Thursday, September 30, 2010

Kanadı Kırık İki Kartal.




Galatasaray'ın 2 sezondur neden Bjk'nin istemediklerini aldığını kımse anlamıyor herhalde. Son 3 maçtır Serdar Özkan'ın kadroya alınmaması çok sevinidirici, bunun yanı sıra, Gökhan Zan'ın stadyum gezisinde bile "aman gokhan dusup sakatlanma" espirilerine mahsur kalması zaten oyuncu ve yönetimi gözündede nasıl bir kaygı olduğunu belli ediyor.

Bu iki kanadı kırık kartlaı herhalde veterinere götürsek, veteriner onları kurtaramayacağını ve uyutması gerektiğini söylerdi. Kuşlar uyutuluyor mu bilmiyorum ama ümit vermeyenlere başka ne yapacaksın ki...

Karabük'de Arda Yok... Baros Yok... Joker Kewell...






Bu hafta iyileşeceği söylenen Arda tabiikide iyileşemedi ve kadroda yok, Tek gol ümidimiz olan Baros'da sakat, o da kadroda değil, Rijkaard joker olarak Kewell'ı kullanacakmıs. Sözde forvet özelliği olan Pino'nunda bir işe yaramadığını görünce, Kewell'ı forvette seçmesi gayet doğal.

Cana ve Aydın'da tekrar oynayacakmış. Cana hadi neyse ama, Aydın'dan ne bekliyoruz? Kanatta kaleci Aykut'u oynatsak daha etkili olur. Aydın kesinlikle Galatasaray'ın oyuncusu değil, onun yerine alternatif olacak bir kanat oyuncusu kesinlikle alınmalı. Aydın'ıda artık göndrelim nereye giderse gitsin, elbet Süperlig'de bir takım alır onu.

Karabuk deplasmanı birhayli zor olacağa benziyor, Emenike'yi yavaş stoperlerimiz durdurmakta çok zorlanacakalrdır, bunun yanı sıra Karabukspor'un rezalet sahası futbol oynamaya izin vermeyecektir. Herhalde ilk golü atan kazanır, golümüzüde inşallah Kewell atar, bir ona güveniyoruz....

Monday, September 27, 2010

ÜşengeçMISIn Misimovic?




Misimovic o kadar pohpohlanarak anlatıklıdı ki biz taraftara, anında skoru değiştirmesini, ince paslarını bekler oluk... Fakat oynadığı kadarıyla henüz bekleneni veremedi. Sahada çok yavaş hareket eden, ve mücadele gücü zayıf bir görüntü çiziyor şimdilik Misimovic. Adeta üsengec bir tavırla hareket ediypr.Henuz fizik olarak hazır olmadığı apaçık ortada, ama 2 maç daha bu vasat altı performansını sergilerse, Lincoln ve Elano'dan sonra 3. transfer felaketi olacak... Lincoln 5 milyon euro, elano 7.5 milyon euro, Misimovic ise 8 milyon euro, seneklik aldıkları parayıda bunun üzeine eklersek bazı takımların 10 senelik bütün transfer bütcesini 3 oyuncu üzerinde harcamısız. Galatasaray'ın bunun altından kalkacak finansal durumu yok.

Dünkü macta Misimovic'in adını kaç kere dyuyduk düşünelim, herhalde Pino ile beraber adı spiker tarafından telafuz edilen 2. oyuncuydu. Umarız aradığımız adamı bulmuşuzdur, fakat 10 numara üzerine kurulu sistemler futbola nostaljik kalırken, yçnetimimizin neden bu tip oyuncular üzerinde direndiğini hala anlayamadım. Modern futbola ayak uydırsakj fena olmayacak, sadece isim almış olmak için yapılan transferler kulübü büyük zarara uğratır.

Brezilya'da Yetenegini Unutmus Olacak Herhalde,





Elano Galatasaray'da istenmeyen adam ilan edildiginin farkina varmis olacak ki bugun Brezilya'ya ucmus. Herhalde taraftar ve kulupten goremedigi memleketinde ailesinden ve taraftarlardan gormek istedi cani. Fakat Brezilyalilar da bizim izledigimiz Elano'yu izlese eminim suratina bakmazlardi.

Gule gule Elano. Hayirli yolculuklar, gelirken Brezilya'da unutmus oldugun yeteneginide yaninda getirirsen iyi olur. Ya da kendine kulup bul.

Ah Baros Vah Baros !





