
Adnan Polat bugun adeta kameralar karşısında adeta bir politik lidermiş gibi çıkıp çok ciddi ve sert açıklamalarda bulundu. Kendisi Galatasaray'ın başkanı olduğu için kuvvetli ve sert bir mizaçla eleştiri ve yorumlarda bulundu.
İlk değindiği konu Ocak Ayındaki yoğunluğu idi. Yoğunluğun sebebi stadyum olsa gerek, geldiğinden beri adeta saplantısı olmuş durumdaki stad projesi üzerinde çok çalıştığını söylemiş, ara transferede pek zaman ayırdığını sanmıyorum.... Zaten ayırmasına gerek yok ki arkasında sapasağlam bir Adnan Sezgin var. En gözde, en etkili transferlerde daima imza atıyor ne de olsa. Polat herhalde Ocak ayında çoğu zamanını stadyuma çağıracağı insanlar listesini hazırlamakla geçirmiştir, istediğini çağırmış, istemediğini çağırmamıştır.
Bu arada hayatı boyunca hiç siyasete karışmadığınıda söylemişt, yanılmıyorsam kendisi bir partiden adaylığını koyumuştu zamanında. Neyse benim işim burada transfer politikası dışındaki politikaları incelemek veya eleştirmek değil, burada Galatasaray'ı daha doğrusu yönetimi ve futbolcuları eleştiriyoruz.
47 senedir Ali Sami Yen tribünlerinde maç izleyerek büyüdüğünü söylemiş, ve fakat ne hikmetse o 47 sene maç izlediği stadın ismini unuttu gitti, yeni stadyumumuza son anda bir ALİ SAMİ YEN SPOR KOMPLEKSİ adı ekledi. Kompleks dediğinizin içerisinde sadece bir stadyum ve bir otopark olmaz. Orada bir çok faaliyet alanı olur. Ne zaman stadyumun yanına basketbol sahası dikersin o zaman oraya kompleks diyebilirsin. Adını son anda hatırlayıp, stadyum açılışına 24 saat kala Aslantepe'nin-ki hala o muhitin adı Seyrantepe olarak kaldı, adı ALİ SAMİ YEN SPOR KOMPLEKSİDİR açıklamalarını yaptı. Bir tv programındada tellerin üzerinden zıplayarak maça geldiğini anlattı ama o telleri aşıp, başkan olup, protokol tribününde yerini alınca, günümüzün maçları "tellerden atlayıp" seyredenlerini ne kadar çabuk unuttu, ve sadece "davetli" misafirleri çağırdı taraftarın nice zamandır beklediği, taraftara nice zamandır anlattığı TT Arena Stadına.
Galatasaray'ın siyasetin üstünde olduğunu söyleyen Polat, "siyasetin üstü" derken "siaysi" kişilerden bir çok kere özür dilemeyide ihmal etmedi. Utanmasa stada başbakanın adını verecekti. Bir tribüne de TOKI başkanının adı. Neyse politikaya girmeyelim. Kendisi de insanların protesto haklarını istedikleri gibi kullanabileceğini söyledi, fakat protesto ardından "protestocuları" pardon "provakatörleri" stada almayacağını da ekledi. Yine kendi yalanında kavruldun be Adnan.
Elindeki 6 projeden bahsedip duruyorsun. Bir tanesi bitti, geriye kaldı 5. Stadı yaptın tamam, ama bu stadı kendin yapmışssın, ve en çok sen uğraşmışsın gibi pazarlama. Bu stada GS'de son 10 yıl içerisinde başkanlık yapmış bütün isimlerin emeği var. Senin şansına, başkanlığın dönemine denk geldi.
TOKI başkanının kendisini arayıp özür dilediğini de ekledi basın açıklamasına. TOKI başkanı "yanlış anlaşıldığını" söylemiş, yani "yanlış kelime" kullandığını pek kabullenemedi herhalde. Canaydın eski dostumdur dedikten sonra, koskoca Özhan Canaydın'ı yaptığı açıklamalarla küçültüğünün farkında mıydı? Oturduğu koltuk önemli bir koltuk, o koltukta oturan adamın "kendini bilmiş" ve "olgun" olması gerekir. Ay özür dilerim TOKI başkanı umarım kırılmadınız...
Başbakan'ın Seyrantepe'de Galatasaray'ın 1 Allah kuruş parası yoktur kelimesi üzerine bir laf söylemedin Polat. Galatasaray'ın 1 kuruş değil, 300-400 milyon parası var o stadyumda. Bunu söylesene Polat! Hani politikadan büyüktü Galatasaray. Görülen o ki politika 2, Galatasaray 0, yani maglupsun, yani küçük düşmüşsün. Ay basbakanım özür dilerim umarım kırmadım sizide.
