neden stoper oynuyordu? Cunku Neill Asya Kupasinda idi! Goruldugu gibi stiperdede fizikli bir oyuncu olmadigi icin ayakta zar zor duruyor, yedigimiz 3. gol tamami ile Cana'nin stoperdeki beceriksizliginden. Ileri uctan zaten bahsetmiyorum, Colin Kazim sacma sapan dolanip, her seyi kendi yapabilecegini dusunup takimi hice sayiyor. Kewell elinden gelenin en iyisini yapmaya calisiyor ama adam yorgun, cok ciddi bir turnuvadan geldi. Culio'da iste didiniyor... Ortasahada gereken transfer tabiikide yapilmadi ama Ayhan ve Baris'in olmamasi Galatasaray'in topa daha cok hakim olmasini sagladi, Ayhan'a verilen 3 maclik ceza tam isabet olmus. Baris'in yoklugunu fark etmedik. Stancu'da Baros kadar etkili bi santrafor degil, oyun tarzi tamami ile farkli, attigi gol gayet guzeldi, mactada fena performans sergilemedi. Zapata ise bana kalirsa kalede Aykut ve Ufuk'dan cok daha guven verici bir isim. Yan topari kuvvetli gibi gozuktu, tabii ilk macinda 3 gol yemesi moralini bozmustur. Galatasaray yine takim oyunundan uzak, sallapati futboluna devam ediyor, Hagi oldugu surece de devam edecektir.

Gaziantepspor cok iyi bir takim olmus, Galatasaray'dan en az 3 gomlek ustun oyuncularin hepsi. Popoy, Wagner, Dany, Cenk... Yani hic bir yabancisi yanlis degil, hepsi dogru oyuncular. Tolunay Kafkas'a helal olsun. Bu takim Galatasaray'la 100 tane daha mac yapsa zaten 90'ini kazanirdi. Ikinci tur icin cok iyi bir skor elde ettiler. Galatasaray nasil olsa gol atamiyor, golleri sadece yiyor, Istanbul'da atacaklari bir gol yeterli olacaktir -ki kesin atacaklardir.

Hagi oyuna Aydin ve M. Sarp'i sokarak tamami ile takimin akordunu bozdu. Acaba Mustafa Sarp'in ikinci yari oyuna girmesinde ki sebep, asli vampir olan draCULIO'nun onu isirmasimiydi? Aydin ve M. Sarp birbirinden kotu iki futbolcu, ikiside yeteneksiz, ikiside takima hic bir etkisi olmayan adamlar, nasil oluyor da hala bu formayi giyiyorlar anlamiyorum! Baros'u oyuna almasi cok yanlis bir mudahaleydi, iyi sakatlanmadi, en azindan simdilik sakatlik haberi duymadik ama yarin-obur gun duyariz. Kazim'i oyundan cikarip Aydin'i koymak herhalde dunyanin en sacma hareketydi, Kazim her ne kadar iyi bir oyuncu olmasa da Aydin rezalet bir oyuncu. Ikinci yariya daha baslar baslamaz Yekta'nin cikrilmasi da cok anlamsiz di, bekleseydi de 60'da falan soksaydi yeni adam oyuna. M. Sarp Galatasaray formasini tasiyacak durumda degil.


Ilk yenilen golde yine beklerin hatasi vardi, beklerden sonra top 2 tane Galatasaray'linin onunden tingir-mingir gecti, defansat mudahale eden yok. Ya Servet! Cana! Bu toplaram mudahale etmeyeceksenisiz sizin goreviniz ne? Siz defans oyuncusu degilmisiniz.

Yenilen ikinci golde sagolsun Aydin, her zamanki yeteneksiz, beceriksiz ve futbol ongorusu zayif bir sekilde tutmasi gereken adami bombos birakti, El Yasa'da kendi kabiliyetini asan bir vurusla golu atti. Tabii Aydin adamini kacirdi ama, o noktada asil onlibero durmaliydi. Ama Galatasaray'da onlibero yok, stoperden devsirme bir onlibero, ve onliberodan devsirme bir stoper var.

Yenilen ucungu golde sagolsun Cana yine butun beceriksizligi ile yerinde mudahale yapamadi, Cenk'de cok guzel bir gol atti. Adeta bu golleri atarak Adanan Sezgin'e seslendi. Zaten mac sonunda NTVspor'da yapmis oldugu aciklamada, bu maci ayri bir hirsla oynadigini da acik acik soyledi. Beceriksiz yonetimimizi boyle bir adama 500bin veya 1 milyon Euro vermez elinden kacirir, ama Yekta gibi adama 3.75 milyon Euro verir... Bu sezon gelen butun yerli transferlerimiz gibi Yekta'da muhtemelen onumuzdeki sezon bir yerlere kiralanacaktir.

Bu arada Adnan Polat'a verilen 21 gunluk hak mahrumiyeti beni cok memnun etti, bir de Galatasaray baskanligindan mahrum etsek onu, ve ortagi Adnan Sezgin'i.

Ayhan'inda 3 mac olmayacagi beni cok memnun etti.

Monday, January 31, 2011

Yerli Deyince Akla, Hemen Onun Adi Gelir... Sezgin...Sezgin...Sezgin...



Ara transfer donemi bitti... ya da bitmesine cok az kaldi... Bakalim bu donem icinde rakiplerimiz kimleri almis... Bursaspor Iskocya'nin gol krallarindan Miller'i ve Amerika'nin guclu forvet oyuncusu Altidore'u getirdi, Besitas Almeida, Simao ve Fernandes'i getirdi, Kayserispor Galatasaray'in binbir ugras verip getirmek istedigi Karim Ziani'yi getirdi, hos Rizespor bile Amerika'nin en onemli genc oyuncularindan Freddy Adu'yu getirdi, fenev kimseyi almadi ama her an bir bomba patlayacakmis gibi duruyor, Galatasaray ise Romanya'nin sadece son donemlerde cikis yapan takimlarindan transferler yapti, bir tanesi Culio, tek basina bir sey degistiremeyecek ama takim oyununu katki yapabilecek bir oyuncu, digeri Colin Kazim-ona diyecek laf bile bulamiyorum o kadar kotu ki, kalemize sezon basindan beri yani yaklasik 8 aydir forma giymeyen bir kaleci olan Zapata'yi, forvet takviyesini de yine Romanya'nin `gelecek vaad eden forveti` Stancu'yu aldik ve en onemli transferi gerceklestiremedik, o da onlibero, a pardon Sezgin...Yekta geldi, onu bahane edersiniz ortasahaya transferimiz diye... ama adam onlibero degil... Onliberoyu birak ortasahanin ortasina koydugu zaman beyni bunaliyor. Onlibero diye stoperde daha iyi oynayan oyuncu alan Sezgin'dende zaten, onlibero diye kanat oyuncusu almasi beklenirdi.


Bir Eti reklami vardi ben kucukken, "biskuvi denince akla hemen onun adi gelir ETI ETI ETI" bende bu reklamin aynisini basarili yoneticimiz Adnan Sezgin icin uyarliyorum "Yerli deyince akla hemen onun adi gelir... Adnan Sezgin, icimize ETTI ETTI ETTI"


Galatasaray ara transfer doneminde almis oldugu 4 oyuncudan cok, sezon basinda alip, ara transfer gondermis oldugu yerli futbolcular olan, Ali Turan, M. Batdal, M. Cagiran, S. Ozkan ile zaten beceriksizligini gozler onune seriyor. Iste Galatasaray'in transfer komitesinin basinda olan Adnan Sezgin'in bu bariz beceriksizligi Galatasaray'in bu seneki durumunun en buyuk sebeplerinden. Polat'in Sezgin'le calisma israrini da hala anlamis degilim, herhalde arada "karli bir dostluk"" var. Adnan Sezgin belasindan bir turlu kurtulamadik.