Maçta Baros sakatlandığı anda hepimizin yüreğine adeta bir ağrı indi! Eminim hepimiz Baros'a bir şey olmaması için dua etmişizdir. Fakat bugün yapılan açıklamada Baros'un Karabük maçında oynayamacağı söylendi, bakalım neler yapacağız... Şu anda GS'da forvet veya santrafor tanımına uyan hiç bir oyuncu yok. Belki Rijkaard Ufuk'u bu pozisyonda dener, geçen hafta GSTV'ye verdiği röportajda kaleci olmasa forvet olmak istediğini söylemişti Ufuk, Rijkaard'ın sağsolu belli olmaz, bakarsınız Ufuk'un bu istediğini yerine getirir! Aman Rijkaard sakın sakın! Bak o kaleci, o kaleyi korur, oraya gol atmaz....

Karabük maçında ya Kewell'dan ya da Pino'dan bu pozisyonu teslim almalarını bekleyeceğiz ama Baros kadar hakkını verebileceklerini düşünmüyorum. Umarım takımca iyi oynarız da son haftalarda olduğu gibi oyunu bireysel yetenekle değil, takım oyunu ile kazanırız.

UFUK'da Bir Kaleci Görür Gibi Olduk Sanki...




Ufuk, Aykut'dan kaleyi aldıalalı kolay teslim edecek gibi gözükmüyor. Her maç kendine daha çok güvenmeye başlıyor fakat hala yeterli değil. Eskisehir maçında yapmış olduğu hatayı tekrarlayacak diye her pozisyonda Servet arkasında oluyor. Yan topları düzeltiyor gibi gördük. Yediği golde hatası yoktu, hata orada Tum'u kaçıran Neill'ındı. O tip bir topu çıkartabilecek zaten iki kaleci var dünyada biri Cech, diğeri ise Casillas.

Gündengüne arkadaşlarının da ona güvendiğini düşündüğü taktirde çok daha iyi olacaktır. Herhalde ilk geldiği zamanda estirdiği magazin rüzgarlarınıda dindirmesi gerekip, kaleciliğine konsantre olması gerketiğinin farkına varmış olacak. Dün güzel kurtarışlarda yaptı. Yan toplardada başarılıydı, fakat topları tutmak yerine yumruklaması karşı takıma pozisyon veriyor, zira dün Servet'in Ufuk'un karşıladığı toptan sonra ki İBB'linin şutunu çizgiden çıkardığını da unutmamak lazım.

Müthiş bir fizik var, yaşı bir kaleci için hala genç, ama hem taraftarın, hem Rijkaard'ın hem de takımın ona güvenmesi için daha çok çalışması lazım. Sahaya çıktığı zamanki "hata yapacağım" endişesi yüzünden okunuyor, artık kendine güvenmesinin zamanı geldi.

Baros Hat-trick Yapmak İstedi...Yaptı...






Galatasaraya'ın İBB karşısında bu kadar rahat 3 puana ulaşacağını düşünen yoktu herhalde. Bjk ve fbye daima ters gelen İBB, Galatasaray'a hiç bir zaman rakip olamıyor, bunun sebebi artık nedir bilemeyeceğim ama herhalde Abdullah Avcı'nın GS'a karşı büyük bir zaafı olacak, nasıl Rıza Bjk'ye, Aykut'da zamanında fbye karşı duramıyordu aynı o misal...

Maçın başında alışmadığımız bir 11'le sahaya çıktı Galaatsaray. Oyuna sadece mücadele katkısı sağlayan, ve bu mücadelesi sayesinde GS'a çok yararlı olan M. Sarp'ı kesip yerine Cana'yı önlineroda oynattı, aralarında en ufak bir fark yok. Ben olsam Sarp'la devam ederim ne de olsa kontejyan kapatmıyor.

Sol kanatta herhalde GS formasını giyen S. Özkan'dan sonra en kabiliyetsiz isim olan Aydın'ı oynattı, ve tabii ki Aydın maç boyunca takıma katkı sağlayamadı. Baros'un mükemmel golünde araya bir pas atmış olabilir, fakat o golünde büyük şans golü olduğunu düşünmemek elde değil. Baros aynı şutu 10 kez daha dense herhalde anca 1 tanesi aynı güzellikle kaleye girerdi. Golde Aydın'ın katkısı şansa oldu. Maç boyunca sol kanattan hiç bir etkili bindirme yapamadı, ayağındaki bütün topları kaptırdı, neredeyse bütün pasları kısa düştü. Kewell'ı kesecek bir oyuncu kesinlikle değil, GS'da hala oynuyor olması bile büyük bir lütuf Aydın için. Ondan kabiliyetli o kadar daha çok oyuncu var ki Süperlig'de.... Sahanın en kötü ismi Aydın'dı.

