Sunday, December 26, 2010

UTANC TABLOSU



Bugun GS ve fb arasinda U-17 seviyesinde oynanan macta, kendini bilmez ve maalesef Galatasaray taraftari olan bir grup fb genc futbolculara saldirdilar, neticede 13 tane gencecik oyuncu yaralanmis, bir tane fbli futbolcu arkadasin burnu kirilmis. Bu rezaletten sorumlu olanlari kiniyorum. Tamam her iki takiminda arasinda cok ciddi bir rekabet sozkonusu, neticede Turkiye'nin en buyuk iki kulubu... Fakat rekabetin siddet ve nefrete donusmemesi lazim. Galatasaray taraftari da artik hirsini nereden cikartacagini bilememeye basladi, bununda birebir sorumlusu Galatasaray'i bugune getiren yoneticiler ve futbol takimi teknik ekibidir.

Saturday, December 25, 2010

Ali Sami Yen Stadini Anma Formasi




Beypazari Sekerspor karsisinda bu formayi giyecekmisiz. Ali Sami Yen Stadyumunu anma formasi olarak adi geciyor. Muhtemelen Ocak ortasi piyasaya cikacaktir bu forma.

Friday, December 24, 2010

Antep'e Gittik... Gazi Olduk Geldik...




Türkiye Kupası'nda yaptığımız Gaziantepspor maçında Galatasaray Konyaspor maçındaki kadroyu korudu Hagi.. Bu kadro Konyaspor maçından kesinlikle daha iyi bir performans sergiledi. Oyunun geneline bakarsak diğer maçlardak rezalet performansı görmüyoruz. Hakan Balta önliberoda gayet iyi bir performans segiledi, Cana'yı rahat kesebilir. Tabii Hakan Balta'nın önliberoya alınması defansın sol dengesini bozdu. Yediğimiz golde birebir hatalı olan isim Çağlar Birinci, aynı ismi gibi... Adam tutmayı becermiyorsan Galatasaray'da işin ne? futbolu unuttu herhalde sakatlık süresinde, Konyaspor maçındaki iyi performansının üzerine bu performansı can sıkıcıydı. Sağbekte oynayan S. Kurtuluş yine çok yavaş kaldı... Önünde oynayan Neill'a destek olamadı... Takımın tamamı ile dengesi ile oynayan Hagi artık bu kötü gidişata bir son vermeli.

Pino'nun golü çok güzeldi... Golü dışında hiç ama hiç bir şey yapmadı... Antep'e puan için gelmiştik, aldık puanımızı... İlk maçı almış olmamız bize avantaj... Bakalım ilerleyen maçlarda neler göreceğiz....

Neden gazi olduk diyorum onu da yazayım... neticede kayıp etsek şehit olacaktık, kazansak galip olacaktık, berabere bitti yani 2 paunlık bir yara aldık, ama ölmedik...

Wednesday, December 22, 2010

Aman Aydın'ın Yolundan Gitme Anıl...




Bu girisin baslıgı olarak acıkcası cok orjinal bir sey bulamadıgım icin "Anıl Dilaver" yazmak istedim. Neticede gunun adamı O idi. Peki sahanın en iyisi Anıl'mıydı? Cevap hayır... Zaten Galatasaray iyi değildi ki Anıl iyi olsun.

Sahada enteresan bir kadro vardı. Sag bekte bu sefer Neill oynadı, Sabri'yi arattı mı derseniz... Bence bir şey fark etmedi. Ortasahda önliberoda takımımızın Serdar Özkan'la birlikte en büyük yeteneği olan Barış'ı kesmiş Hagi, yerine Hakan Balta'yı koymuş. İleride Mehmet Batdal'da bir ışık görmeyince Hagi formayı Anıl Dilaver'e vermiş... İyikide vermiş... Kalede ise Aykut vardı.

Aykut: Kalesine çok top gelmedi, yani eleştirecek veya göklere çıkartılacak bir futbol oynamadı, ama nedense dayak yemiş olmasına rağmen hakem onu sarı kartla cezalandırdı, herhalde, hakem Aykut'un erkekliğine dayak yeyip, yere yatmış olmasını uygun görmedi. Ufuk Aykut'dan kaleyi artık zor alır, hatta Ufuk Galatasaray formasını bir dahaki sezon görmez, ilk uçakla Manisa'ya geri dönsün bence. Aykut'da yedek olarak devam etsin. Kaleci alınması ŞART!

Neill: Bence çok kötü oynamadı, ama iyide oynamadı. Konyaspor'da defansa beni ve 2 arkadaşımı koysanız, bizi bile zorlayacak bri takım olmadığından Neill'ın stperdeki eksikliği fark etmedi. Haaa tabi şu var, Gökhan ve Servet ayaklarına gelen her topu oyun kurmak adına ileri degajladılar... Top kaybımız çok oldu.

Zan: Kötü değildi... iyi de değildi... Sakatlanmamış olması enteresan... Artık biyonik adam mı yaptılar, yoksa X-men'deki Wolverine gibi kemiklerini Adamentium'danmı yaptılar ne olduysa... Şaşırtıcı...

Servet: Bildiğimiz Servet. Galatasaray'da en çok güvenilecek adamların başını çeken isimlerinden biri. Ama bu maç ona çok iş zaten düşmedi...

Çağlar: Bence Galatasaray'ın en iyisiydi. İki üç defa yerine geç kaldı, ama yinede döndü. Defansif olarak çok kuvvetli bir isim. Insua'ya gerek kalmadığını gösterdi. Çok çalıştı, formanın hakkını verdi, ama o saç kesimin çok kötü Çağlar...Lütfen değiştir.. .Artık kuyruk modası yok.

Cana: Herhalde yapması gerekeni yaptı. Atağa kalkan oyuncuları durdurmak üzere bir korkuluk gibi durdu. Çoğunu faul yaparak durdurdu. Çok çabuk gaza gelen bir adam. Takıma yararı yok, ama zararıda yok. Galatasaraylık oyuncu kesinlikle değil. Dayak yedikten sonra, bir de kırmızı kart görmesi yazık oldu. Takım arkadaşlarına bir şey olunca gözü kararıyor onu görmüş olduk. Tam anlamıyla takım adamı, çok gayretli, çok çalışkan ama etkisiz.

Hakan Balta: Sürekli oynamadığı bir yerde oynadı. Neticede asistinide yaptı gayet güzel, kötü oynadığını düşünmüyorum, ama önlibero Hakan'a tam uyan bir yer değil. Kenardan, ortaya çekilince çok çabuk alışamadı.

Ayhan: Sahanın herhalde en kötüsü, ve muhtemelen en yaşlısı. Artık o kadar yaşlanmaıştı 2 adım ötesindeki adama attıkları pasalar bile isabetsiz oluyor. Top sürme hastalığından kurtulamıyor, bir de Hagi onu kanat gibi kullanmış... Aman Ayhan dikkat eski sağlığın yok. Bence sen futbolu bırak.

Kewell: Sahanın Çağlar'la beraber en iyisiydi. Kalitesi tartışılmaz. Gol pozisyonunu başlatan isim. Zan'dan gelen topu o kadar güzel Neill'a bıraktı ki. İşte iki adam aynı futbol dilini konuşursa böyle güzellikler oluyor. Golde çok büyük katkısı var. Golün gelişimdeki oyuncuların defans oyuncuları olması da, atak olarak ne kadar zayıp bir takım olduğumuzu zaten gösteriyor.

Anıl: Genç çocuk... Gayretli çocuk... Henüz yolun çok başında... Umarım Aydın'ın yolunda ilerlemez. Aydın'da Konya'da "gençken" attığı gol dışında senelerdir Galatasaray'a bir katkı sağlamadı. Anıl umarım daha iyi olur...

Genel olarak Galatasaray'da hiç bir ilerleme yok... İlk yarıyı galibiyetle ve 9. olarak kapadık. Biliyorum çok önemli bir başarıymış gibi yazdım 9.luğu ama bu takımla, bu oyunla 9.luk iyi sayılır... Türkiye Kupası'na yönelmek, onu almak için her şeyi yapmak lazım, yoksa Avrupa hayal olur.

Tuesday, December 14, 2010

Ilan Dedigin Boyle Olur...! BRAVO!




Galatasaray en kotu sezonlarindan birini getirirken takimla ilgili sikayetlerini farkli sekillerde dile getiriyor. Ben sezon basindan beri Galatasaray'in eksik gordugum yanlarini buradan paylasiyorum, kimiside internete gidip sahibinden.com'a bir ilan koyuyor. Ilanin basligi "ACIL SATILIK, AZ KULLANILMIS, BUYUK FORMA GORMUS FUTBOLCU)

Bende blogumda bunu farkli bir sekilde dile getirmistim:(http://aksicimbomlu.blogspot.com/2010/10/galatasarayi-imha-plani-semasi.html)

Bu ilani yapip koyan arkadasi kutluyorum.

Monday, December 13, 2010

Hani Bir Formamiz Daha Olacakti Ya.... Iste O bu...




Bu sezon Galatasaray'in cok basarili bir strateji ile tanitmis oldugu formalar oldukca rabet gordu. Pembe formamiz bile -paron Mercan... Bir de uzerinde aslan olan formamiz var, fakat Galatasaray'in bu oyunu bu formanin uzerindeki aslani kedi yapti... Daha oncede bu blogda paylastigim gibi cikacak olan 4. formamiz cizgili bir forma olacak. TFF'nin forma katalogunda Galatasaray'in dorduncu formasi olarak cizgili forma altina siyah sort gozukuyor.
(http://aksicimbomlu.blogspot.com/2010/08/2010-2011-formalarimiz.html)

Bu yeni stadla berbaer ortaya cikacak bir forma olacak. Bende sizlere yeni stadimiz acilmak uzereyken yeni formayla ilgili bir yazi yazayim dedim..

Bu dorduncu forma AC Milan'in bu sezon giydigi cubuklu formasi gibi olacak. Tabii AC Milan'a Adidas daha kaliteli, daha teknolojik ve daha havali formalar veriyor Adidas. Bakalim bizimkide onlarinki gibi vucudui kavrayan formalardan mi olacak yoksa yorgan misali bol gelenlerden mi...

Sunday, December 12, 2010

Gece Alemlerinde Bir Baros....




Bu sabah kalkip spor gazetemeyi okuyayim derken orada bir haber benim yine keyfimi kacird. Haverin icerigi yine kulubumuzun disiplinsizligini ortaya seriyor. Polat geldiginden beri sergiledigi "aman futbolcuma bir sey olmasin, istedigi her seyi yapsin, onu koruyalim" felsefesi ile kulubun iyice civisini cikardi. Kimi futbolcu maclarin otelde kadinlarla partiler yapti, kimi futbolcu kafasina gore kalkti tatile gitti, Baros'da daima kendini gece kuluplerine atti.

Tahmin ediyorum ki Istanbul'un havasinda bir sey var, bizim kuluplerimiz fazlasiyla musamma gosteriyor, ozellikle yabanci oyuncularina. Hele bu isim Milan Baros gibi, Guti gibi ulkelerinin en onde gelen futbolcularindansa yaptiklari her seye goz yumuluyor, hic ceza verilmiyor.

Baros'un ayagi alcili sekilde gece kulubune gittini hepimiz okumusuzdur. Bu sefer de Mr Baros, herhalde hava soguk diye usumemek icin Genclerbirligi macina gitmemis, ama ardindan gece kuluplerine atmis kenidini. Once loca kapatmis, ardindan kalkmis daha fazla eglenmeye Taksim'e gitmis. Hemde bu adam sakat... Top oynayacak hali yok ama gece kuluplerinde ickinin dibine vuracak, eglenecek hali var. Zaten bir ucuncu dunya ulkesi sayabilecegimiz Cek Cumhuriyeti'nde yetismis bir adam, herhalde o da fakir buyumus, parayi bulunca kafayi yemis.