Hagi'ninde ikinci-ucuncu sinif oyuncular uzerindeki israrida sasirtici. Futbolculuk zamaninda adeta saha icinde teknik direktor olan Hagi, sahadan cikip kenara gelince rezalet bir performans sergiliyor.

Saturday, January 29, 2011

UFUK Cok Karanlik... Hemde coooooook....





Ah Ufuk ah, bir degil, iki degil, uc degil, dort degil... Kacinci hatali gol yiyisin bu? Galatasaray takiminda formayi kapmissin, sana guvenilmis kaleye gecmissin, bir kaleci icin en ideal fizige sahipsin, belki Avrupa kapilari sana acilir, belki milli takim... Ama sen ne yaptin... Bunlarin hepsinin elinin tersi ile ittin. Artik bu istediklerine ulasma sansin da kalmadi. Hayatinda onune gelebilecek en iyi seyi umursamadin, kendini kaleciligini gelistirmeye degil, gece hayatina verdin olan oldu. Bu sezon sonunda Galatasaray kapilari bir daha acilmamak uzere sana kapanir.

Galatasaray'in veya Turkiye Ligi'nde mucadele eden herhangi bir takimin, Bursa'da Bursa'ya mac kayip etmesi cok anormal bir durum degil. Netice itibari ile gectigimiz sezon dort buyukleri dize getiren ve sampiyon olan takim, her ne kadar Avrupa'da Turkiye'yi rezil etmis olsa da Turkiye sinirlari icindeki en iyi takimlardan biri. Elindeki oyuncu kadrosu cok kuvvetli, "hoca"larinin ARKASIDA cok kuvvetli. Takimi guzelce okutup-ufletmis, neme lazim nazar falan deger.

Hakemlerimizde o kadar basarili isimler ki, yani Turkiye'deki gibi hakemleri hic bir yerde bulamazsiniz herhalde. Futbolun en geri kalmis, FIFA'daki futbol listesinde en geri kalmis federasyon olan Amerikan Samoa Adasi'nin hakemleri bile bir ofsaytin, ve elin ne zaman verilecegini bilir. Bizimkiler bilmiyor. Miller'in golu oyle bir gol ki, Ufuk'un kalesinde yersiz yapmis oldugu ucusu birakin, bir pozisyon icinde hem ofsayt hem el var! Ve bu gole bir duduk calinmiyor. Futbol kurali neder, ele carpan top avantaj sagliyorsa, el calinir. Ama nerde..... Tabii `hoca`lari hakemlerimizi uyarmis belli. `AMAN` demis `Ne olursa olsun Bursa'ya bir gol attirin` demis. Hakemlerin arkasina siginmak gibi bir niyetim yok, ben Galatasaray'in oynadigi bu oyunla 100 mac yapsa 100'unude kayip edecegi dusuncesindeyim, ama yani bu kadar bariz bir yanlisa da goz yumulmasin. Bu hakeme mac verilmesin, hakemlere puan veriliyor ya acaba bu hakeme kac verecekler. Ikinci yedigimiz gol zaten evlere senlik, dakkika 45 oldugu anda bizim memuz zihniyetli futbolcularimiz `benim mesai saatim doldu haydi eyvallah` der gibisinden oynadi, iste Ufuk'un yedigi golden belli zaten, adam mesaisini kafada bitirmis zaten, o futbolun bir yarisi 45 dk'dir mantigi ile hareket etmis, 1 dakkika gecemeden isinin basindan ayrilmis zaten. Ufuk artik sende formayu kapamayacagini biliyorsun herhalde...

Galatasaray'in ilk 11'ine bakalim. Kalede Ufuk, defansta Sabri-Servet-Hakan Balta-Insua, ortasahada Culio-Baris-Ayhan-Emre Colak, ileri de Colin Kazim. Bu onbiri soyle ozetleyebiliriz...

Kalede kaleciligin k'sinden anlamayan ufuk, defansta yetenksiz sabri ve bu yeteneksiz adam Galatasaray formasi ile 200. macina cikti! Ne kadar acikli bir durum! Onun yaninda takimin tek iyi oynayan ve istikrarli oyunusu Servet, yanida artik futbol oynamaktan adeta bikmis bir tavir icerisinde oynayan Hakan Balta, onun yaninda Liverpool ve Adnan Sezgin kazigi iInsua.

Ortasahaya gelelim, Sag kanatta celimsiz ve kendini yetenekli zanneden Emre, ortada isi gucu numara ve itiraz olan Baris-ki hakeme faulu yediricem diye omuz baglarini mi ne kopardi, onun yaninda artik yasliligindan beyni ve vucudu anlasamayan bir Ayhan, onun yaninda disi kalmamis vampir Culio. Bir de abartilan bir Yekta.

Ileri ucada hayatinda sadece Galatasaray'a geldigi donemde kanattan-devsirme olan Colin Kazim.

Macin suphesiz en kotu isimleri Ufuk-zaten maci o hediye etti, onun yaninda Hakan Balta. Culio'nunda ne kadar sorumsuz bir oyuncu oldugunu aldigi sari karttan gorduk, hakemin gozleri onunde Bursali oyuncuya iten bir karaktere sahip, yani salter atinca gozu karariyor, takimi umursamiyor, kendi dogrusunda hareket ediyor. Takimi her an yanliz birakabilecek bir oyuncuymus megersem, oysa ki fena degil diyordum. Boyle ucuz adamlarin uzerine pahali Galatasaray formasi oturmuyor.

Ikinci yarinin basinda Stancu diye bir isimden bahsedildi... Ya o kimdi? Sadece 2 kere adi gecti sanirim koskoca 45 dk'da. Koskoca 45'dk'da ismi duyulamayan bir oyuncuya 5 milyon Euro verdik. Yine ayni hikaye... Ucuz adama pahali forma veriyorsun, ustelik bu pahali formayi ona vermek icin 5 milyon Euro veriyorsun! 5 milyon Euro, iki Almeida eder Adnan Sezgin! Ama unuttum sen Cana'ya 4.5, Pino'yada 3 milyon vermis, yerli oyuncu Yekta'yada 3.75 milyon Euro vermis bir yoneticisin!

Bu takimi bu sezon Messi ile Ronaldo gelse yine kurtaramaz. Neymis efendim sakatlar cokmus da bilmem ne... Coksa cok... Senin adin Galatasaray, eskiden bu adi duyanlar senin karsinda titerdi, simdi ne oldu? Hic kimsenin ciddiye almadigi, sana karsi oynadigi maclari garanti 3 puan olarak gordugu bir takim haline geldin.

Turkiye Kupa'sinda karsina Antep cikti, o da seni eler. Hadi eledin diyelim, BJK senin icinden gecer. Sen finalide unut Cimbom... Bir zamanlar senin isminle dalgalanan Turkiye artik seninle dalga geciyor. Bunun sorumlulari hoca diye getirdigin teknik direktorlugun `t`sine bile sahip olmayan Hagi, ve Galatasaray'i batirmaya and icmis Adnan Sezgin ve Adnan Polat.

Desteksiz Atinca Boyle Oluyor Iste Pinarcim...




Pinar Argun dun Lig Tv'de yaptigi "Galatasaray Bradley ile anlasti" aciklamasiyla, Turkiye'nin yani sira Ingiltere, Almanya ve Amerika spor gazetelerini bir hayli mesgul etti. Fakat gelin gorun ki az once Bradley'nin Aston Villa ile kiralik anlastigi ogrenildi. Bir spor habercisi olarak, sizlerin isi taraftarlari kandirmak degil-bunu zaten Polat ve Sezgin gayet guzel yapiyor, sizlerin isi tarafatra dogru haberler vermek. Sirf Bradley degil, ayni hikaye Formica'dada yasandi, yok Genoa'ya imza atti dendi, yok Monaco dedi, simdi tekrar Galatasaray deniyor. Desteksiz atip taraftarlari heveslendirmek yanlis, tam da oh be adam gibi bir adam almayi becerdiler diyordum ki Bradley haberini okuyunca moralim bozuldu... demek artik Pinar Argun'ada guvenemeyecegiz.... Guvenecek kim kaldi?

