
Bir çok başarının kazanılmış olduğu Ali Sami Yen, 40 küsür senelik lig maratonuna Gençlerbirliği maçı ile elveda dedi. Bu elvada çok acıklı oldu. Galatasaray herhalde bu sezonun en kötü futbolunu oynatıp, bizlerin mabet diye kabul ettiği yerde Galatasaray ismini bir kez daha lekeledi. Bütün maç boyunca hiç bir varlık gösteremedi. Başında bir kötü teknik direktör, sahada 11 tane kendini bilmez adam, şeref tribününde "şeref" sıtafını hak etmeyen bir başkan ve onun yönetim kurulu. Acaba maçı izlerken içlerinden ne geçti? Acaba maçı izlerken utandılar mı? Acaba Galatasaray'ı ne hale soktuklarının farkın vardılar mı? Artık TV'de spor yorumu yapan insanlar dahi "Galatasaray'ı yenmek meziyet" değil diyerekten kulübümüzün acınası durumunu dile getiriyor. En koyu Galatasaraylı köşe yazarları, kağıda dökecek cümleleri bulamıyor. O karda kışta, soğuk dinlemeden bir çok seyirdi tribünlerde Galatasaray tezahüratları ile Mecidiyeköy'ü inletiyor.
Fakat sahada en ufak bir direniş, en ufak bir özveri yok! Hepsi kaderine boyun eğmiş, hepsinin boyunları bükük, hiç biri üzerlerindeki formanın şanından-şerefinden haberdar değil! Kaptan kolluğu en yakışmayan oyuncu Ayhan'ın kolunda! Kalede kaleciliğin "K"sini barındırmayan bir kaleci, daha 39. saniyede golu yiyor, defansta Zan her önüne geleni kaçırıyor, kovalamayıda beceremiyor, solda dünyadan habersiz Hakan Balta sadece topu izliyor, Zan'ın yanında kalesini cesurca savunan bir Neill, sağda ise sadece sıcak kalmak için koşan bir Sabri. Ortasahada nasıl futbolcu olduğunu hala anlamadığım bir Barış, bir de onun Arnavut versyonu Lorik Cana, onlarla beraber ortasahayı tek başına katleden bir Ayhan. Sag kanatta ise hala Galatasaray forması giymesine gözyumulan herhalde takımdaki en beceriksiz ve en kötü futbolcu olan Aydın. İleride tek başına didinen bir Kewell ve sadece kendine oynayıp, istatistik yaratmaya çalışan Pino.
Dünkü maç sonucunda söylenecek hiç bir şey yok. Futbolcular kameraların karşısına çıkıp, sanki içten dermişcesine özür diliyor. Özür diliyorlar ama sahada kendilerini affettirmek için en ufak bir mücadele göstermiyor bir tanesi bile. Arda çıkıp "sabır" diyor... Daha ne sabırı... Sabır mı kaldı...Sinir mi kaldı... Utanıyorum sizlerden! Hepinizden! İnsanın hiç mi utanması yoktur! UTANIN! KOSKOCA GALATASARAY'I GETİRDİĞİNİZ HALDEN UTANIN! BUNDAN SADECE SİZ SORUMLUSUNUZ!
Galatasaray demek sahada 11 adam demek değil, Galatasaray demek koskoca bir camia demek! Siz kendinizi Galatasaray mı zannediyorsunuz? Sadece formasını giydiğiniz için kendinizi Galatasaray olarak mı adlandırıyorsunuz? Sizlerden önceside vardı, sonrasıda olacak... ama taraftar daima Galatasaray olacak! 11 tane adamın eline oyuncak etmeyiz koskoca kulübü.
Galatasaray takımı aynı Özhan Canaydın'ın vefatı ardından oynan fenerbahce macındaki gibi, inançsız! İnsan vefat eden, sana emek vermiş başkan için mücadele eder! 105 sene önce bu kulübü kurmuş adam için mücadele eder, stadyumun şanını-şöhretini beş para etmemek için mücadele eder! Orası sadece bir stadyum değil, orası kimisinin camiisi, kimisinin sinagogu, kimisinin kilisesi!
Bırakın gidin bu kulübü! Yol verin gençler oynasın! Yazıklar olsun hepinize! Ne ben ne de dün maçı izlemiş olan milyonlarca taraftar hakkını helal etmeyecektir size! Stadyum değişecek, oraya da geleceğiz, ama sizin için değil, Galatasaray için orada olacağız! Sizler giders, biz kalırız, biz Galatasaraylıyız!