Harry Kewell'da, Lucas Neill'da boyle seyler hic olmuyor. Adamlar gayet medeni bir ulkede, kisi basi gelir yuksek olan Avusturalya'da buyudukleri icin bir anda parayi bulunca cildirmiyorlar.

Galatasaray yonetiminin artik sertlesmesi lazim. Bu kadar hatalara goz yumulmaz, zaten bu tip hatalarda Galatasaray'in su anki dususunde etkili. Futbolcularimiz da kenetlenme mesajlari veriyor ama onlarinda birbirlerini uyarma veya duzeltme gibi bir huylari olmadigi icin soyledikleri sadece lafta kaliyor. Yok efendim gruplasma varmis... Ya sanki dunyada hic bir kulup icinde yabanci gruplasmasi yok da bir tek Galatasaray'da var...

Özür Dileriz Ali Sami Yen... Sana Layık Olamadık....




Bir çok başarının kazanılmış olduğu Ali Sami Yen, 40 küsür senelik lig maratonuna Gençlerbirliği maçı ile elveda dedi. Bu elvada çok acıklı oldu. Galatasaray herhalde bu sezonun en kötü futbolunu oynatıp, bizlerin mabet diye kabul ettiği yerde Galatasaray ismini bir kez daha lekeledi. Bütün maç boyunca hiç bir varlık gösteremedi. Başında bir kötü teknik direktör, sahada 11 tane kendini bilmez adam, şeref tribününde "şeref" sıtafını hak etmeyen bir başkan ve onun yönetim kurulu. Acaba maçı izlerken içlerinden ne geçti? Acaba maçı izlerken utandılar mı? Acaba Galatasaray'ı ne hale soktuklarının farkın vardılar mı? Artık TV'de spor yorumu yapan insanlar dahi "Galatasaray'ı yenmek meziyet" değil diyerekten kulübümüzün acınası durumunu dile getiriyor. En koyu Galatasaraylı köşe yazarları, kağıda dökecek cümleleri bulamıyor. O karda kışta, soğuk dinlemeden bir çok seyirdi tribünlerde Galatasaray tezahüratları ile Mecidiyeköy'ü inletiyor.

Fakat sahada en ufak bir direniş, en ufak bir özveri yok! Hepsi kaderine boyun eğmiş, hepsinin boyunları bükük, hiç biri üzerlerindeki formanın şanından-şerefinden haberdar değil! Kaptan kolluğu en yakışmayan oyuncu Ayhan'ın kolunda! Kalede kaleciliğin "K"sini barındırmayan bir kaleci, daha 39. saniyede golu yiyor, defansta Zan her önüne geleni kaçırıyor, kovalamayıda beceremiyor, solda dünyadan habersiz Hakan Balta sadece topu izliyor, Zan'ın yanında kalesini cesurca savunan bir Neill, sağda ise sadece sıcak kalmak için koşan bir Sabri. Ortasahada nasıl futbolcu olduğunu hala anlamadığım bir Barış, bir de onun Arnavut versyonu Lorik Cana, onlarla beraber ortasahayı tek başına katleden bir Ayhan. Sag kanatta ise hala Galatasaray forması giymesine gözyumulan herhalde takımdaki en beceriksiz ve en kötü futbolcu olan Aydın. İleride tek başına didinen bir Kewell ve sadece kendine oynayıp, istatistik yaratmaya çalışan Pino.

Dünkü maç sonucunda söylenecek hiç bir şey yok. Futbolcular kameraların karşısına çıkıp, sanki içten dermişcesine özür diliyor. Özür diliyorlar ama sahada kendilerini affettirmek için en ufak bir mücadele göstermiyor bir tanesi bile. Arda çıkıp "sabır" diyor... Daha ne sabırı... Sabır mı kaldı...Sinir mi kaldı... Utanıyorum sizlerden! Hepinizden! İnsanın hiç mi utanması yoktur! UTANIN! KOSKOCA GALATASARAY'I GETİRDİĞİNİZ HALDEN UTANIN! BUNDAN SADECE SİZ SORUMLUSUNUZ!

Galatasaray demek sahada 11 adam demek değil, Galatasaray demek koskoca bir camia demek! Siz kendinizi Galatasaray mı zannediyorsunuz? Sadece formasını giydiğiniz için kendinizi Galatasaray olarak mı adlandırıyorsunuz? Sizlerden önceside vardı, sonrasıda olacak... ama taraftar daima Galatasaray olacak! 11 tane adamın eline oyuncak etmeyiz koskoca kulübü.

Galatasaray takımı aynı Özhan Canaydın'ın vefatı ardından oynan fenerbahce macındaki gibi, inançsız! İnsan vefat eden, sana emek vermiş başkan için mücadele eder! 105 sene önce bu kulübü kurmuş adam için mücadele eder, stadyumun şanını-şöhretini beş para etmemek için mücadele eder! Orası sadece bir stadyum değil, orası kimisinin camiisi, kimisinin sinagogu, kimisinin kilisesi!

Bırakın gidin bu kulübü! Yol verin gençler oynasın! Yazıklar olsun hepinize! Ne ben ne de dün maçı izlemiş olan milyonlarca taraftar hakkını helal etmeyecektir size! Stadyum değişecek, oraya da geleceğiz, ama sizin için değil, Galatasaray için orada olacağız! Sizler giders, biz kalırız, biz Galatasaraylıyız!

Saturday, December 11, 2010

Haldun Ustunel




Haldun Üstünel Galatasaray'dan ayrıldı-ayrılalı tribünler Haldun Üstünel'in haklı olarak ismini sayıklar oldu, adına pankartlar açıldı. Çok kıymetli ve aynı zamanda yetenekli bir yönetici. Haldun Üstünel'in şimdiye kadar getirmiş oyuncular hakkında maraton.com.tr sayfası güzel bir inceleme yapmış bende bunu paylaşmak istedim.

Şimdi Haldun Üstünel'in kulübe geri geleceği söyleniyor. Adnan Polat'ın başkanlığı tekrar kazanması için en büyük kozlarından biri olan Üstünel, Sezgin'le beraber çalışacaksa yine faydalı olamaz, olması gereken Sezgin'in istifa etmesi ve Haldun Üstünel'in tek başına kalması. Kendisinin tekrar Galatasaray için çalışacağı dönemi iple çekiyoruz.


-------------------------------------------------------------------------------------

ISMAEL BOUZID

Geldiği takım: Kaiserslautern (Temmuz 2007)
Ödenen bonservis: Yok
Gittiği takım: Troyes (Temmuz 2008)
Kazandırdığı bonservis: Yok
Performansı: 17 maç, 1 gol

LINCOLN

Geldiği takım: Schalke 04 (Temmuz 2007)
Ödenen bonservis: 5 milyon Euro
Gittiği takım: Palmeiras (Şubat 2010)
Kazandırdığı bonservis: 2.1 milyon Euro
Performansı: 67 maç, 16 gol, 31 asist

LINDEROTH

Geldiği takım: Kopenhag (Temmuz 2007)
Ödenen bonservis: 3.5 milyon Euro
Gittiği takım: Futbolu bıraktı (Ocak 2010)
Kazandırdığı bonservis: Yok
Performansı: 25 maç, 1 goL

NONDA

Geldiği takım: Roma (Ağustos 2007)
Ödenen bonservis: 1.3 milyon Euro
Gittiği takım: Boşta (Ocak 2010)
Kazandırdığı bonservis: Yok
Performansı: 91 maç, 37 gol, 7 asist

BARUSSO

Geldiği takım: Roma (Ocak 2008)
Ödenen bonservis: (Kiralık)
Gittiği takım: Roma (Haziran 2008)
Kazandırdığı bonservis: (Kiralık)
Perfomansı: 3 maç, 1 gol

KEWELL

Geldiği takım: Liverpool (Temmuz 2008)
Ödenen bonservis: Yok
Gittiği takım: Hala kadroda
Performansı: 80 maç, 32 gol, 16 asist


BAROS:

Geldiği takım: Lyon (Ağustos 2008)
Ödenen bonservis: 5.5 milyon Euro
Gittiği takım: Hala kadroda
Performansı: 76 maç, 50 gol, 12 asist

MEIRA

Geldiği takım: Stuttgart (Temmuz 2008)
Ödenen bonservis: 4.5 milyon Euro
Gittiği takım: Zenit (Mart 2009)
Kazandırdığı bonservis: 5.8 milyon Euro
Performansı: 38 maç, 2 asist


DE SANCTIS

Geldiği takım: Sevilla (Temmuz 2008)
Ödenen bedel: 500 bin Euro (Kiralık)
Gittiği takım: Sevilla (Haziran 2009)
Kazandırdığı bonservis: (Kiralık)
Performansı: 41 maç

LEO FRANCO

Geldiği takım: Atletico Madrid (Temmuz 2009)
Ödenen bonservis: Yok
Gittiği takım: Real Zaragoza (Temmuz 2010)
Kazandırdığı bonservis: Yok
Performansı: 37 maç

NEILL

Geldiği takım: Everton (Ocak 2010)
Ödenen bonservis: 840 bin Euro
Gittiği takım: Hala kadroda
Performansı: 36 maç, 1 gol, 1 asist


KEITA

Geldiği takım: Lyon (Temmuz 2009)
Ödenen bonservis: 7.5 milyon Euro
Gittiği takım: Al Sadd (Temmuz 2010)
Kazandırdığı bonservis: 8 milyon 150 bin Euro


ELANO

Geldiği takım: Manchester City (Temmuz 2009)
Ödenen bonservis: 7 milyon Euro
Gittiği takım: Santos (Ocak 2011)
Kazandırdığı bonservis: 2.9 milyon Euro
Performansı: 47 maç, 7 gol, 8 asist


JO:

Geldiği takım: Manchester City (Ocak 2010)
Ödenen bonservis: (Kiralık)
Gittiği takım: Manchester City (Temmuz 2010)
Kazandırdığı bonservis: (Kiralık)
Performansı: 15 maç, 3 gol, 3 asist


DOS SANTOS:

Geldiği takım: Tottenham (Ocak 2010)
Ödenen bedel: 700 bin Euro
Gittiği takım: Tottenham
Kazandırdığı bonservis: (Kiralık)
Performansı: 18 maç, 3 asist

3 SEZONLUK TOPLAM:

Transfer edilen yabancı sayısı: 15
Bonservislerine ödenen rakam: 36 milyon 340 bin Euro
Bonservislerinden kazanılan rakam: 18 milyon 950 bin Euro
Edilen zarar: 17 milyon 390 bin Euro

-------------------------------------------------------------------------------------

Haldun Üstünel döneminde zarar edilen rakkamın ayrısından kar edilerek dönülmüş. Adnan Sezgin'de bunun olacağını hiç sanmıyorum.

Bu listede yerli oyuncular yer almamış ama 3 sezonda 17 milyon zarar eden Galatasaray, bu sezon Adnan Sezgin önderliğinde Cana'ya 4,5 milyon Euro verdi, Misimovic'e 8 milyon Euro verdi, Pino'ya 3.5 milyon Euro verdi, Musa 1 milyon TL, Caglar 1 Milyon Euro verdi. Yani 17 milyon Euro'luk bir rakkam şimdiden çöpe atıldı. Bu oyuncuların hiç biri yarısından fazla fiyatada satılamaz. Yukarıda saymış olduğum transferlerde Adnan Sezgin'de yer aldı... Mesela Bouzid, mesela Barusso hep Adnan Sezgin önderliğinde geldiler.

Gule Gule Ali Sami Yen




Ali Sami Yen bu aksam son lig macina ev sahipligi yapacak. Bu sezon yonetim hatalari ve kotu futbol ile kirlettigimiz stadimizda oynayacagimiz son macimizi Ali Sami Yen'e yakisir bir sekilde oynayip kazanmamiz gerekiyor.

Bunca basarilara ev sahipligi yaptigimiz stadyumumuzu hic bir zaman unutmayacagiz. Adnan Polat ve ekibinide yeni stadimiza Ali Sami Yen ismini koymadiklarindan dolayi kınıyorum.

Friday, December 10, 2010

Sercan'ın Ederi 8 Milyon Euro mu! YUH!