Bunuda Kacirdiniz Bravo




Yine beceriksiz Adnan Sezgin elinden buyuk baligi kacirdi. Dun haberleriyle heyecanlidigimiz, ve takimimiza hakkikaten cok katkili olabilecek bir isim olan Michael Bradley'i Aston Villa sezon sonuna kadar kiraladi. Sezon basindada beceremedikleri bu transferin ardindan Cana gelmisti, bakalim bu sefer kim gelecek, bakalim hangi 3. sinif oyuncuyu kulubun kapisindan sokacaklar. Transferde adi gecen oyuncular arasinda en kalitesiz olanini alip kulube sokan Sezgin artik bu isi biraksin! Haldun Ustunel'in getirdigi oyunculara bakin! Kimileri belki tabii Aston Villa'ya gidcek, Ingiltere varken Turkiye'ye mi gelinismis diyebilir, oyuncu tabii Ingiltere isteyecektir diyebilir, ama sen transfer komitesinde yer aliyorsan, senin isin bu oyuncunun aklini celmek ve kendi kulubune getirmek. Hadi bulun bakalim, sunun surasinda transfer sezonunun bitmesine 2-3 gun mu ne kaldi... Bu saatten sonra gelecek adamdan ne hayir gorebiliriz. Hadi gibin yine Romanya'dan milyonlarca Euro'lari dokup, ederi-etmeyecek paralarla adamlar alin. Hagi'de zengin olsun, Becali'de, Sezgin'de.. Rahatlarsiniz!

BIR ISIDE BECERIN ARTIK! YETER YA! KACAN KACANA!

Timsah mi Aslan mi?



Aksam ki mac hakkinda yorum yapmayacagim, youtube'dan aldigim video zaten maci kazanmak icin ne yapilmasi gerektigini gayet guzel anlatiyor. Takim halinde organize, ve yardimlasarak oynarsak timsahi yeneriz.

GALATASARAY'I IMHA PLANI FAZ 2 VE FAZ 3




Galatasaray'in imha semasini daha once bazi oyunculari gostererek cizmistim. Bu semadaki her sey benim sahsi fikrime dayanarak yazmis oldugum seyler, tabiikide komplo teorilerine dayanrak degil, eglence olsun diye.

Arda'ya bir turlu dogru teshisi koyamana cok `sagliksiz` `saglik` ekibimiz, Arda'nin sezonu kapatmasina yol acabilecekmis. Kendisine bir cok kez konan pubis teshisini surekli olarak yalanlayan, bu sakatligin fitik dolayisi ile oldugunu soyleyen sagliksiz saglik ekibimiz, Arda'yi ta Almanyalara gonderip orada muayene ettirmisti. Sonuc olarak yanlis muayene yapildigi ortaya cikti, ve bu sefer Galatasaray'in resmi sayfasindan sakatliginin pubis oldugu aciklandi.

Milyon Euro degerinde adamlari, onlara mudahale edecek seviyede bilgileri olmayan insanlarin ellerine teslim etmek, pahali aracinizi valeye teslim etmek gibi bir sey. Vale alir arabay gozunuzun onunde sakin sakin kullanir, ama bir otoparka girsin var ya arabayla yapmadigini birakmaz, gazi kokler, spin attirir, arabanizi geri istediginizdede gayet kibar bir sekilde size teslim eder. Bizim doktorlarimizda vale mantiginda, yonetimin gozu onunde oyuncunun hic bir seyi yokmus gibi gosteriyorlar, ama bir oyuncuyu ellerine birakiyorsunuz, ardindan iyilestirilmemis buluyorsunuz.

Simdi korkum Baros'unda bu saglik ekibinin elinde olmasi. Baros'da ligin 6. haftasindan beri cok az mac oynadi, az mac oynamis olmasina ragmen hala Galatasaray'in en skorer oyuncusu. Bu saglik ekibiyle daha nereye kadar? Oysa ki ne buyuk umitlerle getirmistiniz degil mi Ankaragucu'nden bu saglik ekibini... Birinci ligde olmasi bile hala supriz olan bir takimin git saglik ekibini getir, 100 kusur milyon Euro'luk takimini onlarin eline emanet et... Olmadi...

Friday, January 28, 2011

I WANT YOU FOR THE GALATASARAY MIDFIELD*




* Galatasaray ortasahasina seni istiyorum.

1. Dunya Savasi sirasinda Amerika Hukumeti, vatandaslarini orduya cagirmak icin bir kampanya duzenler, ve bu kampanya icin bir poster hazirlanir. Bu poster hepimizin bildigi, gordugu ve Amerika ile ozdeslestirdigi posterdir. Posterin uzerinde sapkali, mavi ceketli, kirmizi papyonlu. Amerikan bayraginin ogelerini simgeleyen beyaz sakalli bir adam vardir, parmagi ile vatandasi gosterir ve sunu der "I WANT YOU FOR U.S. ARMY", yani Amerikan Ordusu icin seni istiyorum der.

Dun ortaya atilan bir transfer iddiasi, Adnan Sezgin'in kedi olali bir fare tutabilecegi cinsten bir transfer. Lig Tv'de guvenilen muhaberilerden Pinar Argun'un, Ssezon basindada pesinde kostugumuz Amerikali ortasaha oyuncusu Michael Bradley transferinin gerceklesmis oldugunu haberi geldi. Bu haber gayet guzel bir haber. Galatasaray'in ortasahasina gerekli dinamikligi kazandiracak isim olur Bradley, teknik kapasitesi kisitli olsa da Mustafa Sarp, Lorik Cana, Ayhan Akman, ve Baris Ozbek'den kesinlikle daha iyi bir oyuncu. Macin basindan sonuna kadar hareket halinde, defansada yardim eder ileriyede. Ingilizlerin box-to-box dedigi, yani ceza sahasindan, ceza sahasina oynayacan bir oyuncu.

Tabii bu transferin, gerek Adnanlar icin de onemi buyuk, cunku bu son transferi de kotu bir oyuncu alarak yaparlarsa o zaman pacayi kurtaramazlar ve tepkiler buyur. Hem Galatasaray'in hem de Adnanlarin Michael Bradley'e ihtiyaci cok buyuk.

O Antep'cim Sen Mi Geldin... Lafimi olur... Al bu Senede Tur Senin Olsun..



Galatasraay Turkite Kupasi maclarini ite-kaka kazanarak bir ust tura yukseldi ve 8 takim arasina girmeyi basardi. Cekilen kuralar sonucu maclar 2 subat ve 2 mart'da oynanacak.

Gectigimiz senelerse Sivasspor ve Antalyaspor tarafindan kupa tarafina itilen Galatasaray'imiz bu sene yine cetin cevize denk geldi.... Bu cevizi rahat rahat kiramayiz. Besiktas'dan sonra cikacak en zorlu ekip cikti karsimiza. Bence Avrupa defterini kapattigimiz bu eslesmeyle bariz oldu. Insallah beni yaniltirlar, ama pek sanmiyorum. Ligin en kolay takimlarina dahi cok rahat mac kayip edebilen, ilk 4 degil, ilk 5 hatta ilk 6'nin bile ardinda kalmis bir takimimiz var. TT Arena gaziyla cikip her maci kazanamayacagimiza gore.... Bizi bu hale getiren, ve takimimizi gunden gune kuculten yonetime artik birilerinin yeter demesi gerekiyor, olur da turu gecemezsek bu duru Polat ve Sezgin'e taraftar cok sert bir dille diyecektir.

Wednesday, January 26, 2011

1-2-3 Olsun! Adnanlar ve Hagi Istanbul'dan Duysun! Her Birine Birer Tane Kapak Olsun!