İdari yapılanmada çok büyük adımlar atıldığını söyledi Polat. Gördük adımları, işini en başarılı şekilde yapan Haldun Üstünel ve Cemal Özgörkey'i istifa ettirdin, her şeyi Adnan Sezgin'in eline bıraktın. O da ne yaptı... her şeyi çarçur etti. Sadece bu sezon da Adnan Sezgin'in Galatasaray'a verdiği zararı hesaplayalım mı? Ali Turan, Serdar Özkan, Misimovic, Musa Çağıran, M. Batdal, Insua ve Pino. Topla bakalım bunlara verilen paraları ne edecek. Neymiş Keita'yı satmış para getirmiş, ya adamın daha taksitleri bitmeden kulüpten gönderildi, Elano'dan edilen zarar 5 milyon euro. Ya bu oyuncuların senelik alacaklarını yazmıyorum bile. İdari yapılanmaymış...mış.
Tüzüğü kendince düzenlemiş, Riva'nın ruhsatını almış, şirket birleşimine imza atmış, gelir-gider düzenlemesi yapacakmış. Gelir-gider düzenlemesinde ne kadar büyük adımlar attığın Adnan Sezgin'in yaptıklarından anlaşılıyor... bayağı düzelmiş. Geçen sene 1 adama 7 milyon veren, diğerine 8 veren kulüp bu sene 3-5 anca veriyor. Ne transferlere ne paralar harcadınız... Al sana gelir gider, basit hesap, elano 8'e geldi, 2'ye gitti. Senelik alacaklarınıdan feragat etmiş de bilmem ne, geçen sene verilenler ne oldu? Aaaa bri de Adnan Sezgin'in seyahat masrafları var, onun giderlerine karşı geliri ne oldu? Cana oldu, Pino oldu, bir de Misimovic oldu.
Riva'daki arsa 200 milyonlara çıkmış! E madem bu kadar kıymetli arazi enden yatırımcı yok? Ya da var da bizim de haberimiz yok? Bulduğu en ufak araziye bile çok-katlı binalar diken müteahhitden bol ne var memlekette?
Şirket birleşmesi oldu da... eee? Ne olduğu veya olacağı henüz belli değil.
Futbolun kendisinin en iyi bildiği iş olduğunu söyledi Adnan Bey. Ya hakkikaten çok iyi biliyormuşsun ya. Bu takıma en başarısız sezonunu geçiren Rijkaard'a sezon sonunda gönderseydin ya! Futboldan anlayan adamalr alıp sahaya koysaydın ya. İyi adamları yönetecek doğru teknik direktörü sahaya koysaydın ya. Bir teknik direktörün Cana'yı stoper yapar, digeri Aydın'ı futbolcudan sayıp kadroya katar, garip garip adamların transferlerine onay verir. Futbolun sen nesini biliyorsun? Haa bak belki iyi futbol oynuyorsundur o kadarını bilemem, ama en iyi bildiğim iş deme. Kewell gibi oyuncuya zar zor ikna oldun da tekrar imza attırdın, bakınca ilk yarının en başarılı oyuncusu! Bir de onun üzerine kuma getirir gibi Culio'yu getiriyorsun. Önliberoya transfer yapmıyorsun sezon başından beri, sağ beke adam almıyorsun. Sen futbolun nesinden anlıyorsun? Profesyönel futbol mu oynadın?En iyi bildiğin iş futbol olsa futbolcu ya da teknik direktör olurdun. Futbol yöneticiliğindende anlamadığın belli. İyi bir futbol yöneticisi takımına katılan adamları iyice izler ve onay verir, senin gibi her gelene ok demez. Ya da sen sadece kulüp başkanlığı yapacaksın, futbolu anlayanlara teslim edeceksin. Böyle tek isim Haldun Üstünel'di onu gönderdin, yerine Adnan Sezgin geldi, Adnan Sezgin'in nasıl İstanbulspor'a koşa koşa gittiğini biliyoruz, İstanbulspor nerede? Bilmem nerede.. Sen biliyormusun?
Mualefete kızıyor bir de. Mualefet senden iyisini yapacağını vaad ediyor çünkü sen en kötüsünü yaptın. Seninle birlikte çalışmış adamları almışsın karşına, yanına Adnan Sezgin'i oturtmuşsun, ona buna "istifa" çağrısı yapıyorsun.
Bir de Galatasaray başkanı aslandır diyorsun. Sen kendini aslanmı görüyorsun? O zaman kükresene sinema kapatıp, sakat sakat açılışlara katılanö taraftarına sırtını donen kaptanına, kükresene takım içerisinde sürekli sarı kart gören Cana'na, kükresene kendini gece klüplerine atan Barış'ına, Ufuk'una, kükresene ağzında sakızını cak cak çiğnerken disiplinsiz tavırlar takınan Colin Kazım'a, kükresene hiç bir şey beceremeyen sağlık ekibine, kükresene Rijkaard'dan farklı performans çizmeyen Hagi'ne, kükresene değneklerle gece kulübüne giden Baros'una. Senin tek yaptığın kuzu gibi melemek, Arda gitMEEE, Baros gitMEE, Hagi gitMEEE, Servet gitMEEE....