Galatasaray'ın Sercan'a karşı yapmış olduğu 5 milyon Euro artı Servet ve Ali Turan teklifini, Burda "ya Sercan'ın ederi 8 milyon Euro" diyerek geri çevirmiş, ne de olsa ligimizde böyle kamyonla para saçan kulüpler var. Ama Galatasaray böyle enayi bir klüp değil, -gelçi değilDİ demek lazım, Adnan Sezgin'in gelişi ile enyai bir kulüp oldu! Türkiye'de oynayan Türk futbolcular arasında 8 milyon Euro edecek bir futbolcu var, o da Arda Turan. Arda'nın ardından ederi belki 6 milyon Euro edebilecek bir Gökhan Gönül vardır.

Bursaspor düşünceli davran, Sercan'ın kariyerine yazık... Madem yıldız olacak diyorsunuz ki bence yıldızın "y"si olacak bir oyuncu değil, o zaman mantıklı bir rakkama Galatasaray'a vereceksin, ancak Galatasaray'da etkili olur... Ancak Galatasaray'da iyi yetişir ve belki... çok küçük bir ihtimal dünya yıldızı olur. Türk futbolunun yıldızları daima Galatasaray'dan çıkmıştır bunu kimse inkar edemez....

Melih Bey Ayıp Oluyor....




Lig TV'nin uzun sureli spikerlerinin basinda gelen Melih Gumusbicak'in herkes fenevbahceli oldugunu bilir, ama Besiktas macindaki iddialari ile artik sınırı aştı! Guti'nin tatile erken gitmek için kırmızı kart gördüğünü iddia eden Gümüşbıçak artık kendini şaşırmış.

Gümüşbıçak'ın sunuculuğu gerçekten harikadır, ama taraflı olarak sunduğuda aşikardır. fenev maçlarında kötü de oynasa bütün fenevliler hakkında iyi yorumlar yapar, diğer geriye kalan bütün süper lig takımlarının maçlarında kötü oynanan oyuncuları "etkisiz, halsiz, yorgun" diyerek yerin dibine sokar.

Fakat en Bjk maçında yapmış olduğu gafletin yanlışlığı ortada... Lig TV konu hakkında en azından bir özür yayınlamalı...

Thursday, December 9, 2010

Ribery'i Gecermis...



Hagi vermis oldugu en son roportajlarindan birinde, Ribery'nin gelisiminde kendinsinin cok emegi gectigini soylermis, ve ardindan "su anda elimde Ribery'den iyi olan bir oyuncu var, o da Arda" diye eklemis. Arda'nin Ribery'den daha buyuk bir futbolcu olacagini one surmus. Tabii Hagi'nin unuttugu bir sey var o da Ribery'nin 22 yaslarinsa Avrupa'yi Marsilya'da oynadigi futbolla kasip kavurmus olmasi....

Bakalim Ribery'den buyuk olacak mi...

Wednesday, December 8, 2010

Bir "iç" daha....




Türkler Boşnaklarla, Boşnaklar Türklerle çok iyi anlaşır. Zamanında bizler Bosna'ya çok yardım da bulunduk, zaten onlara kardeşlerimiz olarak tabir ederiz genelde. Fakat maalesef futbolda bu orantı pek böyle değil, en azından Galatasaray için geçerli, yoksa Eskişehir'deli Nadarevic falan gayet iyi oynuyor. Boşnakların Dzeko ve İbisevic ile beraber en iyi oyuncusu olara gösterilen Misimovic'in Galatasaray'a katkısı sıfırdanda sıfır... Neden oynamadı onuda bilemiyorum... Herhalde Almanlığı Boşnaklığından ağır bastı... Zamanında Elvir Baljic'de Trabzonspor'a atmış olduğu bir gol dışında Galatasaray'a hiç bir katkı sağlamamıştı. Boşnakların etkili oynaması için herhalde yanlarında Boşnaklar olması lazım... Galatasaray'da bu düşünce ile ilerleyip İbisevic'e yöneldi.

İbisevic'in videolarında inanılmaz golleri var... Onun için bir ortasha deniyor, bir forvet, bir santrafor... Aslı nedir bilemiyorum... Bakalım gelecek mi.. Belki gelirse Misimovic'inde performansı artar-tabii hala Galatasaray forması giyiyor ise...

Vay Adnan'ın Sezgi(n)leri Nelere Kadirmiş... Vay Vay




Bugün Fanatik gazetesinin internet sayfasında bir haber ilgimi çekti. Adnan Sezgin ve Trabzonspor'lu Jaja'nın resimlerini yan yana koymuşlardı... Tıkladım... Haber Adnan Sezgin'in Jaja'yı Trabzonspor'a teklif etmesiyle alakalıydı... Bu sezon Trabzon'un herhalde yapmış olduğu en iyi transfer olan Jaja, gerçekten takımına bir çok katkı sağladı. Ya bre ADNAN! Jaja'yı Galatasaray'a önereydin de Pino'yu Trabzon'a önerseydin! Nasıl bir iş bu! Önce kulübüne hayrın dokunsun.

Yani şimdi haberleri okuyan da "ya bu Adnan ikilimi oyunuyor" veya "bu adnan transferden komisyonmu alıyor" gibi düşüncelerin de önüne geçemiyor. Yani aldığı bütün oyuncular yüksek bonservisli ve düşük performanslı (Akü reklamı gibi oldu). Böyle yapıyor demiyorum... Sadece düşünüyorum..

Neyse... Bakalım ligin yarısında kimleri getirecek kulübümüze. Daha ilk yarı bitmeden Galatasaray'ın transfer zararı açık açık ortada... Altından nasıl kalkacaksın Sezgin? Hepsini sen getirdin...

Nedir Bu Sercan ve Volkan Aşkınız Adnanlar?



Ikı sezondur Türkiye'yi bir Sercan fırtınası almış gidiyor. Kimilerine göre geleceğin yıldızı olacak, kariyerini Avrupa'nın en büyük kulüplerinde tamamlayacak. Hatta geçtiğimiz sezonun başında Sercan'ı Manchester City izliyordu... E ne oldu? Tabii haber havada kaldı.

Bursaspor başkanı Sercan için fahiş paralar istedi. Sercan günümüzün Gökhan Ünal'ıdır, olduğundan fazla değer biçerler, mantıksız paralar isterler, nitekim büyük kulüplerde tutnamayıp yedek olur, ardından Anadolu kulüplerine giderler.

Adnanlarımızın Sercan'a karşı büyük bir aşkı söz konusu. Ne alamettir anlamadım... Neymiş ya bu Sercan? Geçen sene koskoca lig artı kupa maçlarında oynadı attığı gol sayısı 7.. Nasıl bir golü bu? Kaçırdığı gollerin hesabını tutsalar attığı gollerin maansı bile olmaz. Milli takımada çağrılıyor ama bir şey yapamıyor. Şampiyonlar Ligi'nde gördük... Bir asist bir golü var sanırım... O da son 2 maçta... Hatta Valencia maçında kaçırdığı golüde düşünürsek aman Allah'ım! Daha abartılı olamaz.

Bunun yanında bir de eşi Volkan Şen var. O da kafasına göre Amerika'ya gider, önemli maçlarda kırmızı kart görüp takımını yanlız bırakır... O da Adnanların bir diğer aşkı.

Acaba telefonda konuşurken veya boş zamanlarında kağıtların üzerine "A KALP V" veya "A KALP S" yazıyorlar mı? Bence yazıyorlar...

Sunday, December 5, 2010

Kasimpasa'nin 12. Adami...




Dun Kasimpasa-Galatasaray macinda alinan skordan cok Pino'nun kacirdiklari konusuldu. Sadece tek basina 5 tane gol pozisyonu harcayan Pino, hem kendi gol kraliigi sansini hem de takimin eksi olan averajini artiya cevirme sansini kacirdi. Genel olarak takim hakkinda pek bir yorum yapmaya gerek yok, herhalde bizden sonra ligin en kotu futbolunu oynayan Kasimpasa ile karsilastik. Kasimpasa sahada en ufak bir varlik bile gosteremedi. Sadece kalecileri Tolga mac basinda disiplinden kopmadan, gayet iyi bir performans sergiledi. Bir de Kasimpasa'nin 12 kisi oynadigini soylemeden edemeyecegim, kendi onbirlerinin yani sira Pino'da Kasimpasali bir futbolcu gibi oynadi. Galatasarayli bir futbolcu gibi oynasa gol sayisi en az bes olurdu.

Macin daha ilk basinda zaten Galatasaray'in zorlanmadan puan alacagi belliydi. Baslar baslamaz Harry Kewell pozisyona girdi, kaleci kurtardi, ardindan donen topta Sabri kendini asarak guzel bir sut cikartti ama bu sut direkten dondu. Sabri'nin sutu gol olsa, kariyerinin en guzel golunu atmis olurdu.

Hasta denilen Servet'i, Hagi ilk 11'e almamis, yerine sanki Cam Adam Gokhan'i koymus, neyse hata yapmadi, ama eminim sakatlanmistir mac sonrasinda. Yani oyle bir aciklama yapilmadi, ama 2-3 hafta oynayamaz herhalde.

Ortasahamizda Cana-Ayhan-Baris'dan olusan bir uclu kurgu vardi, boyle bir kurgudan zaten yararli toplar cikmasi imkansizdi. Baris ve Cana mac boyunca sadece mucadele etti, yararli olamadi. Zaten gelen gollerde kanatlardan gelen ortalar neticesinde oldu.

Kewell sahanin en iyisi idi. Harika oynadigi macta bir de harika bir gol atti. Attigi kafanin kusursuzlugu tartisilamaz. Bilerek ve bakarak muhtesem bir kafa atti.
Pino'nun attigi golde defansin inanilmaz bir hatasi vardi. Hakan Balta'da uzun bir aradan sonra gol buldu, gayette iyi oynadi. Attigi golde sansi yanindaydi ama olsun oraya ucarak kafa atmaya gelmek bile Galatasaray forvetlerinin hic birinin yapmayacagi is.

Netice olarak dusme hatti ile mac fazlasiyla farkimiz biraz da olsun acildi. Bol gol takima moral kazandirmistir. Ama bu kadar zayif rakibe karsi kazanilan bu galibiyetin de cok abartilmamasi gerekiyor, ileriki gunler icin "iyi sinyaller" var demek icin dogru mac bu mac degil.

Saturday, December 4, 2010

Turk Takimlarinin Yogunluk Bahanesi



Turkiye'de bulunan kulup takimlarimizin haftada 2 maci oldugu zaman, ve puan kayip edildiyse mazereti bellidir; "yogunduk". Ingiltere'de haftada 2-3 mac yapan hic bir takimin oyuncusundan boyle bir bahane geldigini duymadim, ne de Avrupa'daki buyuk liglerin takimlarindan. Kendi ligimizin degerinden dolayi Avrupa'nin bilmem kacinci buyuk ligi diyoruz, ama haftada 2 mac yapabilen futbolcumuz yok (!).

Dun saat 21:00'de TV'de Barcelona maci olacagini gordum ve Galatasaray macinin ardindan bu maci izlerim diye TV'nin karsisina gectim. Bekledim... Bekledim... Saat 21:00 oldu mac yok. Sonra bir alt yazi gecti ve orada Barcelona'nin sahaya geciktigi haberini okudum. Sonra internetten baktim ki, Ispanya'da hava trafik kontrol ekipleri 2 gunluk greve girmisler, dolayisi ile ucak kalkmamis. Bu sebepten dolayi Osasuna ile Barcelona "Ya Babacim durum malum, tamam Pazar oynariz" diye anlasmis,bunun üzerine tabii Barcelona'lı oyuncular, yönetim ve teknik ekip rahatlamış. Fakat bu anlaşma üzerine Ispanya Futbol Federasyonu "Hoop beyler! Ne Pazar'i! Biz ne zaman dersek o zaman oynayacaksiniz! Maca Cumartesi dedik, Cumartesi oynayacak" demis. Tabi ev sahibi olan Osasuna'da "Ya gelsinler biz zaten oynariz sıkıntı yok" demiş, herhalde Barcelona ile oynamadan 3 puan alma hesapları yapıyorlardı. Barcelona'da maç günü sabahtan oyuncularına haber vermiş, hepsi yolculuğa başlamak üzere tesislere gelmiş. Barcelona takımı ilk olarak trenle 360 km mesafede olan Zaragoza'ya hareket etmiş. Nereden baksanız 3 saatlik yol, bun yolculuğun ardından Osasuna takımının bulundugu Navarre şehrine hareket etmek üzere Zaragoza'dan otobüse binmişler ve 140 km daha yol gitmişler.