Bunun yanı sıra sağbekte yine S. Kurtuluş vardı, skora en büyük katkıyı yapan 2. oyuncu. Sabri'nin sakatlığından sağbekte oynatabilecek en iyi alternatifin S. Kurtuluş olması da hakkikaten çaresizliğimizi göz önüne seriyor. Geçen haftaki gibi yine sağda çok oyuncu kaçırdı, ve yavaş kaldı, daha yaşı çok genç olmasına rağmen ne Ayhan kadar mücadele edebiliyor, ne de Sabri gibi hızlı olabiliyor.

Ortasahasa Misimovic yine çok etkisizdi. 10 numara sistemi üzerine oynamak artık futbolda yok ama biz Türkler nedense bu tip oyuncuları çok seviyoruz, va hala 10 numara sevdası ile milyonlarca Euro harcıyoruz. Misimovic'in etkili olması için mis gibi bir çim saha ve onu savunan çok yavaş oyuncular olması gerekiyor. Almanya'daki performansına hala ulaşacağı ümidindeyim, fakat fizik olarakta çok kuvvetsiz, çektiği şutlar çok kuvvetsizdi.

Pino gerçekten büyük bir hayal kırıklığı ve sokağa atılan para. Hiç bir şey yapamadı. Sadece tek başına alıp topla çizgide koşmayı düşünüyor, en uygun pozisyonlardaki arkadaşlarını görmüyor, sadece kendi için oynuyor. Kabiliyetli bir oyuncu olabilir ama Galatasaray'ın ilk 11 oyuncusu kesinlikle değil. Hasan Şaş'dan bu yana neden sadece çalımla futbol oynamaya çalışan oyuncuları alıyoruz sağ kanatımıza anlamadım. Gollerin ortalarını yapan ismin de sağ kanat değil, sağ bek olması da zaten Pino'nun etkisizliğin gözler önüne seriyor. Sahanın en kötü 2. ismi.

Ayhan günden güne daha iyi oluyor. Genç oyuncuların ondan ders alması lazım, her huyunu değil ama bazı huylarını da örnek alması lazım. Liderlik vasfı ve çalışkanlığı kesinlikle tartışılmaz.

Baros'a diyecek bir laf kesinlikle yok. Son senelerin Kewell'la beraber en iyi transferi olduğunu tekrar tekrar gösteriyor. Onun olduğu maçlarda Galatasaray bir başka oluyor, dünde canı istedi hat-trick yaptı. Sahanın Ayhan'la beraber en iyi ismiydi. Umarız sakatlığı da uzun süreli olmayacaktır, fakat Karabük maçında oynayamayacakmış! O maçta artık forvete kim koyulur bilmiyorum, işimiz bir sonraki maçımızda çok çok zor.

Thursday, September 23, 2010

Aslanlar sahada ama henuz tribun yok. TT Arena gezisi...




Takimimiz bugun TT Arena'yi gezmis. Bu adamlara bu stadyum yakismiyor, ama belki bu gezileri adam gibi top oynamalari konusunda onlara itici bir guc olur. Avrupa'dan gelecek rakiplerimizi bu stadyumda bogacaktik, hatta Adnan Polat rakiplerimiz bu sahadan koly kolay cikamayacak demisti, ama rakip makip hikaye oldu, Sami Yen'de bile adam gibi performans gostermeyen takimimiz bakalim TT Arena'da nasil bir performans gosterecek.

En olmadi futbolu biraksinlar, stadyum insaatinda calismaya baslasinlar, zaten futbol oynadiklari da yok, bari stadyum da calissinlar da stadyum daha hizli bitsin.

Supriz Karadeniz'den



Galatasaray sozlesmesi bitmek uzere olan Gokdeniz'den transfer sozu almislar. Bakalim ne kadar dogru. Bir de bakalim Avrupa takimlari da oyuncularini bizim en etik kulubumuz olan Kayserispor gibi kadrodan kesip, antrenman yapmasina bile izin vermiyor mu. Gokdeniz Galatasaray'a gayet yararli olacaktir, Gokdeniz'in gelmesi demek Serdar Ozkan'a bir daha forma sansi gelmeyecek demektir. Bizlerde bunlari bekliyoruz. Getirirlerse kadro derinliginde onemli bir katki saglayacagi kesin, uzun zamandir yurtdisinda oynayan Gokdeniz'in eminim kontrati bitiigi zaman Galatasaray'dan daha iyi bir takima gidebilecegini sanmiyorum. Ama bir kere de akilli bir transfer yapsinlar...