Katar'da devam eden Asya Kupasi'nda mucadele eden Avusturalya, dun Ozbekistan ile yarifinal karsilasmasi oynadi ve 6-0 biten macta takiminin ilk golunu atan isim oldu. Hagi ve Adnanlarin kovmak istedidi, uzerine adam getirdigi Harry Kewell Avusturalya'nin su anda turnuvadaki en cok gol atan oyuncusu. Kewell golleri attikca Hagi ve Polat'in kalbine iniyordur herhalde, netice itibari ile iyi performans sergileyen bir isimi kulupten gonderirsen kabak senin basina patlar! Patlasa da akliniz basiniza gelse ve sacma-sapan transferlerle ugrasmasaniz. Kewell'in yerli cakmasi Yekta, yabancisi cakmasi Culio'yu getirdiniz. Tamam Culio iyi bir performans segiliyor ama Kewell'in yaninda Culio sahaya cikmaya utanir! Yekta zaten Kewell'la birlikte antrenman yapmak icin can atiyordur, ondan ogreneceklerini gun gibi bekliyordur.









*videolar sporx'den alinmistir.

Hangisi?



Dun Galatasaray'in Nike ile olan flortune dahir bir entry yapmistim, bu entry'yi yaparken kaynak almis oldugum, fakat ismini yazmayi unuttugum http://galatasarayformalari.blogspot.com/ adresli, benim surekli takip ettigim blog sitesi cok ciddi bir bildiri yayinlamis. Bildirisinde Galatasaray'in Nike olan anlasmasindan, Adidas ile olandan en az 2 kat daha buyuk gelir gelecegini yazmislar.

http://galatasarayformalari.blogspot.com/ adresli blogun konu hakkinda ki aciklamasi soyle.

"
Bombayı patlatıyoruz. Kesin olarak Nike gelecek sezondan itibaren sportif ekipman ve forma tedarikçimiz. Adidas ile olan anlaşmanın fesih sebebini de ilk defa biz yazıyoruz. Buyrun bakalım;

Nike çok yüksek bir teklif ile bize geldi, Adidas'ın verdiği paranın tam 2 katını teklif ettiler (yaklaşık 3-4 milyona geliyor yıllık, uzun vadede çok büyük para). Ancak Adidas ile olan sözleşmenin devam etmesi ve Adidas'ın iptale yanaşmaması problem çıkarttı en başta. Fakat Nike sözleşme iptal tazminatını da ödemeyi kabul etti. Teklif edilen yüksek tazminat Adidas Türkiye'nin gardını düşürdü. Alan razı, satan razı şekli...

Kısacası Adidas ile olan sözleşmenin sonlandırılma sebebi Nike. Çok büyük bir anlaşma bedeli ve tazminat ödemesini de kabul etmeleri sonucu Galatasaray Kulübü dünkü fesih bildirisini yayınladı. Adidas'tan yıllık 1,5-2 milyon euro arası elde ettiğimiz gelir, Nike ile 4 milyon euroya çıkacak.

Nike'ın bu kadar hevesli olması ve bu kadar büyük paralarla gelmesi, formalarımızın ne kadar kaliteli olacağının işaretidir. Benden söylemesi."

Yani anlasilan duz-kalip ve ozensizce hazirlanan, Adidas formalara bu sezon son veriyoruz, tabii formalarimiz belki Galatasaray'in onayladigi tasarimlardan dolayi cirkindir, ya da Adidas'in dizayner grubu daha iyisini yapamadigi icin. Nike daha iyisini yapabilir mi? Bu sa bir soru isareti. Onemli olan Galatasaray'a has tasarimlar cikartmak. Adidas bu isi son 5-6 sene icerisinde bir kere 100.yil forma fiyaskosu, bir keresindede bu sezonki Aslan formasiyla yapmistir, geriye yapilan butun tasarimlarin sadece diger takimlardan kopyalanmis formalar.

Monday, January 24, 2011

Yeni Bir Vampir Daha mi?




Galatasaray bu ara vampirlere merak salmis olacak ki, Transilvanya bolgesinin takimi olan Cluj'dan bir oyuncuyu daha gozune kestirmis. Bu oyuncu Gabriel Muresan. Gabriel Muresan onlibero, ve `Karpatlarin Gerrard'i" lakabina sahip bir arkadas. Tabii burada anlamadigim bir sey var, o da onlibero olan bir oyuncunun nasil Gerrard'a benzetilebiliyor olmasi, Gerrard dedigin adam defansif degil, ofansif bir ortasaha oyuncusudur. Gabriel Muresan, kariyerinin bir noktasinda futboldan az para kazandigi icin, Almanya'ya göç edip orada düz işçi statusunde calismis.

28 yasinda olmasina ragmen sadece 3 kere Romanya milli takim formasini giymis bir adam. Yani kisacasi Galatasaray'da oynayabilecek kalitede bir oyuncu degil, Rumen alacaksan, milli takiminda forma giymis bir adam alacaksin. Hem bu kadar az milli macta forma giyen bir oyuncu ki Romanya'nin en buyuk takimlarindan birinde oynuyor, nasil oluyor "Karpatlarin Gerrard'i" lakabini aliyor?

Nike mi Olacagiz?







Adidas ile sponsorluk sozlesmesi bitecek olan Galatasaray'in, Nike kapisini calmis. Soylentilere gore Galatasaray Nike ile gayet guzel bir sponsorluk anlasmasi imzalayacakmis. Belki Nike olursak, Adidas gibi her takimin giyidigi formalarin kopyalarini degil, Galatasaray icin ozel tasarlanmis formalar giyeriz. Tabii fiyatlari, adeta altin fiyatlari gibi yukselmekte olan Adidas formalarin, sponsor Nike olunca artacagi kesin.... Zaten 80-90 TL para vererek forma alabiliyoruz, simdi 100'un uzerine cikacaktir. Alim gubu bu kadar dusuk olan bir ulkede, formalari nasil olursa bu kadar pahali yapabiliyorlar anlamiyorum.... Biz formalari aliyoruz, aliyoruz ama kulupte para yok.... Herhalde butun para;ar Adnan Sezgin'in oyuncu arayis yolculuklarina harcaniyor...

Bir Stad Vaad Etmistin Bana Ustu Acilip-Kapanan




Adnan Polat'in laf uretmekte ne kadar basarili biri oldugunu, baskanliga gelisisinden beri vermis oldugu basin toplantilarindan ve demeclerden anlamis olduk. Tam bir politikaci edasiyla verdigi sozleri tutmanayan bir baskan oldugunu da artik ogrendik. Baskanliga geldiginden beri, agzindan TT ARENA'dan baska bir laf cikmiyor-ay pardon ALI SAMI YEN SPOR KOMPLEKSI TT ARENA STADYUMU. Stadin insaati tamamlandi, zaten gorevi ustlenen hukumette olsa, ortada kagit anlasma uzerine atilmis imzalar varsa, yapmak zorundadir, hem de sozlesmede yer alan her maddeyi gerceklestirmek zorundadir. Iki partinin aralarinda anlasip, cikarttigi maddeler olabilir. TT ARENA Stadyumunun uzerine acilir-kapanis olacak diye ballandiran Adnan Polat, TOKI'ye bu tavani yaptiramamis, ardindan "Galatasaray bunu kendi imkanlari ile Mayis'da yapacaktir" demisti, bakin simdi ne diyor, "Inceledik ve hic bir buyuk takiminin stadyumunun tavaninin acilir-kapanir oldugunu gormedik. Yani açılır-kapanır davası kapandı. Bu cok maliyetli bir is" evet, bunu Hurriyet gazetesinden yapmis oldugu bir roportajda soylemis kendisi, roportaji yapan gazeteci de yazmis. Oysa `hic bir buyuk takim derken`, stadin acilis macini yapmis oldugu Ajax takimini hic dusunmemis olacak, Ajax degil mi stadyumunun uzeri acilir kapanir olan? Ah be Polat, istemeden ne potlar kiriyorsun.