Saat 21:00'de stadyuma gelen Barcelona gecikmeli bir şekilde sahaya çıktı ve Osasuna'ya takır takır 3 gol attı. Hemde yine her zamanki futbolunu oynayarak.

Şimdi soruyorum sana Türk futbolcusu, maç günü bu kadar yol gitsen sen ne yaparsın? Tahmin ediyorum ki bunca yolun ardından yorgunluktan elin-ayağın tutmaz, sahada kendini dinlenme amaçlı yerden yere atarsın.

Bu adamlardan biraz profesyönellik öğrenin. Adamlar bir dakkika bile gecikmemek için trene koşarak yetişiyorlar! Siz olsanız, başkana bir şikayet, başkan federasyonu arar, federasyonda her zamanki rahat tavırları ile maçı istenen güne ertelerdi... Ne de olsa büyükleri koruma politikası ile ilerliyor federasyonumuz. İspanya futbol federasyonu, koskoca Barcelona futbol kulübüne nasıl söz geçiriyor gördünüz mü! Onca yol giden futbolcu sadece kısa bir süre ısınmanın ardından nasıl takır takır top oynuyor görüdnüz mü! Bir de kendinize futbolcu diyorsunuz...

Beyoglu Derbisi




Bu aksam Kasimpasa ile oynayacagimiz mac icin, Kasimpasali yoneticilerden biri "Bu mac Beyoglu derbisidir" yakistirmasini yapmis. Gercekten de oyle. Beyoglunda kurulmus iki takim karsi karsiya gelecek, tabii Galatasaray'imizin buyuklugu tartisilmaz bile, gecen sene Kasimpasaspor macindaki hakem fiyaskolarida kolay kolay unutulmaz. Galatasaray ve Kasimpasa kuluplerini ayiran bir istiklal caddesi var, tabii aradaki kupalari ve tarihi saymiyorum... Konum olarak. Kasimpasaspor'un stadi ve Galatasaray kulup lisesi birbirlerine o kadar yakin ki...

Aksam sakatligindan dolayi Servet, Arda ve Baros yer almayacak. Yine gol umudu diye ileriye Pino'yu koyacagiz, yine bosbos sutlar cekecek, sadece kendi kendine istatistik yaratacak. Isabetli ve etkisiz sutlari ile artik meshur oldu Pino.

Servet yerine Cana oynayacakmis. Gecen mac Hagi'nin defanstan Servet'i cikarip Cana'yi koymasinin sonuclarini gorduk, herhalde bugunde oyle olacak. Cana her topu kaciracak, bu kadar tehlikeli bir adamin ceza sahasi yakinlarinda oynamamasi gerekiyor. Tribunler onun adini haykirirken yaptirdigi penaltiyi unutmayalim.

Baris ve Ayhan'dan olusan bir ortasaha olacak gibi gozukuyor, yani top cikmayak ve bir cok top kayip edilecek. Bol bol itiraz izleyecegiz. Ayhan ve Baris gibi iki oyuncunun ortasahada yer aldigi bir kadrodan hic bir cacik olmaz.

Sag kanattada Serdar Ozkan oynayacakmis deniyor... AMAN AMAN ALLAH KORUSUN!

Bu aksamda anlayacaginiz 3 puan zor is. 3 puani alirsak sevinecegiz, zaten kayip ettigimiz taktirde dusme hatti ile puan farkimiz 3'e duser... Bakalim neler olacak...

Friday, December 3, 2010

Kewell Kalsin Polat Gitsin!




Polat her zmaanki vefasizligini Kewell'ada gostermeye karar verdi herhalde! Taraftarlarin kendisinden baskasini sevmesini sindiremeyen yonetim (Polat), Kewell'ida Kulupten gondermeye karar vermis. Kewell'a asil ayibi sezon basinda daha durumu belli olmadan vasatogluvasat olan Cana'ya 19 numarayi vererek yapmis olan yonetimimiz, Kewell'a karsi ayiplarina devam edecekmis gibi gozukuyor.

Insua ve Misimovic, Hagi'nin istegi dogrultusunda gonderilecekmis, bu normal... Ikiside birbirinden beter oyuncular, Adnan Sezgin'in Galatasaray'a buyuk kaziklari arasinda basi cekiyorlar.

Polat! Biz daima Kewell'i senden cok sevecegiz! Gitse de Galatasaray taraftari uzerinde cok buyuk bir iz birakmis bir isim olarak gidecek. Ve unutma o gittikten sonra yerine getirdigin adam fos cikarsa, taraftarlar stadi "Harry Kewell" diye inletecek! Galatasaray'dan gitmemesi gereken yegane isim. Oynadigi her macta takimin en cok calisan isimi Harry Kewell bunu unutma!

Kewell'ida gonderince Adnan Sezgin rahatlayacaktir, cunku ondan sonra bir tek Baros kalacak Haldun Ustunel'in getirdigi, ondan kurtulmasina imkan-ihtimal yok!

Elano! Sen Kimsin Buyukluk Konusuyorsun!




Ezil futbolcumuz Elano Brezilya'ya gider-gitmez, Galatasaray sadece Turkiye'de buyuk aciklamasi yapmis. Elano kardesim... Sen adammisin? Sen kendini yeteneklimi zannediyorsun? Lincoln gibi sorumsuz-disiplinsiz-kendini bir sey zanneden oyuncunun tekisin, ikinizde o kotu Brezilya ligine mustahaksiniz zaten! Gidin orada 3-5 kurusa oynayin, bakalim Avrupa yolunu tekrar bulabilecekmisiniz? Ben zannetmiyorum. Milli takimdan bile kesildin!

Insanda biraz utanma olur! Sen bu kulube ne verdin? Bu kulubun seyircisi sana gonlunu verdi, kimisi formasina senin adini yazdirdi, dunya kupasinda sen gol atinca sevindi! Bende sevindim, ama benim sevinmemin sebebi attigin goller sayesinde Avrupa kuluplerinin ilgilerini tekrar cekip, oralara transfer olacak olmandi! Nitekim o bile olmadi... Hala gecmissin sacma sapan, Brezilya'nin uc kurusluk kulubunden Turkiye'ye vidi vidi yapiyorsun.

Galatasaray'in basarilari senin oynadigin butun kuluplerin basarilarindan ileri gelir. Manchester City Avrupa'da ne yapmis? Ancak arkasina Arap destegini alip bir yerlere varmaya calisiyor-ki onuda beceremiyor, Shaktar sen oynarken ne basari kazanmis? Lucescu bile "bana sorsaniz almayin derdim" senin icin diyor. Hala konusuyorsun.

Eziksin...

Thursday, December 2, 2010

"Ya Kalsın Sizde, Göndermeyin"




Buyuk beklentilerle transfer ettigimiz Emiliano Insua tamami ile buyuk bir hayal kirikligi oldu. Zamaninda Arjantin olimpik milli futbol takimi ile gosterdigi performans ile Liverpool'a transfer olmus, orada gectigimiz sezon 30 kusur maca cikmis, ama nedense her oyuncumuza oldugu gibi, Galatasaray'a geldigi anca performansi ve yetenegi standartinin 3'de 1'ine indi.

Liverpool, bir gazetemizin haberine gore Galatasaray'a, "Yıl sonuna kadar sizde kalsın. Gelecek sezon transferde size yardımcı olalım" teklifi ile gelmis. Transfer komitemizin yetersizligini onlar da anlamislar. Galatasaray'in bu teklife "yok ya pışııııık bende o göz mü var" demesi lazım, ama Adnan Sezgin'in önderliğinde ilerleten transfer komitesi eminim bu transfere sıcak bakacaktır.

Bu sezon hiç bir transferimizin kulübümüze yarar sağlamadığını tekrar hatırlatmak isterim....

Polat Yeter Artık! Sus Biraz!




Adnan Polat başkanımız yine hemen kayıp edilen bir maçın ardından kameralar karşısına geçip "açıklamalar oyununu" devam ettiriyor. Küme düşme hattı ile aramızda 6 puan olmasına rağmen hala çıkıp, yok efendim transfer, yok efendim stadyum, yok efendim Riva diyor. Ya Adnancım ya biraz sus, utan, köşene çekil, bir dönem gözükme ki milletin sana olan siniri dinsin artık.

Geldiğinden beri geçirdiğimiz sezonların hiç birinde başarı sağlayamadım,çıkıp hala ne konuşuyorsun.

Adnan Sezgin'i korumaya hala devam ediyor, yok efendim Adnan Sezgin kendisine verilen bütçe içerisinde en iyisini yapmaya çalışıyormuş! En iyi bu mudur? En iyi senaryoda 3 oyuncudan 15 milyon Euro zarar ettik. Cana, Pino ve Misimovic, bu zararın içine Serdar Özkan, Musa Çağıran, M. Batdal, ve Çağlar Birinci'yide eklersek herhalde sadece bonservislerinden 20 milyon Euro'ya yakın bir zarar görüyoruz. Millet ne paralara ne oyuncular getiriyor, sen herkese değerinin en az 10 katı fazla verip, sonradan parayı bulmuş zenginler gibi davranıyorsun, ve Polat'da bu tavırlarına göz yumuyor. Neden yumuyor hala anlamadık... Hemde hiç birimiz.

Türkiye'nin nüfusunun çoğuna hakim bir takımız taraftar olarak, müzelerimizde binbir başarı var, İstanbul'un 2. ve 3. takımı olan takımların taraftarları bizleri yenmek için can atıyor ki 1. takım onlar olsun... Sen böyle büyük bir kulübü nasıl bu kadar küçük durumlara düşürürsün.

Riva arazisini istersen yarın satarız demiş de... E o zaman sat! Neymiş efendim doğru teklif bekleniyormuş, a be kardeşim! 3. köprününde oralardan geçeceği belli olmuşken hiç bir konut inşaat firması o arsaya sulanmaz, ya hepsini bırak Ağaoglu gibi her boş araziye saldıran aç şirketler dolu etrafta! Adamlar başarılı bir şekilde her yere konut dikip kocaman şirket oldular. Televizyonda sürekli konut projelerinin reklamları dönüyor, ama bizim arsamıza olan taleplerden haberimiz yok. İlk başta senin bilmen lazım Adnan Polat, neticede sende konut inşaatları yapan büyük bir firmanın başındasın.

Stadyumdan artık bıkkınlık geldi zaten. Her seferinde yok Seyrantepe dolacak, yok dışarıda insan seli olacak, yok efendim rakiplerin çıkamayacağı bir stadyum olacak gibi demeçler verip verip duruyor. Ne de olsa biz taraftarlar enayiyiz di mi? Takımımıza beslediğimiz karşılıksız sevgiyi suistimal edip bizim ceplerimize girmek o kadar kolay ki. Artık suratımıza da yalan söyleme!