Wednesday, September 22, 2010

Mucizeler...

100 Milyon Dolarlık Cadır!




Galatasaray Ali Sami Yen arazisinin yanında bulunan GS Store'un yer aldığı çadırın bulundğu 8500 metre karelik arasanın üzerine plaza yapma projesi gerektiriyormuş, projenin başındada bir mühendis değil de Adnan Polat'ın yakın dostlarından Mustafa Sarıgül'ün oglu Emir Sarıgül üstlenecekmiş. Yeni bir Polat Plaza mı geliyor acaba? Bu arsa üzerindeki ki plazayı kimin yapacağı henüz belli değilmiş, hatta Aşçıoğlu bu ardayada talip olmuş. Aşçıoğlu'da projeye doymuyor... Olur da bu projeyi Polat yaparsa, işte o zaman basında Riva ile dedikodusu yapılan al gülüm-ver gülüm oyunları tekrar gündeme gelir....

Böyle bir proje planlandığı gibi gerçekleşirse ilk olarak Mecidiyeköy trafiğini mahveder, tıkar, çekilmez hale getirir, ama Galatasaray'ında kasasaını iyice doldurur. Bu paralaın bir kısmı Adnan Sezgin'e transfer bütcesi olarak verilir, o da parayı çarçur eder, 3. sınıf oyuncular getirir. Yönetim değişmedikçe olacak buduru....

Dogumgunun kutlu olsun Harry Kewell!




Bugun 22-09-2010 Harry Kewell'ın dogumgunu! Buyucumuzun dogumgununu kutluyorum ve bizimle beraber basarıların devamını diliyorum!

Uçan 70 Milyon TL..."Adnan Polat kanatlandırır"




Geçen sene Galatasaray'ın oluşturduğu "yıldızlar" kadrosunun Galatasaray'a yaklaşık zararı, TT Arena'daki locaların satılmasından elde edilen paraya denk geliyormus. Ard arda getirilen, fakat Rijkaard tarafından doğru kullanılmayan oyuncuların başarızlığı bizi hem şampiyonluktan etti, hem de Şampiyonlar Liginden. Bütün hesaplar Galatasaray'ın şampiyonluğu üzerine plansızca yapılınca, ve beklentiler karşılanamayınca, Polat'da tükürdüğümü yalamam diyerekten Rijkaard'ı kulüpte tuttu be bize son 10 senemizin en kötü 2. Galatasaray'ını izletiyor şu an.

Bakalım şirket birleşiminden çok büyük gelirler elde edileceğini, sponsporluk bedellerinin yükseldiğini anlatan Polat, banka Galatasaray'a hacize geldiğinde karşılığını nasıl verecek acaba? Rijkaard, Adnan Sezgin'ı, Elano'yu ve Arda'yımı teminat karşılığı olarak göstererek? Riva'yımı karşılık göstrerek? Şu rüyalarından uyan Adnancım....

Izmir'de Galatasaray Sevgisi




Izmirliler Bucaspor macinda stadin tamamini doldurdular. Sadece az miktarda taraftarin uzerinde Bucaspor formasi vardi, stadyum sari kirmiziydi. Bir de zemin guzel olsaydi eminim cok guzel bir futbol gecesi olurdu. Fakat uzun zaman ardindan Galatasaray'i daha sık izleme şansı olacaktır İzmirlilerin. Bucaspor'un Karşıyaka, Göztepe ve Altay'ın arasından sıyrılıp Süper Lig'e çıkmasının "köklü" İzmir takımlarına ders olması lazım.

Mucizlere Kaldık Ayhan'ın Golüyle 3 Puani Aldik!





Bucaspor ile herhalde Turkiye'nin en guzel iklimli sehirlerinden biri olan Izmir'de Turkiye'nin en kotu zeminlerinden birinde yapilan maci enteresan bir sekilde Ayhan'in golu ile kazandik. Ayhan'in gol atmasi bizi mucizelere inandirdi.

Felaket zemin uzerinde gecen ve futbol macindan cok, gir cim hokeyi macini andiran mactan galip cikmak guzel. Zaten bu tip sahalarda olsa olsa 1 gol olur, onu atan da kazanir.