Reklamlarinda dahi bu stadin tepesini acilir-kapani olarak gosteriyorsun, stadyumum kendi logosunda dahi bu tavan mevcut. Gel gor ki, sen yine bir seyi vaad ettin, yine yapmadin! Bu kirmis olddugun kacinci sozun? Ya yalan soylemeyi birak, ya da kulubunun mali kapasitesini bilerek aciklamar yap. Sadece oy sevdasina biz taraftari uyutma.

Tam Adnan Sezginlik Hareketler Bunlar...




Bugun Fransa'nin Parisien gazetesi, Galatasaray'in Kallstrom'e 4 milyon Euro'luk bir teklif goturdugunu yazmis. Inanmasi guc degil cunku Adnan Sezgin gibi bir adam, en ederi etmez adama 10 milyon verir ama en eder adama 8 milyon vermez. Kendi kafasinda dogru buldugu oyunuclara milyon Euro'lari dayiyor...

Tabii bu tarnsferi yaparken Adnanlarin unuttgu bir sey var, Yekta'ya 3.75 milyon Euro, Stancu'ya 5 milyon kusur Euro verdin, bu ikisindende kat kat daha iyi olan Kallstrom'e nasil olur da bu ikisinin ortasinda bir transfer rakkami onerirsin? Kallstrom dedigin adamin su andaki pazar degerie 9 milyon Euro, bu da demek ki 12-13 milyon Euro'dan asagiya alamazsin. Adamin ancak ikiye boleceksin, bir yarisini oynatacaksin ki o paraya alabilesin. A benim Adnanin vay sana yavrum vay, sen dort milyon Euro'ya ancak stoperde daha iyi oynayan onliberoyu alirsin...

Bukres-Metin Oktay Tesisleri, H10 Sefer Sayili Ucak Ne Zaman Kalkacak?




THY buyuk kuluplerin resmi tasiyicisi sponsorunu aldi, hemde cok buyuk paralar sacarak, adamlar Manchester United ve Barcelona'yi ucuruyor daha ne olsun. Ucaklarin konforunu dusunemiyorum...

Neyse Hagi'nin Galatasaray'a gelisi ile, Bukres-Istanbul futbolcu trafigi bayagi yogunlasmis durumda. Bu yogunlugun ardindan, Romanya'dan direk Florya Metin Oktay tesislerine THY ile anlasip bir ucak kaldirsak, hem havaalani ve Metin Oktay Tesisleride birbirine cok yakin, oraya inen, oraya da iner.

Hagi, yine aklina bir Rumen oyuncuyu takmis. Steau'dan tanidigi ve gencler arasinda en cok guvendigi Eric Bicfalvi isimli genc ortasaha oyuncusunu transfer etmek istiyormus. Bicfalvi 1988 dogumlu, artik futbolun `genc` oyunculari arasindan cikacak olan bir oyuncu. isvec asilli bir Rumen olan bu arkadasimiz Romanya 21 yas alt milli takiminda 12 kez forma giymis, ortasahanin ortasinda oynuyormus, degeri de 600 bin Euro. Cok ucuz tam Adnan Sezgin kalemi bir adam, buna da Culio, Pino ve Zapata'ya verdikleri gibi sezonluk 500-600bin Euro para verirler, alirlar... Tabii kontejyan acmalari gerekir.

Bu Tipi Gözüm Bir Yerden Isırıyor Ama...




Bilgisayar ve konsol oyunlarına çok meraklı bir kişi olarak Emre Çolak'ın maskeli halini görür görmez, kendisine son zamanların en başarılı oyunlarındna biri olan, Assassin's Creed oyunundan bir karakterin yakıştırmasını yaptım. Bakalım sizede benimle aynı fikirde olacakmısınız.

Oyunda yaralandığınız zaman gittiğini doktolar var, Rönesans çağında geçen bu oyunda, doktorların enteresan bir maske ile dolandığını görüyoruz. Bu maske, o zamanlarda gaz maskesi olarak kullanılır, kimi solunum yolundan geçen hastalıklara karşı bu maskeyi takarlarmış.

Emre'de kendisine büyük gelen bu maske ile oyundaki doktorların aynısı olmuş... O doktor resmen oyundan çıkmış, Galatasaray formasını sırtına geçirmiş, sahada oynuyor...

"Sende mi Brutus..."







Roma'nin en buyuk hukumdari Sezar, Brutus'un onu bicaklamasiyla olmus, ve "sende mi Brutus" demis. Bunu derken ihaneti kastetmis, en guvendigi, kendine en yakin gordugu insanlardan biri olan Brutus'un onu oldurecegini hic dusunmemis. Tarihte bir cok ornek var, kimi hanedanlarda kardesler, koltuk sevdasina kendi kardeslerini oldurmusler. Ornek bol. Iste bu orneklerden birine dun oynayan Galatasaray-Sivas macini da ekleyebiliriz. Sivas, fenevden adeta kovulan Servet'i almis, ona sahip cikmisti, sonra Galatasaray'a satti. Servet'in Galatasaray'a maliyeti ise 650 bin Euro'ydu. Dun ancak tesaduf bir golle mac kazanilir gozuyle izledim maci, ve nitekim de boyle oldu. Hic dusunemeyecegimiz bir isim, hic dusunemedigimiz bir sekilde gitti golu atti. Servet'in rovesata golunden sonra bu golde cok suprizdi, cunku bir santraforun tam olmasi gereken noktada, tam yapilmasi gereken vurusu gerceklestirerek atti golu.

TT Arena'da oynanan lig macindan galibiyetle ayrilmak sevindiridi. Stadyum 25 bin biletli, ve 20 bin kombine sahibi varmis. 45.000 kisi, 105 desibelin uzerinde ses cikarmis, bunun uzerine 7,650 kisi daha gerlise stad ful olur ve maclar cok daha coskulu gececektir. Taraftar bu macta yonetimi protesto etmeyi degil, takima destek vermeyi secti. Yeri gelince Polat'i protesto eden eelstiren adamlar, Polat'a karsi tepkisiz kalmasi da komik bir durum. Takimi desteklemek her seyden onemli bunu da gerceklestirdiler.

Ilk 11'imizde Yekta'yi gormek beni sasirtti. Neticede 2 gun once transfer olmus bir oyuncunun hemen ilk 11'e monte edilmesi alistigimiz bir durum degil. Emre Colak'in ilk 11'de olmasi yanlisti, ortasaha da Baris, Ayhan ve Emre Colak olursa tabiikide o takimda ureticilik, yaraticilik beklenmez. Bu oyuncular anca mucadele edip top keserler, yoksa forvete destek konusunda basarili oyuncular degiller. Baris pas atamaz, top suremez, Ayhan zaten artik hic bir sey yapamiyor, Emre Colak'da her seyi yapabilecegini dusunup hic bir sey yapamayan cins oyunculardan. Stoperde Cana-Servet ikilisi yine cok basarili bir mac cikardi. Tabii Cana, ona guvenilip kadro kurulabilinecek bir oyuncu degil, her mac sari kart alma riski var, ki zaten bu mac aldi ve haftaya yok. Neill'da gelmezse stopere kimi koyacagiz bakalim. Hakan Balta eski gunlerini aratir cinsten oynuyor, hele cok guzel topu cekip ceza sahasi icerisinden bir vurusu var aman Allah'im daha kotusu olamazdi, her ne kadar sag ayagiylada vurmus olsa az daha taca gidecek bir toptu. Sabri bildigimiz gibi. Culio cok basarili bir oyun sergiledi. Yekta ilk yariya tutuk basladi, ama macin sonlarina dogru acildi. Fakat Galatasaray'da ilk 11'de oynayabilecek kapasitede bir oyuncu degil, ancak yedek bekleyebilir. Colin Kazim'da didindi ama forvet oyuncusu degil, onu kanada koymak lazim. Stancu cok zaman almadi ama surekli kaleyi dusunen bir zihniyeti oldugu ortada, umarim Pino gibi sadece kendi istatistigini yukseltmek icin kaleye top gonderen cins oyunculardan degildir.