Transfer yapılacakmış... Hemde 2-3 tane... Ya kimleri göndereceksin? Hangi takım bu sezonki performansında sonra bizim oyuncularımı ister? Kimi satacaksın? Elano'yu zaten zararına sattın, ama bize karlı iş yapmış gibi gösterdin. Yabancı gelecek gelecekse, peki kim gidecek? Ne Cana'yı ne de Pino'yu kimse kulübünün kafasından sokmaz. Sunderland nasıl oluyor da bir senede kaptan yaptığı adamı ertesi sene satabiliyor? Sende bunu bile bile o adamı alıyorsun, netymiş efendim Premier Ligden gelmeymiş... Ya bıraksana.... Pino zaten başlıbaşına rezalet... Senelerce oynamamış, vasat milli takımına bile çağrılmamış, saha içinde tek işi kendi kendine oynamak, diğer oyuncuları görmezden gelmek, sürekli bir Pino-show çabası. Yerlileri konuşmuyorum bile, hepsi birbirinden yeteneksiz ve istikrarsız. Ligin ortasında takıma Nistelrooy mu gelecek gol atsın? Gidip Sercan gibi vasatın biraz üstü adama araba dolusu para mı vereceksin? Kaleye Buffon'u, önliberoya Cambiasso'yumu getireceksin Adnan! Bırak ya yeme bizi...

Boş konuşmalara devam et sen... Biz göreceklerimizin en kötüsünğ gördük, ve takımımızdanda şu anda zaten en kötüsünü bekliyoruz. İlk 5'te sezonu bitireceksen sevinecek durumdayız...

Tuesday, November 30, 2010

AYSE TEYZE! YETIS BAROS'UN YIRTIGI VAR!




Eskiden ACE'nin bir AYse Teyzesi vardi. Nerede bir yirtik gorse, orada ortaya cikar, cantasindan ACE'sini cikarir, ACE ile yikarsaniz dayanikliligi artar falan derdi. Iste Galatasaray'imiza da bir Ayse Teyze lazim. Baros'un orasinin burasinin yirtilmasinin engellenmesi icin saglik grubuna bir Ayse Teyze sart.

Bjk macinda sadece 15 dk oynamis olmasina ragmen yine agrilarinin, ve muhtemel bir yirtigin olustugu soylenen Baros, Galatasaray'da bu zeson herhalde toplam 5-6 mac yapmistir. Doktorlarin bir turlu iyilestiremedigi Baros, bu hafta oynanacak Kasimpasa macina yetisemeyebilirmis....

Polat ve Turk Telekom Askinin Son Meyvesi GSNET.



Adnan Polat ile Turk Telekom arasinda inanilmaz buyuk bir ask hikayesi var. Birbirlerinden hic bir zaman vazgecemiyorlar, her sorudan kacis yollari birbirleri. Her kotu gidisatin ardindan Polat, TT Arena diyor, Turk Telekom diyor, Turk Telekom'da tarihinin en basarisiz sezonlarindan birini geciren Galatasaray'dan vazgecmiyor. Turk Telekom'un kim bilir ne kadar buyuk hayalleri vardi Galatasaray'in yeni stadina sponsor olurken, Polat'inda cok buyuk beklentileri olacak ki, kurucumuz Ali Sami Yen'in adini bile unuttu, ve bu ismin yerini Turk Telekom aldi.

Bu ask hikayesinin sonucunda kim kimden kacacak bakalim. Kotu gidisatin ardindan Turk Telekom Galatasaray'dan kacabilir, ama Polat'in Turk Telekom'dan pek kacmaya niyeti yok, sapkinlik haline gelen askindan kolay kolay vazgecmeyecek gibi duruyor. Bu askin son tohumu ise GSNET adinda bir bebek...

Turk Telekom ile yapilan en son anlasmamiz ise internet ile alakali. Bu projede GSNET, yani Galatasaray'li taraftarlar bu paketi aldiklari zaman kulube yarar saglayacaklar.

Polat Bey'in kameralar karsisina gecip yapmis oldugu aciklamaya bakin;

"İnternet artık hayatımızın vazgeçilmezleri arasında. Şu anda Türkiye'de 35 milyon insan internet kullanıyor. 2020 yılından itibaren dünya nüfusunun yarısının hayatının yarısı internet başında geçecek. Biz de taraftarlarımızın günlük yaşamında kullandığı enstrümanların, onlara ekstra bir ekonomik yük getirmeden kulübümüze katkı sağlayacakları şekilde projeler hayata geçiriyoruz. GSNET de bu projelerimizin en yenisi ve en önemlisi. Tüm taraftarlarımızı bu projeye destek vermeye davet ediyoruz. Çünkü unutulmaması gereken bir şey var; biz mali yapımızı düzene oturttuğumuz takdirde sportif başarılar süreklilik kazanacak, Galatasaray uluslararası arenada Avrupa'nın dev takımlarıyla rekabet edebilecektir"

Bakin... "biz mali yapimizi duzene oturttugumuz taktirde sportif basarilar sureklilik kazanacak" demis... Ya Anan, pardon Adnan, Galatasaray Spor Kulubu sen geldiginden beri ne basari kazanmis? Kurek ve bayanlar basketbolda kazanilan basarilar disinda basari var mi? HAYIR YOK!

Utanmadan hala biz taraftari size destek vermeye cagiriyorsun. Siz bize destek mi oldunuz? Yeri geldi kaptan taraftarlara sirtini dondu, yeri geldi karsina gecen dertli taraftari esgectin, ona bir cevap veremeden aracina bindin gittin. Bu kadar izdirabi Galatasaray taraftari hak etmiyor. Zaten butun Galatasaraylilarin 2010 yilini berbat ettiniz.

Turk Telekom ile arandaki ask, biz taraftari ilgilendirmez! Gidin siz ne yaparsaniz yapin. Galatasaray taraftarina donusu olmayan ask birlikteliginizden bize ne!

Uctu Uctu Elano Santos'a Uctu.... OH BE Sonunda Uctu!




Galatasaray sezon basinda 9 milyon Euro gibi abuk bir rakkama satmak istedigi Elano'yu sata sata 2. milyon Euro'ya Santos'a satti. Bir de bu durumdan sonra kulubun kasasinda kalacak parayi da altina yazip, sanki cok karli bir is yapmis gibi bir aciklama yapmislar.

Aciklamaya soyle; "Oyuncu aşağıda belirtilen alacaklarından vazgeçmistir
2010-2011 sezonuyla ilgili olarak tahakkuk etmiş:1.558.364 Euro, 12.000 ABD Dolar, 2010-11 sezonu sonuna kadar tahakkuk edecek:1.200.000 Euro, İleriki sezonlarda tahakkuk edecek toplam:6.200.000 Euro"

Yani kisaca diyorlar ki biz bu transferin ardindan 9.158.364'yu kasamizda biraktik. Ama donup soran yok... Bakalim gercekten bu kadar kar ettik mi, geldigi zaman bonservisine verilen para 7 milyon Euro idi, senelik 3.5 milyon Euro'ya anlasmisti, yani toplamda Elano Galatasaray'a 10.5 milyon Euro'ya malolmus... Belki ileriki sezonki harcamalardan kurtuldular, ama yine havaya ucan 10.5 milyon Euro

Galatasaray'a Yakisan Adam, Lucas Neill




Macta Nobre ile girdigi mucadeleden sonra yerde kalan Neill'in, mucadele ardindan hakemin Nobre'ye cikarttigi sari karta gosterdigi tepki hakkikaten bir Galatasarayli futbolcuya yakisan tepkiydi. Nobre'nin kendisine dokunmadigini soyleyen Neill, Nobre'ye cikan karta engel olmaya calisti, ama hakem orali olmadi.

Metin Oktay, Turgay Seren, Hakan Sukur ve en basta Ali Sami Yen gibi centilmenlerin oynadigi bu kulube Neill gibi, Kewell gibi karakterli adamlar oynamali. Neill ve Kewell Avusturalya'da ve Ingiltere'de yetismis olmanin getirdigi profesyonelligi o kadar iyi yansitiyor ki sahada. Ara sira hircinlasiyorlar tabii ama bu futbolun dogasinda var, kufur de ediyorlar evet, ama centilmenlik gerektiren yerdede centilmenliklerini gosteriyorlar. Avusturalya milli takiminin 2 kaptaninda Galatasaray'da forma giyiyor olmasi gercekten cok gurur verici. Neill'i tekrar tebrik ediyorum.

Polat Efendi! Polat Efendi! Sabrimiz Tasti Haberin Ola!




Mactan sonra Adnan Polat basina yok efendim Galatasaray'lilik aglamak demek degildir, Galatasaray'lilik saglamca kalkip yoluna devam etmektir gibi alismis oldugumuz sahtekar politikaci aciklama yaparken, bir Galatasaray seyircisi isyan edip, bir cok sikayetini dile getirdi, "her hafta 100-200 Tl veriyoruz, bak karim hamile, dogmamis cocugumun riskini Galatasaray'a veriyorum ayip degil mi!|" diyerekten bir cok taraftarin soyleyemedigini Adnan'in suratina soyledi.

Adnan'da bos gozlerle bakip, bir cevap veremeyip dondu luks arabasina bindi gitti. Ya Adnan sen bu takimin baskani isen, karsina gelen her taraftara cevap vereceksin, onlardan kacmayacaksin! Kulup baskani dedigin taraftarina sirtini sonup kacmaz, onlari sorunlarina kulak verir!

Kameralar onunde Polat'a hesap soran arkadasimiz bir cok Galatasaray taraftarini temsil etmistir, kendisine tesekkur ediyorum. Ama arkadasim bu baskanlarin isinin politika ve laf salatasi oldugunu unutma. Yarin cikar TV'ye ve nitekim ciktida yok efendim stad yaptik, yok efendim sirketleri birlestirdik gibi aciklamalar yapip yine taraftari kandirir.

Bu kulube Faruk Suren'den sonra iyi bir baskan gelmedi. Umarim en kisa zamanda gelir, takimimizin asil problemi olan yonetimi yerinden eder!

Besiktas Galatasaray'a Resmen Guti'yle Guldu!






Bir hafta ardindan tekrar hezimet, tekrar huzun, tekrar isyan! Ama alistik artik cunku Galatasaray bu oldu. Galatasarayi'i bu hale getiren yonetimimiz hala televizyon programlarina katilip "gelecekteki" projelerinden bahsediyor, ama gunumuzun Galatasaray'i soruldugu zaman sus-pus oturuyor.

Gelelim maca... Daha Galatasaray maca alismadan, kendini bir turlu yerden kaldiramayan, cok kiymetli sagbekimiz Ali Turan'in yapmis oldugu bireysel hatadan dolayi neticelenen penalti ile resmen 1-0 yenik basladi. E 2010 model Galatasaray bu, golu attigi zaman cikaramiyor! Nitekim de oyle oldu. Ileriye forvet diye sadece uzaktan sacma sapan sut ceken bir Pino'yu koymussun ondan gol bekliyorsun! Ya bu adam nasil gol atacak? Golgesine bile calim atan, gereksiz hareketler deneyen bir futbolcu! Yani bu adama verilen 3 milyon Euro'yu dusundugum zaman gercekten cildiriyorum! Bir terk fenevbahce macinda etkili oynadi diye, bir de Denizli macinda guzel bir gol atti diye adam bir anda taraftarin bastaci oluverdi! Biz taraftarlarda oyunculari 2-3 maclik performansilari ile degerlendirmeye bayiliyoruz. Lig baslayali 14 hafta mi ne oldu, bunlarin en az 10 tansinde Pino sahadaydi! ne yapti? Hic bir sey yapmadi.

Ali Turan diye bir adami aldik, dunyanin en yavas sagbek oyuncusu olacak herhalde! Koyduk sagbekimize, karsisinda hizli ve kuvvetli bir Holosko var! Eeee bre Hagi! Kafani calistirsana! Nasil Ali Turan, formsuz olsa bile hala kisrak ati gibi kosan Holosko'nun karsisinda duracak. Ali Turan zaten ayakta durmaktan aciz! Holosko aldi topu, cok rahat mucadelesini verdi, ve Ali Turan'da en olmayacak yerde adami indirdi! Ya Ali Turan! Bunca senelik profesyonel defans oyuncususun, ceza sahasi icine girene kadar kay topa, indir Holosko'yu yere! Yapa yapa ceza sahasinda mi yaptin, sana mono ile benzer dort harfli bir yakistirma yapacagim, ama ayip... Hadi yapmayayim..