Ridvan'in deyisi ile "keci yuruse miniskus" olur denecek kotulukte bir sahayi koskoca Izmir'e yakistiramadim. Turkiye'nin belki en kulturlu ve en modern sehiri olan Izmir'in en onemli stadyumu boyle olmamali. Bucaspor'da Izmir'in koklu takimlarina adeta govde gosteri yapiyor.

Macin geneline bakarsak sadece mucadele icinde gecen, kotu bir mac izledik. Ama bu zeminde iyi futbol zaten beklenmez. Pas versen yeriniz bulmaz, sut ceksen kalkan cimlere takilir, kosmaya calissan Allah korusun cimlere ayagin takilir sakatlanirsin. Futbolcular da bunlarin bilincince yavas ve sakin oynadilar.

Macin en kotusu veya en kotusunu secmek dogru olmaz, sadece bir kac oyuncuyu elestirebiliriz. Basta sag bekte S. Kurtulus cok yavas bir oyuncu, daha 20 yasinda olmasina ragmen bir bek oyuncusunun bu kadar yavas olmasina aklim ermiyor, zaten onunda pili bitti, kramplandi ve cikti, ondan Galatasaray'a fayda gelmez. Tabii Galatasaray caresizlikten S. Kurtulus'u bek yapti, fakat Hani Neill'de sag kanatta oynayanbiliyordu? Bir de onu deneseler ya, stoperede alirsin H. Balta'yi bir macada oyle cikarsin. Pino'yu bir cok taraftar begenmis olabilir fakat cok bencil oynuyor, hem bencilligi de etkili degil, Keita hic coktan etkili oyun sergiliyordu, tabii karaktersizdi orasi ayri. Pino bakalim ilerleyen gunlerde nasil olacak, ama Galaatsaray kalibresinde bir oyuncu olmadigi kesin, takim oyununa da katkili olacagini sanmiyorum. Ortasahada M. Sarp yine mucadelesi ile akilda kalan isimlerdeydi, Baros sahanin en cok yorulan isimlerinden bir tanesiydi. Misimovic bu sahada zaten oynayamazdi, onu degerlendirmek bu macla yanlis olur.

Galatasaray buyuk takim olmayi unutmus, adeta bir Anadolu takimi gibi cekingen bir futbol sergiliyor. Kimse birbirine guvenmiyor, bu da takimin guvensiz oynamasina yol aciyor, ki nitekim macin son 4-5 dakkikasinda Misimovic ve Baros'un top oyunlari ile vakit gecirmeleri bunu zaten gozler onune serdi.

Rijkaard yatsin kalksin Ayhan'a dua etsin, mucizelere dua etsin, bunlar sayesinde bir hafta daha Galatasaray teknik direktoru olarak kalacak. Fakat bu sezon Galatasaray'dan basari beklememek lazim.

Wednesday, September 15, 2010

Bir, Sıfırdan İyidir, Üçte sıfırdan İyidir.




Pazartesi akşamı Galatasaray'ımız Sami Yen'de Gaziatespor'la karşılaştı. Karşısında diri bir Antep bulan takımımız, çok zorlandı ama sonunda yine sağolsun Galatasaray'ımızın imdadına Eskişehir maçındaki gibi eski bir Galatasaray'lı yetişti, onun yaptırdığı penaltı sonrasında top zar zor kaleye girdi. Kuşkusuz maçta en çok dikkat çeken oyuncu Gaziantepspor'un kalecisi olan, adını ancak copy-paste yaparak yazabileceğim Žydrūnas Karčemarskas'dı. Litvanyalı kalecinin ellerinde bir çok atağımz eridi. Kalecinin yanı sıra etkili oyunu ile Julio Cesar ve Popov Galatasaray'ı cok zorladı, şansımıza defansımız hatasız oynadı.

Sahanın en iyi isimleri herhalde Mustafa Sarp, Neill, Servet ve Keweıll'dı. Çok gayretli oynadılar, tabii Kewell son dakkikalarda yoruldu ama yine takımın kaptanı olması gerektiğini bütün kamuoynua sergilerdi, taraftalarda onu oyuncan çıkarken alkışlayıp, adını tezahurat ettiler. Kewell olmasa ne olurdu kim bilir. Maçın en iyi adamlarının defansif oyuncular olması zaten maçın Antep üstünlüğü ile sürdüğünü gösteriyor, durmaksızın saldıran Antep biraz gününde olsa Galatasaray'ı rahat yenerlerdi. Böyle diri bir takımın ligde hala sadece 3 puanda olması şaşırtıcı, Galaatsaray'dan çok daha iyi bir takım oyunu sergilediler.