Macin en iyi isimleri Servet, Cana ve Culio idi. Zaten son 3 mactir bu adamlar fiks oldular.

Takimin onlibero eksikligi hala ortada, transfer yapilmasi sart, yapilmazsa bu takim dokulur. Zaten ortada kotu bir oyun sonucu, tesaduf eseri gelmis bir gol var. Yoksa organize hic bir atak yok, ortasahamizda hic bir hareket yok, sadece top kaybi var. Oraya konacak adamin cok iyi olmasi lazim ama artik cok gec oldu, bu saatten sonra gelse gelse kim gelir ki? Kendini kanitlamis bir isim gelmez, ancak "genc ve yetenekli, ve ucuz maliyetli" bir oyuncu gelir.

Galatasaray'in dunku oyunu kesinlikle goz doldurmadi. 45,000 kisiyi adeta uyuttular. Tesadufler eseri bir gol atildi. Yoksa Baris'in asist yapmasini birakin attigi pasin yerine gitmis olmasi bile bir tesaduf. Santraforun olmasi gerketigi noktada bir stoper Servet'in o sirada bulunmus olmasi da bir tesaduf. Stadin daha cok dolmasi lazim, bunun icinde ortada adeta bir resital havasinda oynamasi gereken bir Galatasaray lazim, cogu kisi sinir-strese girmek icin kalkip stadyuma gitmek istemez.

Sunday, January 23, 2011

Centilmen Baskanimiz Canaydin'in Heykeli Acildi.





Merhum Ozhan Canaydin baskanimizin heykeli Levent semptinde acildi. Allah rahmet eylesin Ozhan Baskan.

S.S.S.





Galatasaray'in Sivas'a hic bir zaman sansi yaver gitmiyor. Sivas ile cok onemli maclarda karsilasiyoruz, ve nedense hep puan kayip eden biz oluyoruz. Daha destur "sezona basladik oooley biz harikayiz, superiz, muhtesemiz, karsimizda kimse duramaz, formamizdaki aslan var isirir, korkun bizden, GRRRRR" derken, HOOOP Sivas yendi bizi. Boyle bir sezon baslangicinin ardindan zaten iyi bir sezon gecirmemiz beklenemezdi. Hatirlarsiniz bizi evvelki sene kupadan da elemislerdi... Anlayacaginiz belali rakiplerimizden biri. Sivas deplasmanlarinda daima zorlaniriz. Belki "we ARE Galatasaray, We ARE TT AREna!" gazi ile cikar, kazaniriz. Tabii oynamis oldugumuz ne Ajax, ne de Antalya maclari bize pek hos bir goruntu sergilemedi. Sivas'da bizi cok sever, onlara hep moral veririz. Sivasspor'un logosunu terbiyemizi bozmadan yukaridan asagi okuyalim, S.S.S., yani "SIVASSPOR SIZI SEVIYOR".... Hakkikaten de seviyor...

Bakalim transferlerimizden hangileri forma sansi bulacak. Bu macta Colin Kazim ve Culio disinda bir transferimizin oynayacagini sanmiyorum. Kaleci Zapata nereden baksaniz 6 aydir topa dokunmamis, karpuzlarla poz vermis, manavlik yolunda ilerliyor, Yekta hazirlik donemi gecirdi, ligin ilk yarisinda her macta forma giydi o hazirdir, Stancu'da ayni sekilde oynadi hazirdir ama daha takima alismis degiller. Yekta'yi Ayhan veya Baris yerine ilk 11'de gormek, sag kanatta Aydin veya Sabri yerine Colin Kazim'i gormek, forvette Stancu'yu gormek isterim bakalim ne olacak.

Saturday, January 22, 2011

Polat ile Iyice Unutulan Renklerimiz




Sar-kirmizi forma nerede Polat? Biz ne somonuz, ne altin rengi, ne pembeyiz, ne bej, ne moruz, ne turuncu! Biz Sari Kirmiziyiz!

Yekta `hayalini kurdugum formayi giyecegim` aciklamasini yapti ya, acaba hayalinde somon/pembe veya altin/bej forma giymek mi varmis, yoksa parcali sari-kirmizi mi?

Yeni transflerimiz bu resimlerle sayfadan tanitiliyor. Forma satacagim diye iyice bizi renklerimizden uzaklastiriyorsunuz yonetim!

Katar'dan Sevgilerle



Rusya'dan Sevgilerle adli James Bond filmini eminim cocuklugunda Star Tv'de Pazar gunleri, Parlaiment Sinema Kusagini bekleyen arkadaslar izlemislerdir. Hatta bu filmin bir kismi Istanbul'da gecer. Filmin ismi de kitap da Rusya'dan James Bond'a gelen tehditlerinden elealinarak konusmutur. Filmin posterinde Bond'un 4 ayri kare icerisinde, 4 ayri ama birbirini takip eden resmi vardi.

Iste Harry Kewell'da su anda Katar'da oynana Asya Kupasi'ndan Polat'a attigi gollerle ince ince mesaj gonderiyor, `ve ben hala buradayim, ama ben dondugumde sen olmayabilirsin` tepkisini ortayakoyuyor adeta. Muhtesem goller atiyor, Avusturalya'nin basarili performansinda en buyuk pay sahiplerinden bir tanesi. Dunde Irak'a uzatmalarda attigi gol ile Avusturalya'yi yari finale tasidi.

Polat! Eminim bunlari duyuyorsundur, okuyorsundur, izliyorsundur, elindeki en iyi yabanci olan Kewell'i hala gonderme planlari icindesin! Adamin gondermek icin gittin Culio'yu getirdin! Tamam Culio'da iyi ama hic kimse Kewell'in yerini tutamaz! Taraftarin gonlundeki, taraftarin formayi tek hakkettigini inandigi ismi sen bir kalemde silmeyi dusunuyorsun! Kewell gitse de izi kalir! 55bin kisi Kewell adini senin haykirarak o stadi inletir! HARRY HARRY KEWELL! HARRY HARRY KEWELL!

Zapata... Senin adin Rufay Degil ki (?)



Zapata haberleri hakkinda okudugumuzda kendisine Rufay Zapata dendigini cok goruyoruz, ama asdamin aslinda adi Robinson. Simdi Robinson, Romencede Rufay mi oluyor? Yok canim oyle sacma sey mi olur.

1994'de garip renk cumbusu kaleci kazaklarinin moda oldugu zamanda bizim Zapata henuz 16 yasinda bir arkadamis, o herhalde goz rahatsiz edici derecede olan renkli kaleci kazanklari ona kaleciligi cazip gostermis. O sene oynana dunya kupasinda Nijerya'nin kalesinde oynayan Peter Rufai o zaman ona idol gibi gelmis, ardindan 1998'de Fransa'da artik kaleci formalarinn cafcafli olmadigi zamanda 20 yasinda izledigi Peter Rufay'in adini arkadaslari Zapata'ya uygun gormus.

Bizim Turkiye'mizdede boyle bir arkadasimiz var, fakat o idolunun ismini degil, adeta cismini benimsemis. Belki ikinci benliginde Omer kendisinin aslinda Bartehez olduguna inaniyordur, belki uyurken Fransizca falan konusuyordur.

Neyse Zapata'nin bu hikayesini buradan anlatmak istedim... Kalemizde Rufay diye bir arkadas gorurseniz sasirmayin, o bizim Zapata.

Stancu O Kedi Değilmiş...