Sabri Bey'de mac oncesi dostluk-birlik-beraberlik mesajlari veriyor... Sonra macta yine en hircin oynayan adam. Hic bir isede yaramadi. Sabri'yi hangi akla hizmet ortasahada gorevlendirirsin Hagi! Adamim kapasitesi sifir zaten! Top toplayici olacak, ama yapmiyorlar, nedendir anlamadim. Sacma sapan ortalar, sacma sapan sutlar, yaaa o vurdugu kafa neydi! Kardesim o kafayi futbolu U16 seviyesinde oynayan adam bile senden iyi vurur. Sen evine git iguanana bak, bir daha da bu formayi sirtina gecirme.

Ayhan zaten etkisiz... Sadece vidi vidi... Sadece gozleri acip hakeme bakmalar, o gozleri acinda buyumu yapiyor ne yapiyor... Etkisiz.. Artik yasi gecmis gonder gitsin adami!

Lorik Cana baslibasina baska bir hikaye! Servet'i cikartip, yerine Cana'yi koymak ne demek ya! Hagi boyle bir anlayis mi var! Servet gibi adam oyundan mi cikartilir. Cana'da zaten sadece gures tututor futbolla alakasi falan yok. O adamda 4 milyon Euro! Ya 4 milyon Euro'ya o kadar daha iyi bir onlibero alirdin ki!

Lucas Neill, Galatasaray'a en yakisan oyunculardan biri. Geldiginden beri defanstan top kaybi orani iyice azaldi ama, ne hikmetse daha cok gol yemeye basladik. Bunun sebebi ise onunde oynayan sozde onlibero olan Baris, Ayhan ve Cana'nin cok yeteneksiz ve eksik olmalari. Galatasaray'in sahada sergiledigi en guzel sey ise Neill'in hakeme gidip, Nobre'nin kartina tepki gosterip, bir sey yapmadi demesiydi. Helal olsun... Galatasarayli futbolcu boyle olmali... Ne Sabri...Ne Ayhan... Ne Baris... Ne Arda! Ornek alinacak 3 adam var bu takimda onlarda Neill, Kewell ve Baros.

Hakan Balta kendini iyice kayip etmis hic bir ise yaramiyor ama yinede Insua'dan iyi. Neden bu sezona etkisiz basladi anlamadim gitti..

Pino'nun "P"sinde alamet yok... Kendi capinda oynuyor. Sanki Playstation'da futbol oyunu oynarmiscasina oradan buradan sut cekiyor. Sacma sacma calimlar atiyor. Hic bir pozisyonu degerlendiremiyor. Takimda sanki bir tek o varmiscasina egoist oyunlar falan. Ya Baros gelsin de su adami yedege cekelim... Kanat oyuncusuda olmaz ondan.

M. Batdal... Yakisiklisin, fiziklisin ama yeteneksizsin! Bence birak futbolu ya sen. Maca girdin, cikana kadar bir tek olumlu hareket yapmadin. Macin ardindansa nedense seni basin toplantisi yapman icin kamera karsisina koydular. Gencde degilsin ki sana tahamul edilsin! Gelmissin 26 yasina, hic bir takima forvet olamamissin... Hemde muhtesem bir fizige sahip olmana ragmen. Belki cift forvetli oynarsa yararli olur ama ondanda suphelityim.

Ufuk enteresan bir sekilde bu mac hata yapmadi, zaten hata yapacagi kadar da top gelmedi. Fakat Nobre'ye iki kere kafa vurduran defansi uyarsa, veya kendi yan topa ciksa hic fena olmazdi.

Baris... ya sen direk birak futbolu...

Harry Kewell'a saygim sonsuz! Bjk macinda sahada en cok calisan isimdi. Resmen yenilgiyi sindiremiyor, surekli topun pesinde, surekli sanslar yaratmaya cabaliyor, kaleyi yokluyor, calim atiyor, orta yapiyor! Hepsi isabetli ama topun gitti adamlar adam degil ki bir sey yapsinlar.

Elano her zamanki gibi buyuk hayal kirikligi... Buyuk rezalet... Hatta felaket... Misimovic ile beraber Galatasaray'in en etkisiz elemani geldiginden bu gune! Ikisinin Galatasaray'a sadece bonservis maliyetleri 17 milyon Euro! Bravo Adnan Polat ne oyuncular kazandirmissin kulube ya... Don arkana gurur duy.

Sahanin en etkisiz elemani Hagi. Yaptigi degisiklikler ile Galatasaray'i yenilgiye surukledi. Zaten iyi bir teknik direktor olmadigi biliniyordu... Ama Polt gitti yine Hagi'yi getirdi! Tamam efsane futbolcudur kendisi, hatta Turkiye'ye gelen en iyi ve takim uzerinde en cok etki yapmis futbolcudur ama teknik direktorluge yetenegi yok. Her iyi futbolcudan da iyi teknik direktor olmuyor.

Arda tribunlerde kendini yerden yere atiyor, yeri geliyor sinirden yanina oturan Mustafa Sarp'i dovuyor... Ya Arda iste sizleri tribunlerden izlemek bizleri ne o durumlara sokuyor... Sende zaten sezon basindan beri neredeyse yatiyorsundur, sen sabredemiyorsun, ama bizden sabir bekliyorsun... Nasil olacak bu is?

Adnan Polat'da mactan sonra aciklamalar yapiyor! Ve hakli bir tarafatr sozunu kesiyor ve hakli elestiriler de bulunuyor, Polat'da cekip gidiyor...

Yasli denen Guti, 2 hareketle Galatasaray'i bitirdi... Gozune lazer mazer tutsan da o adam penaltiyi atar, neticede Real Madrid'de yetismis. Besiktas'in 3 tane atagi var, 4 atagi var, biri gol sayilmadi, biri direkten dondu, 2 taneside gol oldu. Buna karsi Galatasaray'in nereden baksaniz 6-7 atagi var ama yeteneksizlikten atamadik. Cenk'i daglara cikardilar, ama sebebini anlayamadim, bir kalecinin yapmasi gerekenleri yapti, son anda yumurtladigi gol uzerinde cok durulmadi. Zaten kendiside yemis oldugu golden bir ders cikarmasi gerekmedigini, unutup onune bakmasini gerektigini soyledi, bir de Nitzche'den bir laf soyledi, az sayida olan kulturlu Turk topcularimizdan biri oldugunu ortaya koydu. Bir de `r` harflerini soylese ve peltek olmasa 10 numara olacak. Haaa bir de ukala tavirlarla kameralar karsisina cevap vermektense hatalarindan ders cikarsa fena olmaz. Cenk'in Volkan'dan milli kaleyi almasini iple cekiyorum! Bakalim ne zaman olacak. Besiktas'in en iyi oyuncusu Hilbert'di, her yerde o vardi, Guti zaten tartisilmaz resmen Galatasaray'i tek basina yendi, Holosko cok zorladi, Nobre'de belli bir yerden sonra cok zorladi, E. Gulum'de cok iyi oynadi, gercekten hatasiz! Milli takima yeni bir stopermi geliyor acaba.... Insallah! Sezon basinda elimizden kacirdigimiz isimlerden biri... Bu isimler disinda Bjk'de etkili olan kimse yoktu

Ali Sami Yen stadindaki son derbimizide hezimetle tammaladik, 40 kusur senelik evimizdeki son sezonumuzda rezalet oynadik ve muhtemelen oynamaya devam edecegiz. Herkes lider Trabzon ile farkimizdan bahsediyor, ama asil 6 puanlik dusme hattiyla olan farkimizdan bahsedilmiyor! Bu takim bu sezon sadece ve sadece Turkiye Kupasi'na sarilmali ve mutlaka onu almali! Yoksa Avrupa'da yalan.

Saturday, November 27, 2010

Bazi Oyuncularimizin Derbi Oncesi Yorumlarina Yorumlar...




Galatasarayimizin bazi oyunculari derbi maci yorumlamis. Bende onlarin yorumlarini yorumladim.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Arda Turan: "Bizim için önemli bir maç. Zor günler geçirdiğimiz ortada ama bugünlerden çıkmak bizim elimizde. Bu zamanlar birlik beraberlik zamanı. Umarımki taraftar ve camia Pazar günü Ali Sami Yen'de birlik gösterisi sunacaktır. Galibiyete de ulaşırsak önümüz açık diye düşünüyorum. Tabi zorlu bir maç olacak. Beşiktaş'ın da sıkıntıları var bizim de sıkıntılarımız var ama kendi sahamızda iyi oynayarak kazanmak istiyoruz. Umarım takım arkadaşlarım en iyisini verir ve kazanırız."

Arda cok guzel cumleler kurmus gercekten. Birlik ve beraberlik mesajini da gayet guzel vermis. Ama Bayram'a denk gelen haftalarda kendisi nerelerdeydi acaba? Yeri geliyor ver elini Italya, yeri geliyor ver elini Paris. Arda! Sen bu takimin kaptanisin! Her mac takimla beraber olman gerekiyor. Her mac Ali Sami Yen'de olman gerekiyor. Maci disaridan izlerken herhalde biz taraftarlarin neler cektigini daha iyi anliyorsundur. Birlik beraberlik mesajlari vermek icin biraz gec olmadi mi? Galatasaray'in dusme hattiyla puan farki 7 puan delikanli!

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Sabri Sarioglu: "Önemli bir mücadele, derbi mücadelesi. Ezeli rekabet ebedi dostluk adı altında her zaman güzel maçlar oldu. Aynı maçlardan biri olacak. Amacımız kazanmak ve bu amaç doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Durum olarak da pek iyi yerde olmadığımız için mutlak surette 3 puana ihtiyacımız var. Oyun olarak, skor olarak iyi bir mücadele gösterip 3 puanla ayrılmak istiyoruz. Güzel bir maç olsun iki takıma da başarılar diliyorum. Galatasaray olarak Ali Sami Yen'de muhteşem taraftarımızın desteğiyle beraber hem iyi oyun hem de 3 puanla sahadan ayrılmak istiyoruz. Amacımız bu yönde."

Sabricim... Dostluk mesajlarini cok guzel vermissin de sen degilmiydin gecen degil evvelki sezon Emre'ye yerde mudahale edip taraftarlari cildirtan. Sen degilmiydin butun maclarda sert oyun oynayan, sen degilmiydin surekli hakeme konusan. Simdi gelmissin dostluk mesajlari veriyorsun. Gecen sezondan bu sezona sende bir sakinlesme var, evlilik yaramis belli. Hadi mucadelen ortada ama peki faydan nerede? Ah su futboluda bir ogrenemedin senelerdir!

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Mehmet Batdal: "Önemli bir maç olduğu hiç kuşku götürmez. Beşiktaş maçları iki takımın ligdeki konumları ne olursa olsun önemli maçlardır. Her zaman değerini korur bu da aynı şekilde çok zorlu ve ciddi bir müsabaka olacaktır. Özellikle bizim konumumuz bu maçın ciddiyetini daha da artırıyor. Bu maçtan alacağımız galibiyet üst sıralarla aramızdaki puan farkını kapatacaktır. Ondan sonraki 3 haftada da galip gelirsek ikinci devreye iyi bir hazırlık kampından sonra daha avantajlı konumda girebiliriz. Bunun planlarını yapıyoruz. Bunun da ilk basamağı bu derbi."

Memed Batdal kardesimizde Egeli. Egeliler yigit olur, mert olur, onlar efe olur, zeybek olur, fakat M. Batdal Egelilerin bu ozellikleri pek tasimiyor, yani en azindan tasidigini bize gosteremedi. Galatasaray o kadar kotu gunler yasiyor ki, bir futbolcumuzun agzindan "ust siralarla puan farkimiz kapanacaktir" diye acikli bir cumle cikiyor. Bir de son cumlesini anlamak guc olmus, ilk basta 3 hafta galip gelirsek demis, ardindan hazirlik kampi demis, ve avantajli konumda 2. yariya baslariz demis de, Memedim.... Ikinci yariya avantajli baslamak icin onemli olan puandir, hazirlik kampi degil. Dusunmeden konusmusun. Biraz kittap okusan fena olmaz... Memed 1.97 boyun var ama oynadigin maclarda acaba kac hava topu aldin, arkadaslarina kac hava topu indirdin... Galiba sifir....