Takımın en kötüsü şaşırtmayacak şekilde Elano idi, uzun süre sonra forma şansı bulmuş olması belki buna etkendir, ama yani bari bir pası düzgün at be adam. Saçlarını değiştiriğ uzatmışssın lüle lüle yapmışsın, ama futbolunda değişiklik yok. Ali Turan'da maça çok istekli be iyi niyetli başladı ama tekrar Gallatasaray'ın oyuncusu olacak kalitede bir bek oyuncusu olmadığını gösterdi, artık forma şansıda bulabileceğini sanmıyorum. Hem çok yavaş, hem de pasları çok etkisiz, fakat kadro derinliğinde bulunsun, bir zararı olmaz, Türkiye Kupa'sında en güçsüz rakiplere karşı oynasın, Galatasaray'e gelmek için feda ettiği 6 ay, onun ne kadar iyi bir Galatasaray taraftarı olduğunun kanıtı, taraftarda bunun bilincindedir.

Insua ve Misimovic icin ilk maçtı. İkisde çok önplana çıkmadı ama iyi niyetli oynadılar, İnsua iyi bir bek olduğunu gösterdi, pozisyon hatası hiç yapmadı, Antep'in baskılı oyunundan ileri çıkma şansıda edinemedi zaten. Misimovic'de Alexvari bir oyuncu olduğunu sergiledi, kendini çok yormadan ince ara pasları ile ön planda olacak gibi ama arkasında Ayhan'la oynayamaz.

Metin Oktay'ı Sami Yen'de çok güzel bir şekilde andık, zaten bizede bu yakışırdı, tekrar ruhu sad olsun diyorum, ve onu saygıyla anıyorum.

Tuesday, September 7, 2010

Solbek Durumları...




Sezon basindan beri solbek sorunumuzu çözemedik çözemedik, aynı transfer dönemi içerisinde 2. solbeki almak durumunda kaldık.

Hakan Balta'nın formsuzluğu, Çağlar'ın sakatlığı derken işler hiç iyi gitmedi. Neticede kendini Liverpool'dada kanıtlamış Emiliano Insua'yı satın alma opsiyonlu kiraladık. Açıkcası ben Liverpool'dan Insua'yı bırakmalarını beklemiyordum, ama iyikide bırakmışlar.

Şimdi Çağlar'ın sakatlığına, Hakan Balta'nında sakatlığı eklendi, Insua'yı almasaydık artık Kewell'ımı sol bek yaparlardı bilemiyorum. İnsallah Insua kesin çözüm olur, maç boyunca ileri-geri giden, orta yapan, kanatlara yardımcı olan bir oyuncu olur, kendini Galatasaray'a verir ve sonuna kadar mücadele eder.

Delgado falan kalsaydı beraber "tango alemlerine" akarlardı neyse ki gitti, Pino'yada arkadaş olur, zaten Pino pek top oynayacak gibi değil, artık beraber salsa falan mı yerler, fajita lokantası mı işletirler bakalım neler olacak.

Herseyin Tamam da Bir Basketbolun Eksik Sabri




Basketbol milli takimimizin Fransa ile oynadigi macta milli futbol takimimizda bulunuyordu, bakalim bu aksamki Belcika futbol macimizda basketbol takimi ayni destegi verecek mi.

Mac oncesi gozlere takilan karelerden biri de Sabri'nin basket atmaya calismasi. Simdi siz dusunun ki profesyonel futbolcusunuz, ama ne sut cekebiliyorsunuz, ne de orta yapabiliyorsunuz, sizin hunerlerinizin varolmadigi bir sporda acaba ne derece basarili olursunuz? Attiklarinin kaci potaya girdi bilemiyorum, ama ben sahada seyirci olsam gulmekten yikilirdim herhalde. Sahanin ortasinda bebek mavisi (pardon tukuvaz) rengi esofmanli, kisacik bir adam duruyor, benim herhalde ilk dusuncem bu da herhalde maskotumuz falan olurdu, ama bu Sabri'yi TV'de izlemis olan herkes onu cok ozel sac trasindan tanir herhalde...

Simdi gozlerimizi kapatalim, ve Sabri'yi bir basketci olarak hayal edelim, o Sabri'nin eline bir basket topu verelim, yani benim gozume cok komik kareler geliyor acikcasi. Belki oyunculara havlu ve su dagitmaya calissa daha basarili olur...