Yeni transferimiz Stancu için bir "kedi" lakaplıdır, ve bu lakabı narin karakterinden alır diye yazılar çıktı, bir yandan da lakabının "tomcat" olduğu, ve "cat"i gören herkesin cat'in Türkçe karşılığı kediyi anında Stancu'ya lakap yaptığı görünüyor. Ama aslında ona TOMCAT deniyormuş, hani savaş uçakları F-14 Tomcat'ler var ya... .İşte Stancu onlardan. Hedefe kitlendi mi imha edermiş... Daha izleyemedik.. İzleyeyim, kedi cat mi yoksa F14 Tomcat mi göreceğiz...

Friday, January 21, 2011

Özünde Stancu




Stancu'nun Galatasaray'a transferi ardından Romanya'da çok ses getirdi. Romanya'nın "yeni Mutu'su" olarak anılan Stancu, bazıları tarafından da "5 mılyon Euro etmeyecek", "abartılı" bır forvet olarak konusuluyor. Romanya'da sadece 150 bin dolara oynayan bir oyuncuya, Galatasaray'ın senelik 1.5 milyon Euro verilmesi de, bu paranın Stancu'ya verilmesinin mantıksız olduğu şeklinde yorumlanıyor. Videolarındada görüldiği gibi kendi başına poizsyon yaratacak bir oyuncu değil, ona taşınan topu "yüzde 50'den yüksek bir oranla" kaleye gönderilebilecek bir forvet havası veriyor.

Stancu'nun Arges Pitesti'den, Romanya 2. lig takımlarından Dacia Moevi takımı ile imzalamış olmuş olduğu sözleşmesinde, kazancının oynadığı dakkika başına 1 dolar olması da gerçekten futbolda az görülebilecek bir şey. Kariyerindeki sıçramayı Steau takımı transferi ile yapmış olan bu arkadaşa Hagi çok güveniyor, ama Romanya basını Stancu'nun bu güveni karşılayabileceğine inanmıyor.

Kendisini keşfeden antrenörlerden biri olan Ianoveschi, Stancu'nun oyunundan değil, narin karakterinden dolayı "kedi" lakabını kapmış olduğunu söylemiş. Umarız futbola gelince Recep İvedik misali agresif bir yaklaşımı vardır da beş milyon Euro'da çöpe gitmiş olmaz. Hagi dışında herkesin Stancu hakkında çok büyük şüpheleri var.

Stancu ise kendi açıklamasıyla, "kedi" lakabının sebebinin, kale önünde topu bir kedinin fareyi bekliyor gibi beklenmesinden dolayı olduğunu belitrmiş.

Aslansın Be Kewell, Arda Sende Aslancık.




Galatasaray yonetiminin ve Hagi'nin onu istememesine rağmen Kewell hala ilk yarıda Galatasaray'ın en iyi oyuncusu idi. Neymiş efendim çok sakatlanıyormuş da, hastaymış da bilmem ne, Hagi'de Culio'yu alıp, inceden inceden Kewell'a "artık senin gitme zamanın geldi" mesajını vermeye çalışıyor. Culio, Kewell'ın tırnağı olamaz, nitekim kupada oynanan Antalya ve stadyum açılış maçında oynadığı Ajax maçları da bunu göstermiş oldu. Kewell bir kere karakteri ile, profesyönelliği ile, sahada duruşu ile bambaşka bir oyuncu. Galatasaray'da henüz daha 3. sezonu olmasına rağmen Galatasaray tarihinde altın harflerle adı yazılı olacak bir yabancımız. Taraftarın sevgilisi, kendisi de Galatasaray'ın sevgilisi, en basit futbolcumuzun bile geri çevireceği çok düşük bir para ile Galatasaray'da oynamaya devam ediyor, takımımızın yabancılarının elinin tersi ile iteceği bir rakkama Galatasaray'da kalma kararı olması, onu seyicilerin gönlüne tekrar kazıdı. Her maç en çok koşan, en çok çalışan, en çok terleyen ve en hırslı oyunu oynana kişi. Kalitesi kesinlikle tartışılmaz. Hagi aklınca, Adnan Sezgin politikası izleyip "kendi adamlarını" klübe iliştirip, klüptekileri dışarı itmek istiyor. Kewell'ın numarasını daha durumu belli olmadan Cana'ya veren yönetimimiz acaba yaptıkları bu hareketi hala doğru buluyor mu. Kewell'ın numarasını ancak Kewell kalitesinde bir adam taşır, Lorik Cana değil.

Kewell Galatasaray yönetimi ve teknik ekibince istenmiyoriken Avusturalya'da attığı gollerle önplana çıkıyor, hala Asya'da düzenlenen kupanın en etkili oyuncularından biri olarak gösteriliyor. Hindistan'a attığı gol binbir jeneriğe sığar! Uluslararası tarih ve futbol istatistiği kurumunca, Kewell kendi bölgesi olan Okyanusya'nın hala en popüler oyuncusu. Ne diyeceksiniz bunun için Hagi ve Adnanlar? Okyanusya demek Cahill demek, Takahara demek, Honda demek, Tanaka demek, Bresciano demek sizlerin beğenmediği Kewell futbolu en üst seviyede oynayan bu oyunculardan daha popüler bir adam!

Arda'da aynı kurumun Avrupa istatistiklerinde Ronaldo'nun ardından 3. olmuş. Nasıl böyle olmuş anlamadım. Adam ligin ilk yarısı hiç bir performans göstermedi, sadece sevgilisi ve sosyal faaliyetleri ile ortaya çıktı, demek ki ona inanan çok. Bizde ona çok inandık, ama bize sırtını döndü, şimdi geri geldi... Umarım aklını başına alıp geri dönmüştür. Sen bu takımın kaptanı isen, senin taktığın bandı zamanında kolunda Bülent, Metin Oktay, Turgay Şeren gibi adamlar ve halen senin teknik direktörün olan Tugay takmışsa sende onların izinden gideceksin. Şımarmayacaksın, dik başlı olacaksın. Arda hala genç sayılabilir, her fırsatta Avrupa'da oynamak istediğini dile getiriyor, ama o zaman daha iyi bir performans sergilemesi gerektiğinin herhalde farkında değil.

Polat Kuzu Mu? Aslan Mı?




Adnan Polat bugun adeta kameralar karşısında adeta bir politik lidermiş gibi çıkıp çok ciddi ve sert açıklamalarda bulundu. Kendisi Galatasaray'ın başkanı olduğu için kuvvetli ve sert bir mizaçla eleştiri ve yorumlarda bulundu.

İlk değindiği konu Ocak Ayındaki yoğunluğu idi. Yoğunluğun sebebi stadyum olsa gerek, geldiğinden beri adeta saplantısı olmuş durumdaki stad projesi üzerinde çok çalıştığını söylemiş, ara transferede pek zaman ayırdığını sanmıyorum.... Zaten ayırmasına gerek yok ki arkasında sapasağlam bir Adnan Sezgin var. En gözde, en etkili transferlerde daima imza atıyor ne de olsa. Polat herhalde Ocak ayında çoğu zamanını stadyuma çağıracağı insanlar listesini hazırlamakla geçirmiştir, istediğini çağırmış, istemediğini çağırmamıştır.

Bu arada hayatı boyunca hiç siyasete karışmadığınıda söylemişt, yanılmıyorsam kendisi bir partiden adaylığını koyumuştu zamanında. Neyse benim işim burada transfer politikası dışındaki politikaları incelemek veya eleştirmek değil, burada Galatasaray'ı daha doğrusu yönetimi ve futbolcuları eleştiriyoruz.