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Ufuk Ceylan: ""Bizim için gerçekten çok önemli bir maç ve de Ali Sami Yen'de son derbi. Umarım bu maçta 3 puan alıp hem son derbiden mutlu ayrılmak hem de efsanevi şeyler yaşanmış Ali Sami Yen'e de güzel veda etmek istiyoruz."

Ufukcum... 3 puani almamiz icin senin hata yapmaman ve ellerinin titrememesi lazim. Daha ne olsun milli takim kalecisi oldun, Galatasaray'in kalesine gectin, ellerinin titremesi ve kendine guvenmen icin hic bir sebep yok. Sami Yen'de bir cok efsane yasandi, bir tanesinide siz futbolcular olarak bu sene yazdiniz, Galatasaray'in en kotu gununu bizlere gosterdiniz tesekkur ederiz. Efsane kotu bir sezon geciriyorsunuz."

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Ali Turan: "Geçen hafta Kayserispor'a karşı mücadele ettik. Bu hafta da çok önemli bir Beşiktaş derbisi var. Kendi seyircimizin ve taraftarımızın önünde oynuyoruz. Ali Sami Yen'deki son derbimiz olacak ve o maçtan galip ayrılmak istiyoruz. Umarım iyi mücadele eder ve derbiden galibiyetle ayrılırız. Şimdiye kadar bir derbide oynamak kısmet olmadı. Umarım bu haftasonu ben de ilk derbime çıkarım. Biraz heyecan var ama inşallah galibiyetle ayrılırız."

Aman Ali... Aman... Kismetini bozma ne olursun... Aman dikkat... Karsinda oynayacak olan isimin senden hizli olacagi kesin, hazir kismet olmusken aman gozunu seveyim hata yapma da kolay gol yemeyelim. Kayseri'deyken ne kadar iyi oynardin, ne oldu Galatasaray'a geldin saldin kendini... Sacini kuyruk yapmissin, karizmatik ve iddiali bir adam gorunumdesin ama somon, sari-kirmizi ve bejin altina mavi krampon giyince valla butun karizman ciziliyor.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Caglar Birinci: "Takımımızın durumu belli. Sıkıntılı günler yaşıyoruz. Bu durumdan çıkmanın da bizim elimizde olduğunun farkındayız. Takımın galip gelip özgüvenini kazanması için derbi maçı gibi güzel bir fırsat var. O yüzden maça gayet ciddi ve istekli hazırlanıyoruz. Umarım haftasonunda bunu sahaya yansıtıp 3 puanı almak istiyoruz"

Takim durumu belli de, senin durumun belli mi Caglar?

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Emre Colak: "Tabiki çok kritik bir dönemdeyiz. Kötü bir gidişat var bunun da farkındayız, Beşiktaş maçıyla da çıkışa geçmek istiyoruz. Lig uzun bir maraton daha çok maç oynayacağız. Daha çok takım üst sıralara inip çıkacak. Bunun için her maça aynı şekilde hazırlanıyoruz ve her maça aynı şekilde bakıyoruz. Beşiktaş maçı olması önemli tabi ama biz normal bir maç olarak bakıyoruz ve kendi evimizde galip gelmek istiyoruz."

Ay canim buyumus de mac yorumlari yapiyor, boyun kac oldu Emre? Kocaman adam oldun valla... Bu kotu gidisatin mimarlari sizlersiniz... Lig uzun bir maraton, daha cok mac oynayacagiz demissin... Desene daha cok husran bizi bekliyor. Adam gibi performans sergileyin! Zaten rezil olduk, daha rezil olmayalim. Normal mac havasinda hazirlaniyorsaniz zaten gecmis olsun... Taraftarlarla biraz olsun barismaniz icin buna normal mac degil, derbi mac olarak bakmaniz lazim!

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Bakalim bu aksam neler olacak....

Galatasaray-Besiktas JK Tarihce


Bir yanda Turkiye'nin ilk profesyonel jimnastik kulubu, bir yanda Turkiye'nin ilk profeyonel futbol kulubu... Bakalim hangisi futbolu gecen yuze askin yilin ardindan daha iyi ogrenmis...

------------------------WEBASLAN.COM'DAN ALINTIDIR-----------------------------------

Galatasarayımız ile Beşiktaş futbol takımları arasında 324 maçın sığdığı 86 yıllık rekabette ilk golü Beşiktaşlı Refik Osman Top attı.

Ezeli rakiplerin ilk randevusu olan, 22 Ağustos 1924 tarihinde Taksim Stadı'nda yapılan İstanbul Ligi maçını Beşiktaş 2-0 kazandı.

Siyah-beyazlı takım adına ilk golü atan Refik Osman Top, derbi tarihine geçti.

Galatasarayımız adına ezeli rekabette ilk golü ise 31 Temmuz 1925'de Taksim Stadı'nda yapılan ve sarı-kırmızılı takımın 6-2 kazandığı rekabetin 2. maçında Mehmet Leblebi kaydetti.

Galatasarayımız ile Beşiktaş arasındaki maçlarda son golü ise geçen sezonun ikinci yarısında Fiyapı İnönü Stadı'nda 1-1 biten maçta Beşiktaşlı Tomas Sivok attı.

-EZELİ REKABETİN GOLCÜLERİ-

İki takım arasındaki 86 yıllık rekabette, Beşiktaş'ın efsane kaptanı ''Baba'' lakaplı Hakkı Yeten, 61 maçta 29 golle en golcü futbolcu unvanını elinde bulundururken, yine Beşiktaşlı Şeref Görkey, 63 maçta 26 golle 2. sırada yer alıyor. ''Kara Kartallar''da ayrıca Feyyaz Uçar'ın 18 golü bulunuyor.

Galatasarayımız'da ise Gündüz Kılıç, 31 maçta 21 golle Beşiktaş'a en fazla gol atan sarı-kırmızılı futbolcu. ''Cim Bom''da ayrıca Metin Oktay'ın 40 maçta 15 golü bulunuyor.

-BİR MAÇTA EN ÇOK GOL ATANLAR-

Galatasarayımız-Beşiktaş rekabetinde geride kalan 324 randevuda, bir maçta en çok gol atan futbolcu, sarı-kırmızılıların efsanevi futbolcusu Gündüz Kılıç.

Galatasarayımızlı futbolcu, 30 Haziran 1940'da Şeref Stadı'nda yapılan ve Galatasarayımız'ın 9-2 kazandığı tarihi maçta 5 gol birden atarak, rekabetin bir maçta en çok gol atan ismi unvanını yıllardır kimseye bırakmadı.

Ayrıca, Beşiktaşlı Hakkı Yeten, Şükrü Gülesin, Recep Adanır ve Feyyaz Uçar ile Galatasarayımızlı Mehmet Leblebi, Gündüz Kılıç, Eşref Aykaç, Süleyman Tekil, Saffet Sancaklı, daha sonra Beşiktaş forması da giyen Adrian Ilie ve Milan Baros, bir maçta 3'er gol atma başarısını gösterdi.

-EN FARKLI SKORLU GALİBİYETLER-

Beşiktaş ile Galatasarayımız arasındaki en farklı skor, 30 Haziran 1940 tarihinde yapılan Milli Küme maçında elde edildi. Bu karşılaşmada Galatasarayımız, Beşiktaş'ı 9-2 yenme başarısını gösterdi.

Sarı-kırmızılılar ayrıca, 18 Temmuz 1997'de TSYD Kupası'nda 6-0, 31 Temmuz 1925'te 6-2, 10 Kasım 1943 ve 6 Ağustos 1975'te aynı sonuçlarla 5-1, 10 Ağustos 1977'de 4-0'lık skorlarla sahadan galip ayrıldı.

Beşiktaş ise ezeli rakibi karşısındaki en farklı skorlu galibiyetlerini 18 Mart 1933 ve 29 Aralık 1940'da 5-0'lık skorlarla elde etti. Siyah-beyazlılar ayrıca, 14 Kasım 1945'te ve 28 Mart 1948'de de aynı skorlarla 5-1 galip geldi.

Lig maçlarında ise en farklı skorlu galibiyetleri Beşiktaş 4-1, Galatasarayımız ise 3-0'lık sonuçlarla aldı.

-SEYİRCİSİZ DERBİ-

Ezeli rakipler Galatasarayımız ile Beşiktaş'ın 2007-2008 sezonunun ilk yarısında Ali Sami Yen Stadı'nda yaptıkları derbi maç, tarihe geçti.

Galatasarayımız'ın bir önceki sezondan kalan 5 maçlık cezası nedeniyle seyircisiz oynatılan karşılaşma, ezeli rekabetin 86 yıllık tarihinde bir ilk olarak yerini aldı.

-EN ÇOK OYNAYANLAR-

Beşiktaş ile Galatasarayımız arasındaki ezeli rekabette en çok forma giyen oyuncuların başında Beşiktaşlı Şeref Görkey geliyor.

Şeref Görkey, siyah-beyazlı forma altında 63 kez Galatasarayımız'a karşı forma giyerken, 2. sırayı 61 maçla yine Beşiktaşlı Hakkı Yeten alıyor.

-EN GOLLÜ MAÇLAR-

Ezeli rakipler arasında şimdiye dek yapılan en gollü maçta sporseverler toplam 11 gol izledi.

Galatasarayımız'ın 30 Haziran 1940'da 9-2 kazandığı maçta filelere giden toplam 11 gol, geride kalan 324 maç içinde, penaltılar dışında bir maçta filelere giden en çok gol olarak tarihe geçti.

Ezeli rakipler arasında ayrıca, 30 Nisan 1949'daki Basın Kupası maçını 5-4 Galatasarayımız, 6 Kasım 1955'deki İstanbul Ligi maçını da 5-4 Beşiktaş kazanırken, filelere toplam 9'ar gol gitti.

-4-4'LÜK MAÇLAR-

Ezeli rakipler arasındaki en gollü beraberlikler 4-4'lük skorlarla alındı.

İki takım arasında 4 Ocak 1935'de Şeref Stadı'nda yapılan özel maç, 21 Kasım 1937'de Fenerbahçe Stadı'ndaki İstanbul Ligi maçı, 11 Mayıs 1940'da Taksim Stadı'nda yapılan Bahar Kupası maçı, 16 Haziran 1940'da Şeref Stadı'ndaki milli küme maçı, 26 Mayıs 1968'de Ali Sami Yen Stadı'nda yapılan Birinci Lig maçı 4-4 berabere sonuçlandı.

-GALİBİYET HASRETİ ÇEKİLEN YILLAR-

Ezeli rakipler, 324 maçın sığdığı 86 yıllık rekabette bazı dönemlerde birbirlerine karşı üstünlük kurmakta zorlandı.

Beşiktaş, 30 Mart 1975 ile 16 Eylül 1979 tarihleri arasında Galatasarayımız ile yaptığı üst üste 17 maçta da galibiyet yüzü göremedi.
Galatasarayımız ise 20 Kasım 1931 ile 21
Haziran 1936 arasında geçen 15 maçta da ezeli rakibini yenemedi.

-İKİ TAKIMDA DA OYNAYANLAR-

Ezeli rekabetin geçmişinde birçok futbolcu her iki takım formasını da giydi.

Son dönemde hem Beşiktaş, hem de Galatasarayımız'da forma giyen oyuncular arasında Ali Çoban, Mirsad Kovaçeviç (Mirsad Güneş), Saffet Sancaklı, Sergen Yalçın, Ahmet Yıldırım, Mehmet Aksu, Ayhan Akman, Emre Aşık, Adrian İlie, Berkant Göktan, Okan Buruk, Mehmet Yozgatlı, Gökhan Zan ve Serdar Özkan bulunuyor.
----------------------------------------------------------------------------------------



Bu macin uzucu tarafi Bjk'deki eksikler. Guti ve Quaresma'nin oynamasi zor gozukuyor. Boyle etkili ve oyunu guzellestiren 2 isimin karsina Galatasaray'imizin Arda-Baros-Kewell'i karsi karsiya gelse mac icerisinde hakkikaten goze hos gelen anlar olacakti. Fakat her iki takiminda bu sezonki felaket ve rezalet performansi bu macin cok iyi olmayacagini gosteriyor. Her ne kadar macin adi derbi olsa da, bu iki buruk takimin maci beklentileri karsilayacak bir derbi olmayabilir. Bakalim...