Yalanci Futbolcu Pino(kyo)






Coculugumuzun hikayelerdinden biridir Pinokya, Gepetto Amca kendini yanliz hisseder, bir cocuk sahibi olmak ister, ve kendisini tahtadan bir cocuk yapar, sonra bu cocuk buyulu bir sekile canlanir falan. Pinokyo'da yalan soyledikce burnu falan uzayan bir arkadasimizdir.

Iste Galatasaray'imizin Gepetto Amcasi'da Adnan Sezgin. Adnan Sezgin isi olan futbolcu transferini gerceklestiremeyince, yalanci futbolcu Pino'yu getirdi. Pinokyo ile olan isim benzerligine de pes dogrusu, bari farkli isimde birini getirseydin bize Adnan Sezgin.

2 macta oynamis oldugu toplam 60 dk'dan sonra sakatlanan Pino(kyo)'muz bize katki saglayacak mi bakalim. Pinokyo hikayesinin sonunda gercek bir cocuk oluyordu, belki Pino'da gercek bir futbolcu olur. Her ne kadar kariyeri boyunca gercek anlamda bir futbol olamasa hep 3. planda kalsa da, Galaatsaray oyucularin kendilerini bulmalari icin onemli bir kulup.

Sunday, September 5, 2010

Turkiye'nin En "Etik" Kulubu Kayserispor.



Kayserispor her zamanki gibi gelin guvey olmus, ve Arda'nin Atletico "transferini" kabul etmeyen Adnan Polat'a resmi sitelerinden su sekilde seslenmisler

"Milli futbolcumuz Arda Turan konusunda Galatasaray Kulübü'nün Atletico Madrid'e karşı onurlu duruşunu destekliyoruz.Galatasaray Kulübü başkanı sayın Adnan Polat'ın Galatasaray kaptanına etik ve ahlak dışı yapılan teklifi değerlendirme gereği bile duymaması, haysiyetli bir kulübün yapması gereken doğru tavırdır. Umuyoruz ki, Atletico Madrid Kulübü'nün FİFA ve UEFA'daki gücü ve medya yardımıyla Galatasaray Kulübünü haksız, geçimsiz ve sevimsiz gösterme çabalarına T.F.F. dahil herkes adalet ve asalet gereği tepki gösterir"

Burada Kayserispor Galatasaray'i "iyi tavirla" ignelemeye calismis, ama bu duyurularinda o kadar gizli-sakli mesaj var ki, mesela "onurlu durusunu destekliyoruz" derken, Galatasaray'a Ali Turan konusundaki durusundan dolayi "onursuz", "etik ve ahlak disi yapilan teklifi bile degerlendirme geregi bile duymamasi, haysiyetli bir kulunun yapmasi gereken dogru tavirdir" diyerek Galatasaray'a haysiyetsiz damgasi vurmus, "Galatasaray Kulübünü haksız, geçimsiz ve sevimsiz gösterme çabalarına" diyerek Galatasaray'i haksiz, sevimsiz ve gecimsiz olarak nitelendirmistir.

Hani derler ya "Dinime kufur eden Musluman Olsa", aynen o mesele. Her sezon transfer donemi sirasinda en buyuk fiyaskolarin Kayserispor'da koptugunu unutmayalim. Cok gec degil gecen sezon ki Mehmet Topuz fiyaskosu, Troisi'yi kacirip imzalamalari, Gokhan'i satmayacakalrini acikladiktan sadece 1 sezon sonra satmalari, bunlar hep Kayserispor'un "etik" degerlerini gosteren seyler.

Bence bu ligde bu tur aciklamalari yapacak en son kulup Kayserispor'du ve Turkiye Ligi'nin en etik olmayan kulubude Kayserispor'dur.

O Sapkanin Icinde Neler Var Ahmet Bulut?





Arda'nin Atletico Madrid'den teklif alma hikayesinin ardindan ortaya cikan Ahmet Bulut'un uckagitcilgI, Galatasaray'in ona olan guvenini iyice sarsmis olacak. Arda'da boyle bir menajerle yola devam edecekse, ona da Allah kolaylik versin, cok terbiyeli ve duzgun futbolcular olan Emre Belozoglu ve Okan Buruk'unda, Ahmet Bulut'un menajerlik formasinda ortakliklari oldugu da soyleniyor. Hic sasirmam, Galatasaray'in elinden bedavaya Emre ve Okan'i Inter'e kaciran da Ahmet Bulut degilmiydi.