47 senedir Ali Sami Yen tribünlerinde maç izleyerek büyüdüğünü söylemiş, ve fakat ne hikmetse o 47 sene maç izlediği stadın ismini unuttu gitti, yeni stadyumumuza son anda bir ALİ SAMİ YEN SPOR KOMPLEKSİ adı ekledi. Kompleks dediğinizin içerisinde sadece bir stadyum ve bir otopark olmaz. Orada bir çok faaliyet alanı olur. Ne zaman stadyumun yanına basketbol sahası dikersin o zaman oraya kompleks diyebilirsin. Adını son anda hatırlayıp, stadyum açılışına 24 saat kala Aslantepe'nin-ki hala o muhitin adı Seyrantepe olarak kaldı, adı ALİ SAMİ YEN SPOR KOMPLEKSİDİR açıklamalarını yaptı. Bir tv programındada tellerin üzerinden zıplayarak maça geldiğini anlattı ama o telleri aşıp, başkan olup, protokol tribününde yerini alınca, günümüzün maçları "tellerden atlayıp" seyredenlerini ne kadar çabuk unuttu, ve sadece "davetli" misafirleri çağırdı taraftarın nice zamandır beklediği, taraftara nice zamandır anlattığı TT Arena Stadına.

Galatasaray'ın siyasetin üstünde olduğunu söyleyen Polat, "siyasetin üstü" derken "siaysi" kişilerden bir çok kere özür dilemeyide ihmal etmedi. Utanmasa stada başbakanın adını verecekti. Bir tribüne de TOKI başkanının adı. Neyse politikaya girmeyelim. Kendisi de insanların protesto haklarını istedikleri gibi kullanabileceğini söyledi, fakat protesto ardından "protestocuları" pardon "provakatörleri" stada almayacağını da ekledi. Yine kendi yalanında kavruldun be Adnan.

Elindeki 6 projeden bahsedip duruyorsun. Bir tanesi bitti, geriye kaldı 5. Stadı yaptın tamam, ama bu stadı kendin yapmışssın, ve en çok sen uğraşmışsın gibi pazarlama. Bu stada GS'de son 10 yıl içerisinde başkanlık yapmış bütün isimlerin emeği var. Senin şansına, başkanlığın dönemine denk geldi.

TOKI başkanının kendisini arayıp özür dilediğini de ekledi basın açıklamasına. TOKI başkanı "yanlış anlaşıldığını" söylemiş, yani "yanlış kelime" kullandığını pek kabullenemedi herhalde. Canaydın eski dostumdur dedikten sonra, koskoca Özhan Canaydın'ı yaptığı açıklamalarla küçültüğünün farkında mıydı? Oturduğu koltuk önemli bir koltuk, o koltukta oturan adamın "kendini bilmiş" ve "olgun" olması gerekir. Ay özür dilerim TOKI başkanı umarım kırılmadınız...

Başbakan'ın Seyrantepe'de Galatasaray'ın 1 Allah kuruş parası yoktur kelimesi üzerine bir laf söylemedin Polat. Galatasaray'ın 1 kuruş değil, 300-400 milyon parası var o stadyumda. Bunu söylesene Polat! Hani politikadan büyüktü Galatasaray. Görülen o ki politika 2, Galatasaray 0, yani maglupsun, yani küçük düşmüşsün. Ay basbakanım özür dilerim umarım kırmadım sizide.

İdari yapılanmada çok büyük adımlar atıldığını söyledi Polat. Gördük adımları, işini en başarılı şekilde yapan Haldun Üstünel ve Cemal Özgörkey'i istifa ettirdin, her şeyi Adnan Sezgin'in eline bıraktın. O da ne yaptı... her şeyi çarçur etti. Sadece bu sezon da Adnan Sezgin'in Galatasaray'a verdiği zararı hesaplayalım mı? Ali Turan, Serdar Özkan, Misimovic, Musa Çağıran, M. Batdal, Insua ve Pino. Topla bakalım bunlara verilen paraları ne edecek. Neymiş Keita'yı satmış para getirmiş, ya adamın daha taksitleri bitmeden kulüpten gönderildi, Elano'dan edilen zarar 5 milyon euro. Ya bu oyuncuların senelik alacaklarını yazmıyorum bile. İdari yapılanmaymış...mış.

Tüzüğü kendince düzenlemiş, Riva'nın ruhsatını almış, şirket birleşimine imza atmış, gelir-gider düzenlemesi yapacakmış. Gelir-gider düzenlemesinde ne kadar büyük adımlar attığın Adnan Sezgin'in yaptıklarından anlaşılıyor... bayağı düzelmiş. Geçen sene 1 adama 7 milyon veren, diğerine 8 veren kulüp bu sene 3-5 anca veriyor. Ne transferlere ne paralar harcadınız... Al sana gelir gider, basit hesap, elano 8'e geldi, 2'ye gitti. Senelik alacaklarınıdan feragat etmiş de bilmem ne, geçen sene verilenler ne oldu? Aaaa bri de Adnan Sezgin'in seyahat masrafları var, onun giderlerine karşı geliri ne oldu? Cana oldu, Pino oldu, bir de Misimovic oldu.

Riva'daki arsa 200 milyonlara çıkmış! E madem bu kadar kıymetli arazi enden yatırımcı yok? Ya da var da bizim de haberimiz yok? Bulduğu en ufak araziye bile çok-katlı binalar diken müteahhitden bol ne var memlekette?

Şirket birleşmesi oldu da... eee? Ne olduğu veya olacağı henüz belli değil.

Futbolun kendisinin en iyi bildiği iş olduğunu söyledi Adnan Bey. Ya hakkikaten çok iyi biliyormuşsun ya. Bu takıma en başarısız sezonunu geçiren Rijkaard'a sezon sonunda gönderseydin ya! Futboldan anlayan adamalr alıp sahaya koysaydın ya. İyi adamları yönetecek doğru teknik direktörü sahaya koysaydın ya. Bir teknik direktörün Cana'yı stoper yapar, digeri Aydın'ı futbolcudan sayıp kadroya katar, garip garip adamların transferlerine onay verir. Futbolun sen nesini biliyorsun? Haa bak belki iyi futbol oynuyorsundur o kadarını bilemem, ama en iyi bildiğim iş deme. Kewell gibi oyuncuya zar zor ikna oldun da tekrar imza attırdın, bakınca ilk yarının en başarılı oyuncusu! Bir de onun üzerine kuma getirir gibi Culio'yu getiriyorsun. Önliberoya transfer yapmıyorsun sezon başından beri, sağ beke adam almıyorsun. Sen futbolun nesinden anlıyorsun? Profesyönel futbol mu oynadın?En iyi bildiğin iş futbol olsa futbolcu ya da teknik direktör olurdun. Futbol yöneticiliğindende anlamadığın belli. İyi bir futbol yöneticisi takımına katılan adamları iyice izler ve onay verir, senin gibi her gelene ok demez. Ya da sen sadece kulüp başkanlığı yapacaksın, futbolu anlayanlara teslim edeceksin. Böyle tek isim Haldun Üstünel'di onu gönderdin, yerine Adnan Sezgin geldi, Adnan Sezgin'in nasıl İstanbulspor'a koşa koşa gittiğini biliyoruz, İstanbulspor nerede? Bilmem nerede.. Sen biliyormusun?

Mualefete kızıyor bir de. Mualefet senden iyisini yapacağını vaad ediyor çünkü sen en kötüsünü yaptın. Seninle birlikte çalışmış adamları almışsın karşına, yanına Adnan Sezgin'i oturtmuşsun, ona buna "istifa" çağrısı yapıyorsun.

Bir de Galatasaray başkanı aslandır diyorsun. Sen kendini aslanmı görüyorsun? O zaman kükresene sinema kapatıp, sakat sakat açılışlara katılanö taraftarına sırtını donen kaptanına, kükresene takım içerisinde sürekli sarı kart gören Cana'na, kükresene kendini gece klüplerine atan Barış'ına, Ufuk'una, kükresene ağzında sakızını cak cak çiğnerken disiplinsiz tavırlar takınan Colin Kazım'a, kükresene hiç bir şey beceremeyen sağlık ekibine, kükresene Rijkaard'dan farklı performans çizmeyen Hagi'ne, kükresene değneklerle gece kulübüne giden Baros'una. Senin tek yaptığın kuzu gibi melemek, Arda gitMEEE, Baros gitMEE, Hagi gitMEEE, Servet gitMEEE....