Boyu Kucuk, Ama Yetenegi Cok Buyuk (mu?) ....




Gecen sene piyasaya Emre Colak adinda genc bir kardesimiz cikti. Tabii bizlerde gerek boyundan olsun, gerek adindan olsun, gerek soyadindan olsun, ondan cok buyuk bir yetenek olmasini bekledik... Oldu mu? Hayir henuz olmadi.... Olur mu... Neden olmasin...

Yazilan haberlere gore Emre Colak'in pesinde bir cok Avrupa kulubu varmis... Zaten hangi futbolcumuzun yok ki... Bir de Avrupa'ya gidebilseler...

Pesinde olan kulupler, Fiorentina, Lazio ve Genoa ve Tottenham. Simdi mantikli dusunelim... Boyu 1.69 kilosu 62 olan bir oyuncu Ingiltere ve Italya liginde nasil tutabilir? Tutunamaz... Emre'nin protein tozu alip, bir cok firin ekmek yiyip, bol bol sut icmesi gerekir. 19 yasina gelmis bu arkadas, fiziki olarak maalesef henuz futbola hazir degil.

emre belozoglu'da (buyuk harfle adini yazmaya gerek yok, "ozel" bir isim degil kendisi)altyapimizdan ilk ciktigi zamanlarda Emre Colak gibi bir fizige sahipti, cok yetenekliydi-ki hala Turkiye'nin en iyi ortasaha oyuncusu. Emre Colak'da emre belozoglu gibi kendini gelistirebilirse cok faydali olacaktir. Ama emre belozoglu Amerika'daki ilk hazirlik kamplari sirasinda frikikten goller atardi, Emre Colak'in sutlari kaleye zor ulasiyor...

Friday, November 26, 2010

Galatasaray'da Kaptanlik Kumesi.




Milliyet gazetesinin bugunku sayisinda, Turgay Seren'in Galatasaray kaptanligina getirilis hikayesini anlattigi yaziyi paylasacagim. Gunumuzde futbolcular sadece para odakli hareket ederken, seneler once paradan ziyade sevgi ve saygi ile hareket eden futbolcularin, gunumuz futbolculari tarafindan kesinlikle ornek alinmasi lazim.

-------------------------------- MILLIYET'DEN ALINMA---------------------------------
Arda'ya sormak istiyorum; mutlu musun? 1905'te kurulan Galatasaray için bu hazin bir tablo. Anlayacağın senin kaptanı olduğun takım ligde 17 puanla 10'uncu sırada.'

1987 doğumlu Arda bugün 23 yaşında ve Türkiye'nin en üst düzey kulüplerinden Galatasaray'ın takım kaptanı. Bu unvan ona geçen yılın başında 22 yaşındayken Başkan Adnan Polat tarafından verildi. Yapacak bir şey yok. Galatasaray Başkanı Adnan Polat bir futbolcuyu takım kaptanı yapar.
Size biraz geçmişten bahsedeyim.

Ben Turgay Şeren 1932 doğumluyum. 1953 yılında Galatasaray kaptanı oldum. Nasıl olduğuma gelince; Bir Fenerbahçe maçına çıkıyorduk. Rahmetli Gündüz Kılıç takım kaptanımızdı ve aynı zamanda Galatasaray'da futbolun başındaydı. İnönü Stadı'nın tünelinden çıkarken her zamanki gibi onun arkasındaydım. Birden durdu ve 'Bir dakika' dedi. Reha-Bülent kardeşler, Muzaffer Tokaç, Naci Özkaya, Necmi Erdoğdu, İsfendiyar Açıksöz, Doğan Koloğlu, Musa Sezer, Fazıl Göknar o anda Galatasaray Futbol Takımını oluşturuyorlardı. Hepimiz durduk. 'Çocuklar' dedi 'Bizler futbolumuzu oynadık. Bırakma yoluna çıktık. Size bir teklifim var. Turgay 20 yaşında ama onu takım kaptanımız yapalım mı?' Birdenbire bu saydığım tüm isimler beni kucaklamaya başladılar. Herkes ağlıyordu: 'Tabii Gündüz Ağabey' dediler. 'Turgay'ın kaptan olmasından mutluluk duyarız ve ona en büyük yardımları yaparız.' Gündüz Ağabey beni hemen önüne geçirdi: 'Hadi bakalım kaptan çık' dedi. Şaşırmıştım ama çok mutluydum. Galatasaray'ın takım kaptanı olmuştum. Beni takımın önünde ağlayarak görünce İnönü Stadı'ndaki bütün izleyiciler, Fenerliler şaşırdılar. Hakem Faik Gökay da şaşırmıştı. Ama Galatasaray Futbol Takımı kaptanını seçmişti. Galatasaray yönetiminde herkes bu olayı büyük bir mutluluk olarak karşıladı ve ben Turgay Şeren olarak 1954 yılında da Milli Takım kaptanı oldum. 1954 Dünya Kupası'nda Türkiye'yi temsil ettim.

Rahmetli Gündüz Ağabey'den öğrendiğim şuydu; 'Galatasaray kaptanlığı sahaya çıkıp el sıkmak değildir. Saha dışında Galatasaray kaptanının ne kadar iyi, fevkalade özelliklere sahip olduğunu göstermektir. Bunu unutma. Saygı ve sevgi dolu olacaksın. Ağabeylerinle kaptanlık unvanına güvenip konuşmayacaksın. Onları ağabey olarak kabul edeceksin ve sevgiyi, disiplini uygulayacaksın. Öyle bir zaman gelecek ki büyükler bile gelip senden müsaade alacaklar.' Rahmetli Gündüz Ağabey'in söylediklerini harfiyen yerine getirdim. Galatasaray ve Milli Takım'da 21 yaşında Turgay Şeren kaptan oldu ve 1967 yılına kadar Sarı-Kırmızı ve Kırmızı-Beyaz takımların kaptanlığı yaptı. Her zaman övgü dolu sözlerle karşılaştı.

Bu hafta Galatasaray'ın çok önemli maçı var Beşiktaş'la. Ama ne yazık ki şu anda görünmez adam. Galatasaray kaptanı bunu yapamaz. Galatasaray kaptanlığı o kadar kolay bir iş değil. Zor olduğu kadar çok onurlu bir iştir. Yeter ki bu kaptanlığı başarabil. Arda yalnız Galatasaray'a değil kendine de ne kadar zarar verdiğinin farkında mı acaba? Başkanın yerinde olsam bir dakika içinde Arda'nın üstünden o kaptanlık apoletini alır bu işi daha ciddiyetle başarabilecek futbolcuya verirdim.
Ama artık iş işten geçti.

Galatasaray ligde 10'uncu ve 17 puanı var. Galatasaray'ın eski kaptanı olarak bu durumdan utanıyorum. Arda'ya sormak istiyorum; mutlu musun? Gezdiğin yerlerde karşılaştığın dostlarınla kafanı yere eğebiliyor musun? 1905'te kurulan Galatasaray için bu hazır bir tablo. Anlayacağın senin kaptanı olduğun Galatasaray ligde 10. ve 17 puanı var Arda. Senin yüzün kızarıyor mu bilmem ama benim ki kızarıyor.

-------------------------------------------------------------------------------------

Galatasaray kaptanligi sadece bir kol bandindan ibaret degildir. Arda'dan once bu kol bandini tasiyan Hakan Sukur, Bulent Korkmaz, Metin Oktay, Turgay Seren gibi isimler, sorumluluklarin farkina gayet iyi varmis, gorevlerini gayet iyi yerine getirmislerdir. Kim unutur ki UEFA'da kolunu baglayip sahaya cikan kaptan Bulent Korkmaz'i, Berlin'de panter olmus Turgay Seren'i, taraftarlarin izlememis olmasina ragmen gonulune kazinmis olan Metin Oktay'i, kim unutur ki Koreli futbolculari sarip tribunlere kosan Hakan Sukur'u.

Arda tamam su andaki en iyi Turk futbolcusu olabilir, ama Galatasaray kaptanligi sadece oynadigin maclarda koluna kaptanlik bandini takip cikmak degildir. Her mac ne olursa olsun takimla beraber yer almaktir.

Thursday, November 25, 2010

Terzimisin Lorik Cana?




Takimimizin sevgili Arnavut'u ve en yetenekli ve en yildiz nitelikli oyuncularindan olan Lorik Cana, Manisaspor macinda sakatlik gecirmis, ayak bilegindeki baglarinin koptugu soylenmisti, 3 hafta sahalardan uzak kalacak denilen Lorik Cana, 1 hafta icerisinde iyilesti. Hatta o kadar iyilesmis ki adam Sali gununden beri antrenmalarda sahaya cikiyormus, hatta ciftkale maclarda dahi yer aliyormus. Nasil bir is bu Cana ya?

Anlamadim gitti. Adam sanki eline almis igne-iplik oturmus kendi dikmis. Kopan baglar 1 hafta icerisinde nasil toparlar? Yani bizim cok etkili, muazzam doktorlardan olusan saglik ekibimizin ne kadar basarili oldugu bu haberde bile belli oluyor. Adamlar "aman aman baglar koptu 3 hafta yok" derken, Lorik cikip Hagi'ye "Hocam Bjk macinda beni oynat diyor". Simdi burada bir mucize mi var? Yoksa doktorlarimizin yetersizligi mi soz konusu... Artik bende bilemiyorum.

Lorik Cana son haftalarda Hagi'nin nedense en gozde oyunclarindan biri, ama bir Mehmet Topal degil, bosu bosuna kontejyan kapliyor. Sunderland'de, Marsilya'da kaptanlik yapmis, senelerce Avrupa'nin ust duzey iki liginde top oynamis bir adam nasil oluyor da Galatasaray'da tamami ile istikrarsiz bir hale burunuyor... Anlamasu guc..

Neyse... Sakatlar yavas yavas iyilesiyor. Bir de Arda ve Baros'dan iyi haberler alsak da, hic coktan bir maci kazanabilecegimizi dusunsek.

Rapor Mu....Ne Raporu?




Son gunlerde ortalikta surekli Hagi'nin yazacagi bir rapor dogrultusunda transfer konusunda hareketlilik yasanacagi soyleniyor.... Hagi'de "ne raporu" diyor. Tahmin ediyorum ki Adnanlar yine laf salatasi ile bizlerin karnini doyurmaya calisiyor. Ama artik sezon basindaki gibi baskanimiza guvenmiyoruz. Galatasaray'a 105 senelik tarihinin en kotu sezonunu yasatan bu yonetim, herhalde kendi menfaatleri dogrultusunda bir liste cikarip, Hagi'ye o oyunculari gondertmeyi deneyecekler. Bu raporda Musa Cagiran'in kiralanacagi, Elano'nun uygun bir teklif gelirse satilacagi, Kewell ile sozlesmenin fesedilecegi, Servet ve Ayhan'inda satilacagi yaziyormus-mus-mus...

Galatasaray'da gitmesi gereken ilk isim Adnan Sezgin'dir. Takimimiza 3. sinif oyunculari dolduran, bizleri binbir vaat verip hic birini yerine getirmeyen isim odur. Adnan Polat'da ne hikmetse Adnan Sezgin'in daima yaninda... Anlamadim gitti yoksa bunlarinda mi bir menajerlik sirketi var ve Galatasaray'i kullanarak zaten dolu ceplerini dahada mi doldurmaya calisiyorlar...

Bence sen taraftardan bir liste ekle Adnancim... Bakalim bizler ne diyecegiz...