Haberlere gore Ahmet Bulut, Arda'nin Atletico Madrid transferini tamami ile sahtecilikle yapmis, canli yayinda da Adnan Polat'in Atletico Madrdid'in baskanini arayip isin dogursunu ogrenecegini hatirliyoruz zaten, o da aramis ve Atletico Madrid'in baskanindan "bir hic bir zaman Arda ile ilgilenmedik" ceavbini almis. Bunun uzerine tabii Adnan Polat'in neler yaptigini bilemiyorum ama herhalde cok hayirli sonuclar cikarmayacaktir.

90'lardada naylon faturalar duzenleniyordu is adamlari tarafindan, Ahmet Bulut'da "naylon transfer teklifi" duzenlemis olacak, herhalde Atletico Madrid kulubunde fakslari ceken sekreterlerle falan arasi iyi olacak ki, onlardan "transfer teklif formu" isteyip uzerinde oynadi herhalde...

Menajerlik tanimi geregi ile hele ki Turkiye'de tamami ile "durustluk gerektiren, yalan gerektirmeyen" bir is ya, iste bu tanima Ahmet Bulut gayet guzel uymus. Cok durustce hareket etmis gercekten, onu gaza getirenlerde herhalde Emre ve Okan'dir.

Kimbilir Ahmet Bulut'un kafasindan hic cikarmadigi o sapkasinin icinde neler var, bir bakiyorsun hokus pokus Emre cikiyor, bir bakiyorsun Emre kayip olur, Inter formasi icerisinde bulunuyor. Ayni zamanda Galatasaray'in kalecisi Ufuk'unda menajerligi bu durust menajer arkadasimizin elindeymis, ona da "bir hokus pokus yapacagim milli kaleci olacaksin" nasihatlari ile ilismis ve menajerligini almis.

Bir hokus pokus'u sana Arda yapar da elindeki en degerli oyuncuyu kayip edersen artik, yasi gecmis Sermet Erkin'le beraber cocuk programlarinda sapkandan cikarirsin Ardalari...

Thursday, September 2, 2010

"G.Saray Kalesini Korumak Gurur Veriyor" hangi kaleyi koruyormus?



Ufuk GSTV'de verdigi son roportajinda "G.Saray kalesini korumak gurur veriyor" demis. Acaba hangi kale? Tahtakale? Kirikkale?

Her oynadigi macta golyedigini dusunursek henuz kaleciligin "koruma" asamasina gelemedigini goruyoruz. Ne zaman gelecek? Iste bu buyuk bir soru isareti.

"Milli takımdaki arkadaşlarımız orada biz de burada şu anda açıklarımızı kapatıyoruz. Bu arayı en iyi şekilde değerlendiriyoruz." diye bir aciklama yapmis, bence once kaledeki aciklarini kapasin, kalesini gollere kapasin sonrasinda iyti oldugunu soyleyebiliriz.

BELGESEL 1



Kanal: Aksi Cimbomlu'nun Discovery Channel'i

Yer: Eskisehir Stadi

Konu: Habitatinda Futbolcu

Yukarida gormus oldugunuz seride Serdar Ozkan adli, uzun sacli, enteresan sakalli, bir sekilde yeteneksiz olmasina ragmen sansi ile bir yere gelmis ender bulunan bir futbolcu ile, kendisi ile ayni ortamda yetismis Batuhan isimli uzun boylu, kendini bir sey zanneden fakat etkisiz olan iki futbolcu yanyana geliyor.

Burada kulubeyi in olarak kullanan Serdar Ozkan'a, Batuhan'in sinsice yaklastip ortaya para ve araba atarak iletisime gecmeye calisiyor, bu dilden anlayan Serdar Ozkan ininde rahatsini bozmadan, kendisinden kucuk bir futbolcu olan Batudan'a yine para ve araba dilinde konusuyor. Bu iki canlinin birbiri ile olan sohbetine yanlrinda oturan bir kisi daha eslik etmeye calisiyor fakat anlayamiyor.

Ardindan araba-para dilinde konusan ve Batuhan, 3. sahis olan futbolcuyu "mini cooper mi aliyorsun" diyerek ile asagilayip, kendisinin alpha-futbolcu oldugunu kanitlamaya calisiyor. Bu ise yariyor ve 3. futbolcu sohbetten kopup kosesine cekiliyor. Futbolcu habitatinda genelde futbolcular birbielrine olan ustunluklerini arabalarinin ve kiyafetlerinin degerleri ile saglamaya calisir, kucuk dusen futbolcu, dogal dunyasi olan saha icerisinde sert mudahaleler ederek ortbas eder.

Bir dahaki belgeselimizde gorusmek uzere.